Bazen gerçeklerle yaşamak istediğimiz hayat çok farklı olabiliyor. Çok az insan yaşadığı hayatın gerçekte yaşamak istediği hayatla bir akası oktur ama yinede o hayatı yaşamaktan başka şansları da yoktur. İliklerine kadar ürperen genç kız arabanın içinde ilerlerken yanında ki yeğeninin kollarını kendisine uzatmış olduğunu görünce gülümsemişti. Yezda halasına kollarını uzatmış peltek diliyle "Hala..." diye ona seslenmişti. Yaren kucağında ki kızını gülümseyerek Songül'e verirken Songül daldığı düşüncelere yeni birisini eklemişti. Cüneyt ile nişanlandığından beri sanki bir şeyler eksikti. Bunun nedenini elbette ki biliyordu. İki ağabeyi de nişanlısına yapmadığını bırakmıyordu. Cüneyt'in sabrının bir sınırı yoktu. Onun yerinde olsaydı kesinlikle sabırlı olamayacağını biliyordu. Yengesinin gülümsemesine karşılık yüzünde hüzünlü bir tebessüm oluşmuştu. Araba birden sarsılınca bebeği tutmakta güçlük çekmişti. Bir anne hissi ile kızını hızla tutan genç kadın Songül'ün salgınlığını çözmeye çalışıyordu.
"Kızım!" Yağız korkarak ağlayan kızına seslenirken Yaren de onu susturmaya çalışıyordu. Songül dalgınlığından çıkarak yeğenini yeniden kollarına alıp onu sakinleştirirken Yaren arabayı süren kocasına yalancı bir öfkeyle "Şu arabayı doğru sürer misin Yağız, neredeyse böbreklerimizin yeri değişecekti."
"Benim bir suçum yok yollar berbat bir durumda sen de görüyorsun."
"Arabayı süremediğine karşılık hep bir bahanen var zaten,"
"Benim güzel karım kavga çıkarmaya mı çalışıyor yoksa ben mi yanlış anlıyorum?" Yaren dudaklarını sallandırarak kocasına omzunu silkelemişti. Songül ikilinin atışmasını dinlerken Cüneyt ile kendi yaptığı tartışmaları hatırlamıştı. O hiçbir zaman nişanlısına bu şekilde nazlanamamıştı. İçini yeniden bir hüzün kaplamıştı. Ne zaman adam gibi konuşmaya çalışsalar ağabeyleri geliyordu. Şehirde Yağız, köyde Sedat ağabeyi.
"Çok daha yolumuz var mı?" Songül'ün sesi ile Yaren şaşırarak genç kıza bakmıştı. "Kaç kez gittik bizim köye hala öğrenemedin mi yolları?" dediğinde Songül mahcup bir şekilde başını pencereden dışarıya çevirmişti. Evet, onlarla gelin gideceği köye çok gitmişti ama her zaman düşüncelere dalarak yola bakmayı unutuyordu. Derin bir iç çekerken Yağız aynadan arkada oturan kardeşine bakmıştı. "On beş dakika sonra orada olacağız," dediğinde Songül sadece başını sallamakla yetinmişti. Bakışları bu kez karısı ile bir araya gelirken Yağız'ın soru dolu bakışlarına Yaren bilmediğini belirten bir ifade ile karşılık vermişti. Sessiz geçe yolculuktan sonra araba Asım beyin konağının bahçesinde içeriye girdiğinde Yağız birkaç kez arabanın kornasına basmıştı. Evdeki çalışanlar koşarak arabanın yanına gelirken Asım Bey de oturduğu çardaktan kalarak ağır adımlarla kızına doğru ilerlemeye başlamıştı. Son anda Songül'ün kucağında ki torununu görünce yönünü kızından torununa çevirmiş ve Yaren'in somurtmasına neden olmuştu. "Görüyor musun Yağız, babam beni gördüğüne hiç sevinmedi. Benim yerimi Yezda almış gibi..." Yağız karısının kıskanç sözlerine karşılık gülümseyerek Asım Beye bakmıştı. Asım bey kollarını uzatarak torununu gelini olacak kızın kucağından alırken bir yandan da "Dedesinin güzeli gelmiş, gel bakalım dedeye... Hoş geldin gelin!" Songül adamın 'Gelin!' diye kendisine hitap etmesiyle utanarak bakışlarını kaçırmıştı. Adamın uzattığı elini öperken Yaren iyice yüzünü asarak arkasını dönüp "Benim yakışıklım nerede?" diye sormuştu. Asım bey kızının tavrına gülümsemeden edememişti. Her zamanki gibi kızı kıskanıyordu. Yağız daha fazla kendisini tutamayarak kahkaha ile gülmeye başlayınca Yaran arkasını dönüp yürümeye başlamıştı.
"Asım baba karımı kırıyorsun ama..." dediğinde Asım bey de damadına katılarak kahkaha atmaya başlamıştı. "Baba, sana inanamıyorum..." Yaren babasına dönerek hızla boynuna sarılmıştı. Adam kızının kokusunu içine çekerken kucağında ki torunu ağlamaya başlamıştı. Yaren hızla geri çekilirken ağlayan kızını susturmaya çalışıyordu. Yağız da adamın elini öperken konağın arka tarafından bahçeye doğru gülerek gelen Cüneyt ve yanındaki kız dikkatleri üzerine çekmişti. Songül nişanlısı ve yanındaki kızı görünce kısa bir an duraksamıştı. Cüneyt'in bakışlarını görünce nefes alamayan Songül bakışlarını hızla kaçırmıştı. İçi kor ateşler içinde yanarken Cüneyt dişlerini sıkarak bakışlarını diğer kişilere yöneltmişti. Yaren gözlerini kısarak kardeşine ve yanında ki kıza bakmıştı. O kızı daha önce de görmüştü ama kim olduğunu çıkaramamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN OLMADAN ASLA! Kitap Oldu!
General FictionBenim Küçük Gelinim kitabı ve Göremediğim Sen kitabından tanıdığınız Songül ve Cüneyt in hikayesi. Göremediğim Sen seri 3 GERÇEK SEVDA CAN YAKAR!!!