Keyifli Okumalar!
***
Bunaltıcı sıcak havaya rağmen içinde kocaman bir soğukluk vardı. Bedeni buz gibiydi ve ne yapacağını bilemiyordu. Vücudunda ki tüm kuvvet çekilmiş ayaklarının üzerinde durmakta zorlanmaya başlamıştı. Eve geldiklerinde ani bastıran titreme ile genç adam yatağının üzerine çöktü. "Tam da sırasıydı..." genç adam kendi kendine söylenirken hasta olmaya başladığını anlamıştı. Yazın ortasında hasta olmak onun gibi biri için oldukça zordu. Her defasında daha da zor atlatıyordu hastalığı. Salonda kendisini bekleyen ablası ve nişanlısını endişelendirmemek için kapı aralığından güçlükle seslenmişti. "Ben yorulmuşum biraz dinleneceğim." Yaren kardeşinin hasta olabilecek olmasına ihtimal vermezken onun Cemal beyin geleceği için biraz sakinleşmeye ihtiyacı olduğunu düşündü. Songül köye dönecekti ve Cüneyt'in canı çok sıkkındı. Derin bir geçirerek salonda kızına yemek yedirmeye başlamıştı. O ne kadar rahatsa Songül o kadar tedirgindi.
"Yenge sence de sesi çok güçsüz gelmedi mi?" Yaren başını kaldırıp kendisine endişeli bir şekilde bakan genç kıza gözlerini dikmişti. Yüzü gerçekten de solgundu. "Merak ediyorsan gidip bir bak..." Songül bakışlarını kaçırarak mutfağa doğru ilerledi. Yağız kardeşinin düşen yüzünü görünce karısına bakarak "Sorun ne, neden yüzü bu şekilde?" diye sorduğunda Yaren gülümseyerek kardeşinin odasının kapısını göstermişti.
Yağız'ın tayini çıkınca yeni bir eve taşınmak zorunda kalmışlardı. Oturdukları ev üç oda bir salon olmasına rağmen oldukça büyüktü. Girişteki kısa holden sonra tüm odalara geçilebilen büyükçe bir salona giriş yapıyordu. Oturma salonu olarak kullanılan bu yerde eski evdeki gibi gizlice diğer odaya geçiş sağlanamadığından Songül ağabeyine yakalanma korkusuyla merak ettiği Cüneyt'in odasına gidemiyordu. Her ne kadar yengesi bakmasını söylese de ağabeyi onu Cüneyt'in odasında ya da odasından çıkarken görseydi yine genç adamın başını ağrıtacaktı.
"Yenge masayı kurayım mı?" Yaren henüz erken olmasına rağmen genç kızdan gelen bu teklife gülümseyerek karşılık vermişti. Onun derdinin Cüneyt olduğunu anlayabilecek kadar genç kızı iyi tanıyordu. Derin bir iç çekerek Yağız'a bakmış Songül'ün sorusunu geçiştirmişti. "Yağız, Cüneyt'i çağırır mısın?" diye sorduğunda genç adam kaşlarını çatarak karısına bakmıştı. Karısı kızını uyutuyordu ve odaya Songül'ün giremeyecek olmasını da göz önünde bulundurarak bu görevin kendisine düştüğünü kabul etmek zorunda kaldı. Gözlerini karşısında ki odanın kapısına dikerek "Peki hayatım!" diyerek ağır adımlarla odanın kapısına gelip kapıyı tıklatmış içeriden ses gelmesini beklemeden kapıyı açarak odaya girmişti. "Hadi kalk uykucu..." genç adam kapattığı kapıdan bakışlarını çevirip yatağa baktığında konuşması yarıda kesildi. Bir terslik vardı. Loş odada yatakta garip bir sarsıntı olduğunu fark edince hızla yatağa ilerleyip yatağın başucunda ki lambayı yakmıştı.
"Cüneyt!" az önceki alaycı tavrı yatakta terler içinde tirtir titreyen genç adamı görünce anında yok olmuştu. "Cüneyt, aslanım..." genç adam uykusunda sayıklıyor ama ne dediği bir türlü anlaşılmadığından Yağız onun sözlerine kulak asmıyordu. Sıkıca örtündüğü örtüyü genç adamın üzerinden çekerken onun itirazlarına örtüyü kavrayarak yeniden üzerine çekme çabasına engel olmuştu. Genç adam ateşten yanıyordu ve Yağız bu durumun ne kadar süredir devam ettiğini anlamaya çalışıyordu. Aklına içeride olan Yaren ve Songül gelince içinden söylenmeye başlamıştı. İkisi de Cüneyt'i bu şekilde görürse endişeden deliye dönerdi. Genç adamı yatakta doğrultarak üzerindeki terden sırılsıklam olmuş kıyafetleri çıkarmaya çalışıyordu. Cüneyt ölü gibi kendisini bırakınca artık onun eniştesi değil hastası için endişelenen bir doktor olmuştu. Ateşini evde düşürmesine olanak yoktu. Elinde istediği ilaçlar olmadığı için daha fazla düşünmeye gerek görmeden Yaren'e seslenmişti. Yaren dizlerinde uyuyan kızını kanepenin üzerine koyarak kendisine seslenen kocasının yanına gitmek için adım attığında yeniden çıkan gür ses karşısında donup kalmıştı. "Yaren arabanın anahtarlarını al!" Songül ağabeyinin gürleyen sesi karşısında kalbinin sıkıştığını hissetti. En içten hançerlenmiş gibi kalbi kan kaybediyordu. Genç kız koşarak Cüneyt'in odasına girerken onu ağabeyinin kollarında cansız bir şekilde görünce küçük çaplı bir çığlık kopmuştu dudaklarından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN OLMADAN ASLA! Kitap Oldu!
Ficción GeneralBenim Küçük Gelinim kitabı ve Göremediğim Sen kitabından tanıdığınız Songül ve Cüneyt in hikayesi. Göremediğim Sen seri 3 GERÇEK SEVDA CAN YAKAR!!!