3.3

22 5 1
                                    

Okulun girişine adım attığım an kasvetinden etkilenen midem bulanmaya başlamıştı. Gelmek istemiyordum ama son senemi en azındam iyi bitirmek istiyordum. Üşüyen ellerimi hırkamın cebine sıkıştırıp seri adımlarla ilerlemeye başladım. Bilal ile ayrı olarak gelmek istemiştim, okuldakilerin kirli dedikodularına malzeme etmek istemiyordum bizi.

Anlayışla karşıladığı için ondan önce çıkmıştım ve her ne kadar bırakmak için ısrar etse de yürüyerek gelmiştim. Yol boyunca bolca düşünmüş ve üşümüştüm. Bu biraz olsun kendime getirmişti beni. Aşkla mayhoşlaşan zihnim yavaş yavaş açılıyordu.

"Derin!" Bağırarak bana doğru koşan arkadaşımla önümde tuttuğum başımı kaldırıp gülen yüzüne baktım. Neşeli Neşe'm yine günün kahramanı olmak için gelmişti. "Neşe'm." Diyerek sarılmasına karşılık vermiştim hemen. "Çok özlemişim ya." Serzenişiyle gözlerimi devirdim. "İki gün önce beraberdik." Odunluğuma koluma vurarak karşılık vermiş ve tekrar koluma yapışıp beni okul binasından içeri doğru çekiştirmişti. "Tüm öküzlüğünü yok sayıp günün anlam ve önemine geçiyorum." Deyip boğazını temizledi. Kaşlarım kalkarken devam etmesi için bekledim.

"Bugün ilk iki ders konferans olacak, tatil sonrası program zart zurt için. Siz de o sırada Bilal eniştemle kaçamaklar yapabilir en azından okula geri dönüşünü daha katlanılabilir kılabilirsiniz." İstemsizce gülümserken Neşe'nin kahramanım olacağına dair düşüncem de ne kadar da haklı olduğumu anlamış oldum.

"Seni seviyorum kıvırcık." Derken elimle saçlarını bozmayı da ihmal etmemiştim. "Ben de saçlarımı bozmadığın zamanlar da sevmeye çalışıyorum Yeşil." Gözlerimden dolayı tanıştığımızdan beri bana Yeşil lakabını takıp durmuştu. Başlarda saçma gelse de zamanla kulağım alışmıştı ve artık garipsemiyordum. "Neyse ben Bilal'e haber vereyim." Diyerek Salona giden Neşe'yle yollarımızı ayırmıştım.

Bilal henüz gelmiş miydi bilmiyordum o yüzden mesaj atmaya karar vermiştim sınıfa gitmektense.

Siz: Sevgilim geldin mi?

Siz: Geldiysen direkt soyunma odasına gel

Siz: Konferans olacakmış

Siz: En azından gözden uzakta biraz zaman geçirmiş oluruz

Siz: Seni seviyorum ve bekliyorum :)

Mesajlar tek çizgi kalırken dudaklarımda ufak bir tebessüm oluşmuştu. Muhtemelen benden sonra uyuya kalmıştı şapşal.

Soyunma odasının kapısına geldiğimde gözlerim hala telefonumdaydı. Bilal'den ses seda yoktu. Omuzlarım düşerken kapıyı açıp içeri girdim. Konferans zamanında herkes ya salonda ya da sınıfta olurdu. Eskiden olduğu gibi kimsenin gelmeyi akıl edemediği soyunma odasına ben ve Bilal gelirdik. Bazen kitap okur bazen müzik dinler bazen de sadece sessizliği dinlerdik. Beraber olmamız oldukça yeterliydi, ne yaptığımızla pek ilgilenmezdik.

İçeri yine tahmin ettiğim gibi boş olurken okul eteğimin cebine telefonumu atıp kapıyı kapattım. Her ihtimale karşı kilitledim ve kabinlerde göz gezdirdim. Sonuncuya geldiğimde telefonum çalarken heyecanla cebimden çıkartıp arayana baktım. Bilal'di. "Sevgilim." Diye uzatarak cilveli konuşmamla karşıdan seksi kıkırtısını duymuştum.

"Güzelim, uyuyakalmışım özür dilerim." Derken arkadan gelen hışırtılı seslerle hazırlandığını anlamak zor değildi. "Sorun değil, iki ders bizim nasıl olsa." Derken adımlarımı içerideki boş bir sandalyeye atıp oturdum. "Şaka gibi amınakoyayım. Bu sikik sabaha sevgilimle başlayabileceğim. Hem de okulda!" Nefes nefese kalmasıyla gülerek saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Muhtemelen şimdi merdivenlerden iniyordu. "Öyle, eski günlerdeki gibi." Diye cevap verirken aslında pot kırdığımın farkına geç varmıştım. Hatırlamadığı şeylerin anısıyla üstüne üstüne gidiyormuş gibi hissediyordum ama eskilerden bahsetmeden nasıl onunla iletişime gireceğimi de henüz çözememiştim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 25, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kod Adı: Bilinmeyen NumaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin