21

2 0 0
                                        

Prenses Meryem den

......

Kendimi suçluyordum prenses gitmişti az evvel. Ağabeyime sarılamıyor dum kendimi suçluyordum. Prenses gittiğinde ağabeyim çökmüştü dizlerinin üzerine. Atamın emri ile Aybars ve Hızır onu kolundan tutup otağına götürmüştü. Kapısının önünde bekliyorlardı yanlış birşey yapmaması için. Ağabeyimin seslerini kendi otağım dan duyabiliyordum yan yanaydı otağımız sarayın içinde 10 otağın 3 benim, İlyasın, Hızırın. 4 ise atamın ve anamın uyuduğu otaktı. 5 ise banyo. 6 planları ve savaşları yaptığımız oda. 7 atamın otağıdı daha çok misafirleri ağırladığımız ve toplantıları yaptığımız otaktı. 8 benim ağabeyimin ve Hızırın özel ilim kitapların olduğu otaktı. 9 ve 10 ise misafir odalarımız dı. Büyüktu sarayımız. Mutfağımız da vardı aşlarımızın piştiği yer ama o otak sayılmazdı. Ağabeyim kapıya vuruyordu sert tekmeler atıyordu ama Hızır ve Aybars kapının önünde kapıyı açmıyordu. Kapının kilidine ahşap parçası koymuşlardı kapıyı kırmasın diye de önünde bekliyorlardı. Onun iyiliği içindi Aybars ve Hızıra ağabeyim şuan prensesi kaçıralım dese tereddüt etmezler di. Ama bu sinirle ağabeyimin ne yapabileceğini biliyorlardı en az benim kadar iyi tanıyorlar dı ağabeyimi. Ben dayanamayıp atamla konuşmaya karar verdim eğer atam karşı çıkarsa kaçıracaktık asla izin vermezdik prensesin gitmesine. Prenses bizim ailemizdi. Atamın otağına geldiğimde girmek için destur istedim.

"Destur varmıdır."

"Vardır."

"Hayırdır kızım?"

"Baba ben seninle ağabeyimin vasiyetimi konuşucağım."

"Allah allah konuş bakalım."

"Ağabeyim iyi değil baba ben tanıyorum o gerçekten seviyor prensesi."

"Sen hatun halinle karışma sen anlamazsın, beylerin sevda işlerini baban dan daha iyimi bileceksin."

"Nurgül hatun."

"Hatun bizi kızımla yanlız bırakasın."

Bunu dediğinde Nurgül hatun bana sinirli bakış atarak çıkmıştı. Lakin umrumda değil idi ağabeyim benim için değerli idi ve sırf Nurgül hatunun gelin sevdası için onun aşkını görmezden gelemezdim.
Nurgül hatun çıktığında atam lafa girdi.

"Kızım bende görüyorum ağabeyin hiç bir hatun için bu kadar çabalama dı. Ağabeyin sen hariç hiç bir hatuna gülümsemedi. Sen hariç hiç bir hatunu korumadi. Sen hariç hiç bir hatunu canından çok sevmedi. Görüyorum lakin Yasmin bir prenses. Onun kılına bile zarar gelirse hesabını ağabeyin öder. Eğer normal bir hatun olsaydı daha kolay olurdu ama prenses."

"Ama ağabeyimin emri altında olursa birşey olmaz."

"Bende biliyorum. Ağabeyin seni nasıl koruyorsa prensesi de öyle korur kılına zarar gelmesine izin vermez. Ama prenses toy olmadan ağabeyinin emri altında olamaz. Toy olunca ve olmadan önce emri altında olmağı kabul ederse ve kabul ettiğine dair bir evrak yaparlarsa ozaman prenses geri döner ve ağabeyinin emri altında olur. Ve ağabeyinin emri olmadan adım bile atamaz. Ama o bir prenses ağabeyinin emri altında olamaz. Prenses olarak büyüdü adımlarını bile bir prens ten emir alarak yaşayamaz."

"Bir çaresi yokmudur?"

"Eğer prenses gerçekten seviyorsa ağabeyini ozaman kabul eder. Kabul etmez ise yapicak birşey yok."

Biz tam konuşurken şövalyeler den biri gelmişti.

"Kralım bir mektup vardır."

"Nerden?"

"Yale sarayından."

Bunu duyunca hemen lafa girdim.

"Bana veresin."

Rino'nun Yale'siTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang