Yarım saattir koltukta oturmuş Feriti bekliyordum. Sofrayı bile toplamadan çıkmıştım. Ne gerek vardı 10 dakikada yalıda olmamıza?
Onu geçtim Feritin büyük kardeşi Firuze beni öldürecek gibi bakıyordu. Allah aşkına bu kızın benimle derdi neydi? Çok güzeldi Allah var. Hatta belkide dünyadaki en güzel kızdı ama bana düşmanıymışım gibi bakması çok saçmaydı. Hele ki benim ona bir şey yapmadığım halde.
"Yenge bir şeyler içermisin? Yada açmısın?" Özgenin sorusuyla kafamı iki yana doğru salladım. "Kocasının evinde içer. Gerek yok." Firuzenin konuşmasıyla bakışlarımı gözlerine çevirdim. "Evet. Görümcem doğru söylüyor. Kendi evimde içerim. Hatta senide beklerim." onunla samimi konuşmayı çok isterdim. Ama kendisi fazla önyargılı olduğundan ona dilinde yanıt verdim.
Tek kaşını kaldırarak 'öyle mi?' der gibi bir bakış atınca gözlerimi 'öyle' der gibi kırptım. "Gülgün hanım siz nasılsınız?" diye bakışlarımı buraya geldiğim ilk günden beri annemden görmediğim sevgiyi bana veren kadına çevirdim.
Yine derin bir gülümsemeyle "İyiyim birtanem. Sen nasılsın? Vallaha seni özlüyorum. Oğlum seni benden ayırdı." gülümsemem derinleşirken salona giren Ferite çevirdik bakışlarımızı. Yüzünde memnun olmayan bir ifade vardı. Sinir karışık nefret gibi. Ne kadar onunla konuşmak istemesem bile ayağa kalkarak yanına gittim. "Ne oldu Ferit?"
Bakışlarını bir saniye bile olsun benden ayırmadan "Buraya taşınıyoruz. Halis ağa böyle uygun gördü."
"Bu eve taşınmazsan Özgeyi kapıma gelen ilk görücüye veririm. Aklını başına topla ve yarına kalmadan yalıya dön."
Yazar:
Aile sevinçten havalara uçarken Ferit umursamadı bile. Bilmiyorlardı Halis ağanın Ferite neyle şantaj yaptığını. Ama Seyran görmüştü. Bir sorunun olduğunu Ferit salona girdiği an farketmişti.
"Şükürler olsun oğlum yuvasına geri dönüyor."
"Abi beni çok mutlu ettin."
"Doğru karar verdin Ferit. 'Evladın yeri ailesinin dizinin dibidir' derler. Seninde bu karara vermen bizi gerçekten mutlu etti." herkesten mutluluk nidaları dökülürken duruma sevinmeyen 2 insan vardı.
Seyran ve Ferit.
"Gerçekten dönmek istiyormusun?" diye sordu Seyran. Burnundan sertçe nefes vererek "Dedim ya. Dönüyoruz. Git eşyaları falan topla."
"Şimdi mi?" bir tık şaşırmıştı Seyran. Bu kadar hızlı olmaya ne gerek vardı? Zira eşyaları falan toplamak 2 gün anca sürerdi.
Yalıdan ayrılıp eve döndükten sonra Ferit tekli koltukta oturmuş bira yudumluyordu. "Aç aç içme o zıkkımı. Ekmek arası bir şeyler hazırlayayım?" ne kadar kızgın ve kırgın olsada kıyamıyordu. "Gerek yok." deyip geçiştirdi. Seyransa umursamadan ekmek arası birşeyler hazırlayıp Feritin önüne koydu. "Yersen ye. İstemezsende kalsın."
Feritin ağzını açmasına izin vermeden kendi odasına geçti. Kapıyı kapattığı gibi kalbine saplanan acıyla kendinden bağımsız dizleri üzerine çöktü. Dözülmez bir acı hissi baş dönmesi yapmıştı. Dakikalarca dizlerinin üzerinde durarak kendine gelmeye çalıştı. Acı birazda olsa hafifleyince kalkarak eşyaları bavullara doldurmaya başladı.
7 saatlik işin ardından bitmişti. "Çok şükür sonunda." korumaların yardımıyla bavullar arabaya giderken boş evde sadece ikisi kalmıştı. Kötü bir dönem geçirmişlerdi bu evde. Ama Seyran için her şeyden güzel bir anı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NÂRİN - Delicado | Yalı Çapkını
RomanceEvlendiği gece kocasını kazada kaybeden Seyran Şanlı, töre gereği evin büyük oğluyla evlenmek zorunda kalmış 19 yaşında genç bir kızdır. Babasının düşünmeden cehennemin ortasına attığı genç kız bu cehennemden kurtula bilecek mi? Yoksa kayınbiraderin...