5. Bölüm

9K 663 12
                                    

Merhaba arkadaşlar umarım bu bölümü beğenirsiniz. Düzenlemesini yapamadım. Yorum ve votelerinizi bekliyorum. Olumlu yada olumsuz fark etmez... 


İyi okumalar!!!

"Songül?" karşıda kısa bir sessizlik olmuştu. "Cevap vermeyecek misin?" Cüneyt sabırsızlıkla genç kızın sesini duymayı beklerken birden kulaklarına yankılanan sesle öfkelenmişti. Genç kız konağa geldiğinde odasına kapandığı için babasına ayıp ettiğini düşünse de içindeki fırtınaya engel olamıyordu. Cüneyt'in bir gün kendisinden vazgeçebileceği düşüncesi sol yanında büyük bir ağırlık oluştururken yanağından aşağıya akan yaşlara engel olamamıştı. Bir süre sonra sessiz ağlaması bir hıçkırığa dönerek sesli olmaya başladığında iki eliyle ağzını kapatarak kimsenin ağladığını duymamasını istemişti. Telefonu çaldığında elleriyle yanağında akan yaşı silip ağlamasını durdurmaya çalışmış ama bunda başarılı olamamıştı. Telefonu açacağı sırada susan telefon sesiyle hıçkırıkları yeniden hızlanmıştı. Onunla nasıl konuşacaktı, ona nasıl davranacağını artık kestiremez olmuştu. Birkaç saniye sonra gelen mesajla yüreğinin açısını daha derinden hissederek geri arama tuşuna bastığında sakinleştiğini düşünmüştü. Arada iç çekse de hıçkırığına engel olabileceği kanısına varmıştı. Karşıdan gelen seslenme ile duraksayan genç kız yeniden konuşan genç adamın "Cevap vermeyecek misin?" sorusu karşısında ağzından kaçan hıçkırığa engel olamamıştı.

"Songül, sen ağlıyor musun?" Genç kız sesini sakinleştirmeye çalışarak başını iki yana sallamıştı. "Ben üzgünüm!" Cüneyt ağlamaklı gelen ses karşısında öfkelenmişti ve bunu Songül anlayabiliyordu. "Sana bir şey mi yaptı? Kötü bir şey mi söylediler?" Cüneyt'in sesindeki korkuyu hisseden genç kız ağlamasını güçlükle bastırarak "Bir şey söylemediler ama bu gece olanlar ve öncekiler... Ben korkmaya başladım Cüneyt! Sanki bir şeyler olacak gibi ve biz..." Cüneyt onun konuşmasını hızla keserek "Hiçbir şey olmayacak. Bu düşünceyi aklından çıkar ve düşünme. Az kaldı okulun bitmesine. Üniversiteyi aynı şehirde okuyacağız nasıl olsa. Üstelik evli olarak!" Songül son cümle ile duraksamıştı. Onun sözlerine inanmak istiyordu.

"Benimle hala evlenmek istiyor musun?"

"Sen istemiyor musun yoksa?" Songül az önceki ağlamanın aksine yüzüne yayılan gülümsemenin farkında bile değildi. "Ağabeylerime rağmen hala direndiğine inanamıyorum." Cüneyt onun sesinin sakin bir şekilde kulaklarına yankılanmasıyla derin bir iç çekmişti. "Senden kolay vazgeçmem, bunu ağabeylerinde yakında anlayacak. İsterseler..."

"Yapma, kendine işkence etme..."

"Bunun işkenceyle alakası yok. Onları anlamaya çalışıyorum. Tek kız kardeşlerini korumaya çalışıyorlar."

"Senin ablanda tek kız ama sen..."

"Aaa yaptım hatırlamıyor musun? Enişteme az çektirmedim..."

"Ama onlar gibi değildin. Ben bir gün sıkılacaksın diye çok korkuyorum..."

"Bu asla olmayacak, sana yemin ediyorum Songül... Sen olmadan asla... Asla..." Genç kız bu kez mutluluktan ağlamaya başladığında kapıdan kendisini duyan kişiden habersizdi. Yağız babasının sözlerinden sonra merak ederek kardeşine bakmaya yukarıya çıkmıştı. Odasının kapısını tıklatmasına rağmen cevap alamayınca kapıyı sessizce aralamış ve istemeden de olsa kardeşinin telefonda konuştuklarına kulak misafiri olmuştu. Perişan haldeki kardeşinin korkuları genç adamın içini yakmıştı. Babası ile şu evlilik meselesini konuşması gerekiyordu artık. Kardeşinin "Ağlamıyorum... Tamam ağlamayacağım..." sözlerini duyunca telefonu kapatmak üzere olduğunu anlayarak sessizce odadan çıkmıştı. Sıkıntılıydı. İçindeki sıkıntıyla odasına girdiğinde karısını kızıyla birlikte yatağında uzanırken görmüştü. Yaren odanın kapısının açıldığını duymuş ama dönüp Yağız'a bakmamıştı. Gözü yanında uyuyan kızından ayırmıyordu. Kızını uyurken seyretmek genç kadın için çok keyifliydi. Kocasının kendisine sırnaşacağı zamanı beklerken onun hiç itiraz etmeden köşedeki sedire doğru ilerlediğini fark edince elinde olmadan dişlerini sıkmıştı.

SEN OLMADAN ASLA! Kitap Oldu!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin