Uzun Gece -2

22 6 0
                                    


Züleyhanın ağzından 

Onlardan saklanmak zorundaydım . Diğer kavimden alacaktık o kızı ve daha fazla para gelecekti elimize. Sevinçle kocaman baktım . Ruhani formunda düşünceli gözüküyordu . 

"Ne oldu neyin var?"

"Züleyha mahsun hoca geldi kendini ona kanıtlamaya çalıştın . Amacın ne ? O adam güçlü biliyorsun ve tek değiller kaçma güçlü olan üç tane Müslüman cinle birlikteler " 

"Sen şimdiden korkup onu övmeye mi başladın " diye sesimi yükselttim bi kaşım istemsiz bi şekilde havaya kalktı .

"Züleyha beni sinirlendirme hiçbir topraktan yaratılmayı övmem ben ama neyse onu söylerim . Sakinleş ve bence düşünceli bi şekilde hareket et yoksa bu işin sonunda kendini paralı bi şekilde görmekten ziyade kefenli bi şekilde göreceksin " dediklerini beni bi hayli sinirlendirmişti . 

" Salak ifrit sen ne anlarsın ben sizi yönetiyorum . Bu plan da bana ait sırf eşimsin diye benimle böyle konuşamazsın yoksa senin de sonun pek bana dediklerinden pek farklı olmaz " diyip birden yerimden kalktım . Ormanda gizlendiğim ufak bi ev vardı . İçeri geçtim . Kazanı kaynatıp büyüyü güçlendirmek için elimi kestim kanımı akıttım biraz kazana . Gerekli olan sözleri söyledim halenin saçını attım bi tutam . Birazda kimyon tohumu attım . Bi kâğıt aldım siyaha boyadım . 

"Bu kağıdın tekrar beyaz olmayacağı gibi , bu kimyon tohumunun tekrar ekilemeyeceği gibi bu kızın da bahtı tekrar ak olmasın " diyip İbranice duayı okumaya başladım . Kazanı karıştırdıkça karıştırdım . Ev sallanıyor köpek uluma sesleri geliyordu . Tam istediğim gibi gidiyordu her şey planıma uygundu . Her şeyi bitirdikten sonra kazandaki suyu aldım . Bi tasa koydum içine küflü ekmek böldüm halenin fotoğrafını parçaladım içine ekledim, domuz kulağı ve kanını da ve az bir şey de  talaş serptim dışarı çıktım . Dışarda bağlı olan siyah köpeğin önüne koydum .3 yatsı bundan yapıp yedirirsem her şey daha da içinden çıkılmaz bi hale girip bizim tarafımızda kavmin musallat olmasını ve diğerlerinin uzaklaşmasını sağlayacaktım . 


Halenin ağzından 

Çevremde o kadar çok kara çarşaflı vardı ki konuşuyorlardı fısır fısır . Bi tanesi annesine yaptığımızdan yapalım öyle bi ölüm olsun , diğeri yok daha kanlı olsun kafası bile kopsun dişleri dökülsün  diyordu . Evin içindeydim . Babam annem neredelerdi bilmiyorum . Kafamı karıştıran onların yokluğu değildi . Konuşulanlara bakılırsa annemi öldürmüşlerdi zaten pekte şaşırmamıştım . Kafayı yemişti her geçen gün . Derin bi nefes aldım . Kardeşime bakındım ama o da evde yoktu . Benden her şeyimi çalan istediğim hayatıı yaşayıp tüm sevgiyi kendisinde toplamıştı . Bütün bunları düşünürken bi anda kendimi yerde buldum . 

Etrafımda onlarcası dönüyor bana taş atıyor garip fısıltılar çıkarıyorlardı . Ellerini o buruşuk gri ve uzun tırnaklarını iğrenç kokulu ağızlarını üzerimde gezdiriyorlardı bu sefer farklı bi şey oluyordu. Bi tanesi beni saçımdan tuttu tuvalete sürekledi . Birden ani bi şekilde kapandı kapı onunla kalmıştım arkasını döndü yavaşça annem gibi gözüküyordu . Gözleri kocaman siyahın daha koyu tonundaydı . Ağzı yamuluyor burnu ise yoktu . Yanıma geldi çarşafından küflü bi ekmek çıkardı . 

" Ye bunu " diyip tuvaletteki suya batırdı .

"Tadı nefis tam ağzına uygun " gözleri daha da açıldı . Ağzı sağa sola kayıyordu . Bunu yiyemezdim hem küflü hem tuvalet suyu hemde tuvalette ... başımı hayır anlamında salladım 

Bi anda çarşafını kaldırdı içinde kardeşimi gördüm . Ağlayan gözlerle bana bakıyordu 

"Abla ye yoksa beni öldürecek " diye ağlıyordu . Kafayı yiyecektim ne yapacağım diye düşünüyordum . Ölse ne kadar umrumda olacaktı ama o orda öylece o gözlerle bakıp böyle söyleyince kalbimde bi acı hissettim belki de babam da ölmüştü ve geriye sadece kardeşim kalmıştı . Ya onu da öldürüp beni kandırıyorlarsa diye geçirdim içimden 

𝓜𝓾𝓼𝓪𝓵𝓵𝓪𝓽-ı 𝓐𝓵𝓮𝓶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin