Prens İlyas dan
....."ALPLER ÇIKIN DIŞARI."
diye bagırmıştım InshAllah Prenses hakkımda kötu şeyler dusunmuyordur. Nurgül hatun ile hep aram böyle olmuştur. Anam beni doğurduktan sonra şehit olmuştur. Atam beni büyütmek için bir hatun seçmek istiyormuş. Sonrasında ise 2 yıl geçmiştir ve Nurgül hatunu seçmiştir ve toy olmuştur. 2 yaşında olduğum için hiç birşey den haberdar değildim. Bazen ise kendimi suçlarım nasıl olsa bu saray anamın emaneti dir. Lakin benden 2 sene sonra Meryem doğmuştur ve Meryem den 1 sene sonra Hızır doğmuştur. Meryem ile aramızda çok yaş olmadığı için birlikte büyüdük. Hızır ve Meryemi hiç ayırmadım. Hizirin anası farklı olsa bile onları kardeş gibi gördüm. Nurgül hatun Meryem ve hızıra baktı öyuzden ben hep yanlız kaldım. Sorun değildi. Çünkü Meryem ve Hızırın o kadar iyi yetiştirilmiş olması beni mutlu ediyor idi. Bende savaşarak büyümüştüm benziyordu prenses ie hikayelerimiz. Ben düşüncelerden çıktığımda Nurgül hatun konuşmaya başlamıştı.
"İLYAS BENİM LAFIM USTUNE LAF SÖYLERSEN ZİNDANA GİDERSİN."
"NURGÜL HATUN BENİ OTAĞIMDAN HİÇ KİMSE KOVAMAZ. KENDİ SARAYIMDA İSE ZİNDANA HİÇ KİMSE KOYAMAZ. ATAM DAN CESARET BULUP TA BEN DEN ÜSTÜN OLDUĞUNU SANMASIN HİÇ KİMSE HİÇ KİMSEDEN ÜSTÜN DEĞİL BİR SARAYDA."
Nurgül hatun baya sinirliydi. Ama benim sözlerim herkesi etkilemişti. Prenses bile bana bakıyordu. Nurgül hatun tam laf edicek iken atam lafa girmişti.
"İlyas otağına gidesin."
Atam bu hatunun lafı için benim çıkmamı isterdi. Bu hatun çık deseydi çıkmazdım ama atamın lafı benim için değerli idi. Atam nasıl bu hatun için benim çıkmamı derdi edebsizlik eden oydu. Hiç bir kelime etmeden çıkmıştım. Ve kapıda bekliyordum atamı duyabiliyordum. Atam galiba duyup cevap vermeyim diye çıkarmıştı. Atam konuşuyordu.
"Kusura bakmayasın prenses."
"Sorun değil olur öyle ana oğul arasında."
"O benim oğlum değil!"
Kapının ardında ellerimi ve dişlerimi sıkıyordum. Dişlerimi okadar sıkıyordum ki titriyordu. Ellerimi ise sıkıyordum parmaklarım ağrıyordu ama umrumda değil idi. Bu söz benim küçüklüğümden beri duyduğum birşey idi. Hızır ana derken ben diyememistim ve her oğul dediklerinde oğlum değil demişti. Çocukkende öyleydi. Her sinirlendiğimde ellerim ve dişlerimi sıkardım. Sakin olmak için derin nefes aldım ve çıktım saraydan. Şövalyeler duruyordu kapının yanında.
"Aybarsı çağırın."
"Hemen efendim."
Aybars anası benim de Anam dı atası yıllarca atamın alp i ve kardeşi bir kaç yıl önce şehit olmuştu. Ben ve Aybars ta birlikte büyümüştük kardeş gibiydik. Anası anamdı. Ben şövalye ile konuşurken dışarıya Meryem, Hızır ve Prenses gelmişti. Ben onlara dönmüştüm. Üçü de meraklı gözler ile bakıyor du. Hızır dayanamadı.
"Ağabey iyimisin?"
"İyiyim Hızırım."
Meryem dayanamaz dı görüyordum gözlerinde, kollarımı açtım. Prenses ona açmadığımı anladı öyuzden kenara çekildi ama ona açmak istiyor dum cesaretim yoktu ve toy dan önce olmazdı. Kollarımı açtığımda Prenses ve Hızır gülümseyerek bakıyordu Meryem ise sarılmıştı bana. Kokusunu içime çektim o öğretmişti bana hatunlara nasıl davranmam gerektiğini. O öğretmişti ilim şeylerini o iyi bilirdi aramızda yaş olduğu için birlikte giderdik ilim derslerine yardımcı olurdu. Katkısı büyüktu. Prensesimdi o benim hiç kimseye vermicem hiç bir beye layik görmeyeceğim prensesim. Sarılmamiz bittiğinde onu kollarımın altına almıştım. Alp lerin yanına giderken hep alırdım onu kollarımın altına ben yoksam da Hızır alırdı. Hiç bir bey'in bakışları rahatsız etmesin diye. Çünkü Meryem çok zarif ve güzel di ben bile bakmaya kızamıyordum bazen. Meryem ile aynı anadan ve atadan idik. Hızır ise sadece aynı atadan idi. Meryem'i ve beni hep dışlamış tı Nurgül hatun. Lakin Hızır hiç yapmamıştı çünkü o bizim öz gardaşımızdı. Meryem 2 ben ise 3 yaşında iken anam şehit olmuştu nedenini hiç öğrenemedim. Nurgül hatun ve atam ben 2 yaşında iken Meryem ise 1 yaşında iken toylanmıştı. Anam ve atam toylu iken Nurgül hatun ile toylanmıştı onlar anlaşamıyor du çünkü anam şehit olunca üzülmeyen biri varsa o da Nurgül hatun idi. Toylanir toylanmaz Hızır doğmuştu sanki önceden bir şey olmuş gibi. Anam da 3 sene sonra şehit olmuştu hiç birşeyim kalmadı derken Meryem bana dayanak olmuştu. Hızır ile de gerçek kardeş gibiydik o benim gardaşımdı ve onu çok seviyordum. Meryem den farkı yoktu benim için. Lakin Meryem benim için önemli idi. O benim bacım idi. Ona kıyamazdım, küçükken küserdim ona çünkü Nurgül hatuna sarılırdı. Nurgül hatun severdi Meryemi her zaman kızı olsun isterdi ama Meryem onu anası gibi görmezdi. Ben küçükken kızardım Nurgül hatun Meryem ve Hızırı sevip beni sevmediği için. Ama kıyamazdım onu üzmeye ona küs kalamazdım. Ona ben baktım kendim küçük olmama rağmen Meryeme ben baktım o yüzden o beni daha çok anlardı. Lakin Hızır da uzak büyümüştük Nurgül hatun onu benden uzak tutardı öyuzden Hızırla yakındık hiç ayrılmazdık.
"Buyur Prensim beni çağırmışsin."
Aybars gelince Meryemi daha yakınlastırdim kendime Aybars Meryeme sevdalıydı bu belli idi onun ifadesini şuan alıcaktım bunun farkında olması ile beraber stressliydi.
"Senin ifadeni alıcaktım ben Yale sarayına tahinim çıkmıştı şimdi bir konuşalım."
Konuşalım kelimesini bastırarak söylemiştim biliyor du konuşmicamızı. Arkama baktığımda Prenses gülümsüyordu anlamıştı zekası ölculmezdi. Gözleri Aybars ve Meryem arasında gidip geliyor du tam Aybars birşey diyecek iken şövalye geldi.
"İlyas bey atanız sizi çağırıyor."
"Hepimizimi?"
Eğer ben gitsem bile Hızıra bırakırdım kaçamaz dı bir yere. Şövalye başı ile onayladığın da Aybars gulumsemisti Prenseste. İkisi de zekiydi ama unuttukları birşey vardı emirlerini ben veriyordum.
"Aybars beni otağımda burada bekleyesin."
"Prensim benim işlerim vardır."
"Bu bir emirdir Aybars."
Bunu dediğimde yüzü düşmüştü bazen Aybarsı kölem gibi kullanabiliyordum bu benim hoşuma gidiyor du. Atam ona bana Prens demesini emretmişti öyuzden öyle diyor du. Ama ona emirler vermek hoşuma gidiyordu çünkü bu onun sinirlerini bozuyor du ama yinede bir kere bile emirime karşı gelmemişti.
"Emrin olur Prensim."
"Hızırım, hadi Meryem'i al gel arkamızdan."
Prenses yanıma geçmişti ve biz önden girmiştik Hızır ne demek istediğimi anlamıştı ki Aybars Meryeme bakarken. Kolumu Meryem den çeker çekmez o Meryemin beline koymuştu kolunu ki Aybars bakmasın.
Hepimiz kapının önunde durmuştuk nedenini bilmiyorduk ama hiç kimse destur istememişti galiba kendimizi hazırlıyor veya birbirimizi.
"Ağabey lütfen sakin olasın."
"Meryem'im merak etmeyesin."
Meryem Hızıra bir bakış atıp kolunu çekmişti. Meryem hep anlamıştı küçükken de ben olmasam Hızır, Hızır olmasa ben bir oğlan olunca onun elini tutuyorduk ki erkekler bakmasın. Küçükken anlıyordu ama birşey demiyordu şimdi de anlıyor ama bana saygısından birşey demiyor. Tabi Hızır için aynı şeyi söylemeyeceğim Hızıra bazen kızıyor ama Hızır küçük olduğu için.
Herkes birbirine bakmıştı ve herkesin gözlerinde hazır olduklarını anladığım an destur isteyip girmiştim.

STAI LEGGENDO
Rino'nun Yale'si
AzionePrenses Yasmin 10 yasindayken Moğol savaşında ölen annesi Leyla sultan'ın kızıydı. Onun gibiydi. Tüm hatunlardan iyi savaşan, herkesi zarafeti ve edebi ile etkileyen, ilmine hayran bırakan bir prensesti. günlük yaptığı şeyleri yaparken bir mucize ol...