15

0 0 0
                                    

Prenses Yasmin den

.....

İlyas bey beni şaşırt mamıştı baya iyi savaş mıştı. Onun ardından atımla takip ederdim imdi. Rino sarayına giderdim. Varmıştık bir müddet sonra. Büyük görkemli bizim ki gibi bir saray dı ama pazarı daha büyük meydani daha genişti. İki alp karşılamıştı bizi atlarımı zı almıştı Prens benim gibi resmiyet ten hoşlanmaz dı. Sarayın önunde bir bey vardı Alp ten çok beye benziyor du.

"Hoşgeldin, İlyasım."

Prense İlyas dediğine göre aileden biriydi bu ise beni germişti. İlyas tan daha cılız ama masum bir yüzü vardı.

"Hoşbulduk, aslanım."

"Özlettin kendini be ağabey."

Kardeşi idi anlamıştım şimdi aileden di. İlyas tan daha küçük ama sadece bir kaç yaş tı. Çünkü kılıcı vardı ve bu savaşlarda yer aldığını gösteriyordu. İlyas gibi poslu geniş omuzlu idi. Genetik olabilir di ailede. Neyse küçük prens bana bakıp konuşmaya başladı.

"Ağabeyimin yanında hatun çok sık görmem, kimlerdensin hatun?"

"Yale sarayının prensesi Yasmin."

"Kusura bakmayasın prenses."

Hatun demesi beni üzmemisti. Çünkü kim olduğumdan haberdar değil di. Ve ben prensesler gibi abartılı bir elbise değilde uzun olan ama abartılı olmayan sade bir elbise tercih etmiştim her zamanki gibi. Ama elbisem uzun idi. Mavi renkti elbisem, kollarımı kaplar dı ve baya güzeldi ama elmaslar yoktu veya taşlar. Normal koyu bir mavi elbise idi. Başımdaki taç ise fazla abartılı değildi küçük idi saçlarım açık ti. Önüme koyardım saçlarımı karnıma kadar gelir idi. Güzeldi açık kahverengi uzun idi. Uçları hafif kıvrılır di ama genetik ti çünkü anam dan almışım derdi ninem. Ben dalmışken girmiştik saraya içi baya büyüktü heryer de beyler vardi. Sanki bir şey den korkuyorlardı veya bir sorun vardı. Bir sürü ota vardı üçüncüsune girmiştik. Atasının otağı idi, orda güzel kahverengi dirseklerine kadar gelen saçları olan bir hatun vardı daha doğrusu prenses ti çünkü kafasında taç vardı onun da tacı küçüktü oda sevmiyordu galiba. Öbur tarafta ise abartılı elbise ve saçı topuz yapmış abartılı bir taç ile oturan bir hatun vardı prensin validesi olmalıydı. Atası ise saçlarında hafif aklar olan prens gibi geniş omuzlu ve dik bir bey idi genetikti bu omuzlar ve dik duruş. Biz girdikten sonra arkadan gardaşı da girmişti. Gergindim bu esnada başımla hafif bir selam verdim her kese ve prens lafa girdi. Sessizliği bozan oydu.

"Hoş bulduk, ne olaki hiç kimse karşılamaz.?"

"Kusura bakmayasın oğul işler yoğun."

Atası konuşmuştu prensin sesi çocuk gibi çıkıyordu ama sinirliyken tam bir prensti, atası ise gür sesi vardı. Valide si bana bakış atarak lafa girmişti.

"Kimdir bu hatun."

Beni sevmemişti.

"Alpler atın şu hatunu zindana destursuz girmiştir."

Hiç sevmemişti.

Ama ben korkmuyor dum çünkü yanımda prens varken kılıma zarar gelmezdi. Alp ler hemen kollarımdan tutup beni götururken. Prensin sesi yükseldi hatta baya sinirli bir sesti.

"ALP LER."

Prensin bir cümle si ile alpleri titretme yi başarmış tı. Korkuyordu herkes prensten belli idi. Bende onun hatunuydum korku salmalıydım. Onun hatunu olmaktan önce Leyla sultan'ın kızı idim bunu böyle gösteremez idim. Biliyordum Prensin emrinde idim ama ne olursa olsun bir prenses her zaman dik durar dı atam öğretmişti bunu.

"Bana dokunanın kellesini alırım!"

Prensin validesi bana öldürecek gibi bakarken. Oradaki prenses ve prens gülümseyerek, kral ise şaşkın bakıyordu. Prensin bakışlarını görmek için kafamı çevirdiğimde ise onun gururla bakan bakışlarını görünce devam ettim. Hatta sesimi yükseltim tabiki de sesim prensin kadar gür çıkmasa da prenses olarak gür idi. Cesur luğumu takınarak devam ettim. Çünkü kılıma zarar gelse sadece prens değil atam, Yale sarayının alplei hatta ağabeyim bile bunun bedelini ödetirdi.

"BEN KRAL MEHMETEN OLMA LEYLA SULTAN DAN DOĞMA, PRENS İLYAS HATUNU PRENSES YASMİN."

Son sözu demeseysim iyi di prens bana kızar diye düşünürken gurula bakıyordu hatta son sözümu duyunca bu sefer gülümsüyordu. Karşımdaki prensin validesi bayılacak gibi idi sinirle lafa girdi hatta sesini yükseltti.

"BU SARAYDA KRAL VEYA SULTAN KIZI OLMANIN HÜKMÜ YOKTUR. BU NE EDEPSİZLİK TİR KRALIN OTAĞINDASİN."

Ben daha da sinirlenmiştim tam lafa giriceken prens benden önce davranmıştı. Prensin bakışları keskin idi benim kolumdan tutup ona daha da yaklaştırdı nazikçe ve lafa girdi o bizim aksimize sakin idi. Şimdilik.

"Prenses benim hatunum bu müddetle sarayda hükmü vardır."

"Toy olmadan hiç birşeyin değil bu prenses."

Valide Sultan desek daha doğru olur çünkü sanki o hükümdeymis gibi davranıyordu. Sesini yükselterek tekrar emir verdi."

"ALP LER SON İNKAZIMDIR, ATIN ŞU HATUNU ZİNDANA."

Alp ler benim kolumdan tuttuklarını gördüğü anda prensin gözleri ateş gibi yanıyordu bu sefer sinirlenmişti. Prenses ve prens korkarak izliyordu neden bilmiyordum. Kral ise şaşkın bakıyordu.

"PRENSES YASMİNE DOKUNANIN KELLESİNİ ALIRIM BU SON UYARIM."

Alpler bunu duydukları an geriye çekildiler. Prens sinirli olsada dik duruşu etkileyici idi. Orasını geçelim şuan daha önemli konu var. Prens bir daha sesini yükseltti.

"ALPLER ÇIKIN DIŞARI."

Prens ve Valide Sultan'ın arasında gerginlik vardı. Sanki ana oğul değilde düşman gibiydiler

Rino'nun Yale'siWhere stories live. Discover now