9.Bölüm | SON SÖZ

1.1K 123 65
                                    

"Toplantı bitti. Çıka bilirsiniz." Feritin konuşmasıyla herkes baş selamı vererek çıktı toplantı odasından. Ben, Enver, Yusuf ve Linda cadısından başka tabi.

Etrafı kısa bir bakışla tarayıp yönünü hızla bana dönünce bakışlarım Enveri buldu. "Hayatım ben çıkıyorum. Biliyorsun ne yapacağını?" sesi fısıltıdan farksız çıkarken baş parmağımla okey işareti yaptım. Göz kırpıp odadan çıkarken geriye benimle Yusuf kalıyordu. İşte oyunun eğlenceli kısmı başlasındı.

"Seyran? Diyorum şirketin karşısındaki kafeye mi gitsek?" sırtıma kadar gelen saçlarımdan bir tutam alıp parmağında doladı. Bakışlarım anlık Ferite kayarken çatık kaşlarla Yusufun elinde olan saçıma baktığını gördüm.

"Çek o elini." Feritin konuşmasıyla kendisinde olan bakışlarım Yusufa kaydı. Ay galiba kıskanmıştı. "Efendim?" Yusuf elini saçımdan çekmeden bakışlarını Ferite çevirerken Ferit 2 adımda dibimizde bitti. Kan dökülecekti al bak buraya yazıyorum.

Yüzünü Yusufun yüzüne biraz yaklaştırırken burada bir terslik olduğunu anladım. Bu yakınlığı bana neden yapmıyordu ki? Yok yani benim Yusuftan ve ya Lindadan ne farkım vardı?

"Karımın saçındaki elini çek. Yusuf!" diye ismini daha sert vurguladı. Yusuf sanki bilmiyormuş gibi "Karınız mı? Seyran sen evlimisin?" diye bana çevirdi bakışlarını. Rolünü çok iyi oynuyordu. Neredeyse ben bile inanacaktım yani.

"Evet. Evliyim. Malesef." deyip noktayı koydum. "Malesef mi? Bir dakika Seyran pişmanmısın?"

"Ben öyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum. İyice delirdin sen." deyip masum ayağına yattım. Ne var canım? Sonuçta masumdum. Yani galiba öyleydim.

"Delirdim mi? Sen şakamısın kızım? Daha saniyeler önce malesef dedin ya? Deliren benmiyim yoksa sen mi?" benim anlamadığım kısım bu kelimenin Feriti neden bu kadar çıldırtmasıydı. Sebep neydi?

"Dışarı çıkın!" sesi tüm odada yankı yaptı. Linda bile bir kaç adım geriye gitti. Ay keşke toplantı odasının terası olmasaydıda ayağı kayıp 20 kattan çöp poşeti gibi yere yapışsaydı.

"Yusuf sen çık." pardonda kocamla benim aramda olacak konuşmaya şahitlik mi yapacaktı bu yosma?

Yusuf benden yanıt beklerken Ferit "Çık lan!"

"Çıkma Yusuf! Ne bu tantana? Yusuf çıkıyorsa Lindada çıksın!" diye bende sesimi yükselttim. Yetti ama. "Karımla beni yalnız bırakın!" diye gözlerime bakarak bağırınca inadına gözlerimi gözlerinden ayırmadım. Şimdi olmuştu işte.

İkiside odadan çıkarken geriye benimle Ferit kaldı. "Soruma yanıt alamadım?!"

"Ne sorusu?"

"Lan malesef dedin ya?"

"Doğru konuş! Askerlik arkadaşınmıyım? Birde 'lan' diyor. Bağırmadan adam gibi konuşamıyormusun?! Hem ne bu tripler?" nefes alış verişleri düzensizleşirken masadaki bibloyu alıp asistanla toplantı odasına bağlı olan cama fırlattı.

Cam parçalara ayrılıp gürültülü ses çıkarınca odanın kapısı hızla açıldı ve bir kaç çalışanla birlilte Enverde girdi. Endişeli bakışları bende dururken 'bir şey yok' anlamında kafamı iki yana doğru salladım. "Dışarı çıkın lan!" diye bağırdı. Çalışanlar korkudan dışarı çıkarken odada bir tek Enver kaldı. "Ne bağırıyorsun lan?" diye kapıyı kapatıp bakışlarını Ferite çevirdi.

"Seyran hanım benimle evlendiğine pişmanmış. Malesef falan diyor." diye alaylı bakışlarını bana çevirdi. Yok arkadaş ben anlamıyordum. Bu adam neden bu kadar delirmişti?

NÂRİN - Delicado | Yalı ÇapkınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin