Oyun bitti. Sevildiğini gördün. Şimdi unutulduğunu izle.
Bakışlarındaki şaşkınlık gözle görülen türdendi. Saniyeler içinde ortama bomba gibi düşen cümlem kenara dursun teras kapısında duran gazeteciler ve diğer aile üyeleri bu defa benim şaşırmama neden olmuştu.
"Seyran...bak gel sakin kafayla oturup konuşalım. Sonra tekrar düşünüp kararını verirsin." gözlerindeki pişmanlığı bir kaç hafta öncesinde farketseydim belkide bu şansı ona tanırdım. Ama artık geçti. Laf ağızdan bir kere çıkmıştı.
"Neyden konuşacağız? Söylediklerin yaşadıklarımın hangisine melhem olacak?" bakışlarındaki çaresizlik benim en büyük silahımdı. Bak bana bu lazımdı. Onu çaresiz, pişman ve günahkar görmek.
Hiç bir şey demeden bakmaya devam edince alayla "Bende öyle düşünmüştüm." deyip elbisemin eteklerini kavrayarak terasın çıkışına doğru adımladım. Flashlar patlarken umursamadım bile. Şu an tek istediğim şuradan bir an önce defolup gitmekti.
Arkamdan seslenen onca insana rağmen hızla salondan ayrılıp dışarı çıktım. Ağlayıp içimi dökmek istiyordum ama buradan temelli çıkmam gerekiyordu.
Adımlarım yolun diğer tarafına doğru giderken arkamdan Feritin adımı seslenmesi adımlarımı daha da hızlandırmama sebep oldu. Onunla konuşup bir şeyleri halledecek kadar delirmemiştim. İlerde duran bir kaç taksiden bir tanesine atlayıp ortamdan baya uzak bir yere götürmesini istedim.
Yazar:
Dolan gözlerine rağmen sakin kalmayı başarmıştı Seyran. Ağlamak istiyordu ama şu an bundan daha önemli işlerinin olduğunu kafasına salıp kendisini teselli ediyordu.
Demin yaşanan her şey kafasından bir film şehri gibi geçiyordu. Yolun geri kalanı düşüncelerle dolu bir şekilde geçerken taksi sonunda deniz kenarı bir alanda müsait bir konumda arabayı durdurup "Bacım burası uygun mu?" diye yüzünü Seyrana yönelik çevirdi.
Taksicinin konuşmasıyla kafasındaki düşüncelerden kurtulan Seyran bakışlarıyla etrafı tarayıp "Evet abi." eli çantasına giderken çantayı salonda unuttuğunu farketti. Bileğindeki altın bilekliği çıkarıp "Üzerimde para yok. Bunu alın." dedi.
Adam bir elindeki bilekliğe birde Seyrana bakıp "Gerek yok bacım." Seyran ne kadar diretsede adam bilekliği kabul etmedi. Sonunda teşekker ederek taksiden inip yolun diğer tarafındaki bankaya doğru adımladı. Bazı insanların bakışları kendisine çevrilirken Seyran umursamadan bir bankaya oturmuş denizi izlemeye dalmıştı.
•
•
•
Seyran Şanlı Korhan:Yanımda hissettiğim haraketlilikle bakışlarımı sağ tarafıma çevirdim. Beklemediğim anda beklemediğim birisiydi.
Firuze.
En son benden haz etmiyordu. Neden geldi ki şimdi?
Bir kaç dakika sessiz kalarak benimle birlikte manzarayı izledi. Dakikalar sonra "Kardeşimin ölümüne sebep oldun." ağzından çıkan kelimeler yutkunmama sebep oldu. Demek o yüzden bana ola bildiğince soğuk davranıyordu.
"O düğün olmasaydı...belki de Fikret şu an yaşıyor olacaktı. Yani öyle düşünüyordum."
"Şimdi ne değişti?"
"Kabullendim. Değişen hiç bir şey yok. Demin abime söylediklerin...açık konuşmam gerekirse senden haz ettiğim pek söylenemez. Hatta gözüme bile görünmeni istemiyorum da her neyse işte. Abimle ayrılıyormuşsun? Fikrin değişecek mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NÂRİN - Delicado | Yalı Çapkını
Любовные романыEvlendiği gece kocasını kazada kaybeden Seyran Şanlı, töre gereği evin büyük oğluyla evlenmek zorunda kalmış 19 yaşında genç bir kızdır. Babasının düşünmeden cehennemin ortasına attığı genç kız bu cehennemden kurtula bilecek mi? Yoksa kayınbiraderin...