Prens Aktemur dan
......
Yasmini gördüğümde duraksadım güzel bir hatun idi. İsmini duyduğumda ise baktım ona uzun uzun. Atamın sert bakışlarını taşıyan güzel gözler, anamın güzelliğini taşıyan güzel bir yüz, en son gördüğümde genç bir kızdı şimdi zarafeti ile herkesi etkileyen bir hatun idi. Yasmin Leyla sultan'ın kızı idi edebini ve zarafetini anasından almıştı. Beni gördüğünde benim gibi uzun uzun baktı. Bakışları göz bebekleri anneminki gibi büyüktu gözleri bal renginde idi. Karnına kadar inen saçları vardı kafasında ise prenses olduğunu gösteren anamın en sevdiği taçı mavi taşlarla çevrili gümüş taçı vardı. Yasmin tam annem olmuştu. Bakışları babamın gibi keskin babam gibi dik omuzları ama annem gibi zarafeti etkiliciydi. Biliyorum kafasında sorular var ve o soruları atam cevaplamadı. Neden gittiğimi bilmiyorsun biliyorum. Anamın ve benim yokluğumda çok zorlandın biliyorum. Ama gitmek zorundaydım. Anam bir moğol savaşında şehit olduğundan sonra obaya geldi. Sen 10 yaşındaydın ben ise 15. İkimizde koştuk sen ağlıyordun babam birşey yapmadı. Beyler bizi içeriye göturdu seni uyuttular. Ama ben atamın otağına gittim hesal sordum bacım meraklanma. Atam ise bana tek birşey dedi "Şimdi 15 yaşındasın Yasmin tam 15 yaşında olunca gidiceksin, moğollar ananın özel iksirlerini istiyorlar özel iksirleri Yasmine vereceğim sende olduğunu sanacaklar ve peşinden gidicekler senin yanında beyler göndereceğim. Amcanın yanına konstantinada olacaksın orda guvendesin oğlum."
Benim tek bildiğim bu Yasmin özür dilerim yaşadıkların için bunları sana anlatamam. Ama saraya dönme sebebimi söylersem sana zarar gelir. Senin adına mutluyum bacım affet beni. Yasmin düşmüştü normaldi anam şehit olduğunda da düşmüştü uyutmuşlardı onu. Prens beni durdurmuştu haklıydı kim olduğumu bilmedigini ve krala gitmem gerektiğini söyledi. Atımı bir beye verdim. Ve saraya doğru gittim. Beyler vardı kimsin diye sorduklarinda hiç kimse diyemezdim ama öyle hissediyordum. Atamın olan dünya ve anamın veya atamın hakkında birşey bilmeyen ben ve Yasmin. Sırlardan bende bıkmıştım.
"Kimsiniz?"
Buralar değişmişti, beyler, pazar, daha çok hatunlar ve beyler vardı, atamın alp leri daha çoğalmıştı saray değişmişti yenilenmişti. Ağzımdan sözler çıktı düşündüklerimi dillendirememek çok zordu.
"kral Mehmet Bey'in oğlu Prens Aktemur bey."
"Hoşgeldiniz, prensim buyurun.
Bu şeyler zariflikler yasalar sevdiğim şeyler değildi. Sarayda büyümüştü sonra amcamın sarayında daha çok çalışmıştım. Kuzenim ile birlikte bir sürü savaşlarda yer almıştım bazen amcamın otağına girip atama gönderdiği mektupları okurdum. Benim hakkımda övguler katıldığım savaşlar. Atam beni yakından takip etsede çok uzaktı. Amcamın sarayında saygı görüyordum kuzenlerim gibi bende amcamın oğluymuş gibi davranıyordu Alpler ve beyler. Ordan ayrılmak zordu ama artık anamın emaneti olan Yasmini korumam lazımdı moğollardan. Çünkü moğollar anlamış ve Yasmine birşey yapabilirlerdi. Prens vardı Yasmini canından çok koruyacağın dan emindim ama Yasmin bu saraydan gitmemesi gerekiyordu. Atam Yasminin savaşlarda yer almasını istemezdi başında bir bey olmadığı için artık alıcaktı ama Yasmin moğollardan tiksinirdi anasını hatırlardı. Yasmin den uzak olsam da onu en iyi ben tanırdım.

ESTÁS LEYENDO
Rino'nun Yale'si
AcciónPrenses Yasmin 10 yasindayken Moğol savaşında ölen annesi Leyla sultan'ın kızıydı. Onun gibiydi. Tüm hatunlardan iyi savaşan, herkesi zarafeti ve edebi ile etkileyen, ilmine hayran bırakan bir prensesti. günlük yaptığı şeyleri yaparken bir mucize ol...