7, tarçın ve sütsüz kahve

10 5 80
                                    

~Asel Zeynep Özkan

Ertesi gün son derste sınıfa nöbetçi olduğunu düşündüğüm bir çocuk girdi.

"Merhaba hocam," sınıfa göz gezdirdi. Bakışları sağ çaprazımda oturan Başar'a gitti. Yanımda oturan Merve'nin gelmesi ile Başar'ında yeri değişmişti. Geri hocaya döndü. "Hocam, sınıfınıza yeni biri başlamış sanırım. Okul kitapları için müdür yardımıcısının odasına gitmemiz gerekiyor."

Hoca başını salladı ve Başar'a döndü. Başar ayağıya kalkarak çocuğun peşinden gitti. Kızlar tabii ki çöpçatanlığı üstlerine düşmüş ve durmadan bizi yalnız bırakmaya çalışıyorlardı. Ama aslında öyle bir düşüncem yoktu ki onunda yoktu çünkü bu sabah bana hoşlandığı kızı anlatmıştı.

Bunun benimde tanıdığım bir kız olması komikti, onla ilgili durmadan dalga geçmiştim ve o da bana her seferinde "Bir gün aşık olduğunda görürüm seni." Demişti.

Elimdeki kalemi çevirerek önümdeki kimya sorusuna baktım, acaba sayısalı seçmekte haklı mıyım?

Okuldan çıkana kadar Başar'ı görmemiştim, hatta sanırım telefonunu almıştı çünkü bize telefonlarımız geri verildiğinde mesaj atmıştı. Mesajda onu tuttuklarını, beklemem gerekmediğini demiş ve yarın görüşürüz demişti.

Ona cevap verdiğim gibi Aslı'nın sınıfına koştum. Yine onlardan birkaç dakika önce çıkmıştım ki kapılarına geldiğimde yeni çıkıyorlardı.

Aslı'yla göz göze gelmemizle Aslı sırıttı. "Başar nerde?" Gözlerimi devirdim, "Başar'ın sevdiği kız var." Bunu demezsem ima yapmaya devam ederlerdi. Aslı sessizce ofladı, "O zaman geri Ahlas'a dönüyorum, onla nasılsın?"

Seslice ofladım. "Lan bizim tek konumuz erkekler mi anasını satayım?" Diye çıkıştığımda o da duraksadı. Haklı bulmuş olucak ki omuz silkti. "Özür dilerim."

"Sorun yok," beraber Leyla'nın sınıfına yürüdük. Leyla'nında gelmesiyle aklıma gelen şeyle duraksadım. Küçük bir küfür mırıldandım, Ahlas'a sözüm vardı.

"Siz geçin," diye mırıldandım. "Benim Ahlas'a sözüm vardı. Anlatırım eve geçince." Acelece merdivenlerden inerken ikiside arkamdan görüşürüz diye bağırmışlardı. Telefonumdan Ahlas'ın numarasını bulmaya çalıştım. Birkaç saniye sonda bulmamla hızlıca mesaj yazdım.

Asel: selam ben Asel
Asel: neyli kahve seversin?

Birkaç saniye sonra cevap geldi, sütsüz. Hızlıca kantinden bir sütlü bir sütsüz kahve alıp çıkışa yürümeye başladım. "Sütsüz," diye mırıldandım. O yüzden o gün kahveyi içmemişti çünkü sütlü kahve sevmiyordu. Ama söylese değiştirebilirdim, neden söylememişti ki?

Belkide çekinmiştir diye düşünmeye başladım. Birkaç dakika sonra okul çıkışında Ahlas'ı görmemle gülümsedim, elimdeki sütsüz kahveyi ona uzattım. "Dün sözümü tutamadım, kızlar ve Başar'la ders çalışmaya gittikte."

Büyükçe gülümsedi. "Sorun değil," diye kekeledi en sonunda. Elimdeki kahveyi aldı, "Teşekkür ederim." Gülümsedim, beraber otobüs durağına doğru yürümeye başladık.

Birkaç saniye sonra merakla bana döndü. "Başar?" Kahvemden birkaç yudum aldım. "Ortaokuldan bir arkadaşım, taşındıktan sonra hiç görmemiştim. Aynı sınıfa denk geldik, şans."

Birkaç saniye sessiz kaldı, nedensizce bir şey sormaya çekinipte soramıyor gibiydi. Kaşlarımı çattım. "Ne oldu?"

Omuz silkti, bakışlarını önüme çevirdi. Kahvesinden birkaç yudum aldı ve bakışlarını bana çevirmeden konuşmaya başladı. "Ben sevgilisiniz sanmıştım."

Sarı Sarı SaçlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin