Saray değişmişti ama atamın odasını biliyordum. Çoğu şeyi unutsamda aklımda atamın odası vardı. Gitmek istemesemde gidiyordum.
"Destur varmıdır."
"Vardır."
Atamın sesi aynıydı sert ve yüksek çıkardı. Otağına girdiğimde karşımda atam vardı oturuyordu. Değişmemişti sadece saçına ve sakalına aklar düşmüştü okadar. Beni gördüğünde o da şaşırmış olaki aya kalktı. Ve bana sarıldı. Kokusu aynıydı barut gibi kokardı hep. Neden bilmiyorduk ama sormaya cesaretimiz yoktu. Benden ayrıldığında bakışları endişeliydi ve söze girdi.
"Burda ne ararsın oğul?"
"Amcamın sarayında iken moğolların bizi bulduğunu öğrendim. Sende biliyorsun bunu. Amcama gönderdiğin mektupları okudum toy için geldim diye bilirim ama moğollar savaş istiyor baba."
"Yasmin savaşlarda yer alıcaktı, napıcagız."
"Toyu aceleye getireceğiz Yasmin bu sarayda olmamalı. Prense Yasmini emanet ederiz birlikte kalırlar."
"Yasmin sen gittiğinden beri birsuru iksir yaptı nedeni bilmediği halde yaptı binlerce."
"Bacımı en son gördüğümde küçük bir kız çocuğu idi şimdi zarafeti ile herkesi etkileyen, ilimli, cesur bir hatun olmuş."
"Öyle, hatunların başı. Sarayda ki en marifetli hatun olarak seçildi."
"Şaşırmadım."
Gerçekten şaşırmamıştım, Yasmin çocukluğundan beri zeki idi. Atamı savaş planlarını bana anlatırdı. Atamın ne yapması gerektiğini düşünürdü plan yapardı bende planı atama anlatırdım ve beni takdir ederdi. Yasmin korkmazdı ölumden, yakalanmaktan, savaşmaktan. Yaralanmak derken ben Yasminin düştüğünü unuttum.
"Ben buraya Yasmin için geldim. şifahane de, beni görünce halsiz düştü."
"Bu şimdi mi söylersin oğul."
Atam bunu duyunca ayaklandı, muhafızların kapıyı açması ile çıktık. Şifahane sarayın yanındaki obadaydı. Oraya gittik ve girdik Yasmin ayarlanmıştı. Kılıcını kuşağına sokuyordu, öbur prensesler gibi değildi. Mavi elbisesi vardı pek uzun değildi ayak bileklerine kadar idi elbisesinin kolları uzun du ince idi Yasminin kolları. Botları vardı kahverengi. Belinde kuşağı vardı kılıcını koymak için. Güzeldi çok güzel idi. Elbisesi yaz aylarında güzel idi ve diğer prensesler gibi abartılı uzun bir elbisesi yoktu. Tacını başına taktı mavi taşlar ile kaplı taçı elbisesi ile uyumluydu. Prens ona dalmış gibiydi. Şuan prensi meydana çağırıp dövüşe bilirdim ama bacım mutlu idi ve prens bacımı mutlu ediyor du. Yasmin önce bana sonra atama bakıp kafasında geçenleri dile getirdi.
"Konuşmamız gerekiyor saraya atamın otağına geçelim."
Belli ki sinirini çıkartacaktı ama haklıydı çok haklıydı. Bende bağırıp çağırmak hesap sormak istiyor idim ama yapabilecek birşey yoktu.
Ayaklandı ve çıktı saraya doğru yol aldı biz 3 bey ise bir prensesin arkasın dan ilerliyorduk prens Aktemur bey, prens İlyas, ve atam kral Mehmet bey üçümüzun de zayıf noktası prenses Yasmin idi ve bunu düşmanlar biliyor du.
YOU ARE READING
Rino'nun Yale'si
ActionPrenses Yasmin 10 yasindayken Moğol savaşında ölen annesi Leyla sultan'ın kızıydı. Onun gibiydi. Tüm hatunlardan iyi savaşan, herkesi zarafeti ve edebi ile etkileyen, ilmine hayran bırakan bir prensesti. günlük yaptığı şeyleri yaparken bir mucize ol...