20.Bölüm | ŞANLI

508 92 31
                                    

Önünde durduğu üç mezara ifadesizce bakıyordu genç kadın. İmamın ettiği her duaya amin bile diyemeyecek kadar kinliydi toprak altında olan üç kişiye.

Her mezarın başında tek soyad vardı.

Şanlı.

Aradan geçen dört ay sonrası trafik kazasında hayattan göçen aile Şanlı ailesiydi. Haberi alan Seyran göz yaşı dökmek bir yana dursun, Allah rahmet eylesin bile diyememişti. Çıkmamıştı o kelime ağzından.

Hayatı ona zindan eden ailesine karşı hissedeceği en ufak duygu, çocukluğuna hakaret olurdu. Evet kalbindeki o çocuk hala sevgisizdi. Hala yalnızdı. Buna sebep olan kişilerse şu an mezardaydı.

Tüm akrabalar mezar başında toplanmış, gözünden bir damla bile yaş akmayan kıza kınayıcı bakışlar atıyordu. Seyransa bunu umursamayacak kadar yorgundu. Tek istediği bu şehirden bir an önce defolup gitmekti.

Buda bu kadar basit değildi işte. Babasının avukatı saatler önce aramış, mal varlığın kendisine kaldığını ve belgelere bazı imzaların atılması gerektiğini söylemişti. Seyranınsa ne yapacağı zaten belliydi. Babasının adına olan tüm arsaları satıp aldığı parayı çocuk yetiştirme yurtlarına bağış olarak yapacaktı.

Zaten üniversiteye başlama gibi planları vardı. Kendi ayaklarının üzerinde durması için illa o paraya ihtiyacı yoktu. Ablası yaşasaydı zaten ona verecekti de, görünen o ki yaşamayı bile haketmemişti.

Solunda durarak sırtına avuç içiyle daireler çizen adamın omzuna koydu kafasını genç kadın. Yorgundu. Hemde fazlasıyla. "İyimisin?" duyduğu sese yanıt olarak kafasını salladı. "İyiyim."

"Merhumlara hakkınızı helal ediyormusunuz?"

"Helal olsun." &

Seyran bir ağızdan çıkan cümleyi sessizce dinlerken dakikalar sonra ettiği duayı bitiren hoca "Allah rahmet eylesin." diyerek konuşmayı sonlandırdı.

İnsanlar çıkışa doğru adımlarken Seyran bir kaç saniye önündeki üç mezara bakmaya devam etti. Ferit Seyranın gözünde gördüğü saf nefrete sonuna kadar hak veriyordu. Hayatını mahveden insanlara üzülecek olması zaten büyük saçmalık olurdu. "Artık ne bana nefret edecek anne abla var, ne de şiddetle lafını üzerimde geçirmeye çalışan bir baba. Galiba bitti."

Ferit sessiz kaldı. Ne diye bilirdi ki?

"Allahından bulsunlar derken bunu kastetmemiştim. Neyse Ferit. Gidelim mi?" dedi saniyeler sonra. Burada daha fazla kalmak istemiyordu.

"Gidelim tabi ki." sevdiği kadının saçlarına derin bir öpücük kondurup çıkışa doğru yönlendirdi.

***

"Tekrardan başınız sağ olsun efendim." avukata kısa bir baş selamı verip odadan çıkan Seyran, az ilerde sigara içen kocasına doğru hızlı adımlarla yürüdü.

Ferit son model arabasına yaslanmış elindeki izmariti yere atarak ayakkabısıyla ezerken diğer yandanda kendisine hızla adımlarla gelen karısını izledi. Çok güzeldi.

Ama oda görüyordu. Karısı bitkindi. O neşeli halinden geriye dolu gözler kalmıştı. Önünde duran kadının kendisine sarılmasıyla kendisine gelen Ferit kollarını karısına dolayıp burnunu vanilya kokan saçlarına bastırıp içli içli kokladı.

NÂRİN - Delicado | Yalı ÇapkınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin