Merhaba kuzular. Nasılsınııız?? Ben çok yorgun ve de bitkinim. Bu kadar üniversite yeter hadii eve dönelim diyerek ortalıkta dolaşmama azz kaldııı. Yahu ne ödevi bitiyor ne dersi bitiyor! Hani üniversite kazanınca rahatlayacaktık?! Nerede bu yalanı ortaya atanlar???! Ha neredeeee??? Buradan hepsiniii tek tekk seviyorum dhxbhsdn.
İşin ciddi kısmına dönecek olursak saatlerce masa başında oturmaktan sırt ağrısı çektiğim günler geçiriyorum. Bölüm atmamamın atamamamın nedeni budur. Eyyy dostlar affınıza sığınıyor ve hiç uzatmamış gibi daha fazla uzatmadan bölüme geçiyorum.
(Minik bir hatırlatma sizi çok özledimmm...)
Öpüldünüzzzzzzz...
***
"Bir sevgiyi anlamak bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın."*Özdemir Asaf*
"Tamam abi." diyerek kahvesinin son yudumunu içti Reyhan. Bunalmıştı. Abisi saatlerdir başına dikilmiş aynı şeyleri tekrarlıyordu. Tayinini iste Reyhan. Reyhan burada yapamazsın! Sınır burası Reyhan! Buranın bulundurduğu tehlikenin farkında mısın? Oyun mu bu Reyhan?! Bunların hepsini bilerek gelmişti Reyhan. Tehlikeli bir bölgede olduğunun elbette farkındaydı ancak bu bölge de ülkesinin sınırları içerisinde yer alıyordu. Bu bölge de vatanının toprağıydı. Abisi nasıl bu bölgede görev yapmaktan onur duyuyorsa o da onur duyacaktı.
"Reyhan!" dedi Oğuzhan uyarı dolu bir sesle. Reyhan onuncu kez aynı şeyleri duyacağını bildiği için muazzam bir sakinlikle abisininkine benzer kömür gözlerini Oğuzhan'ın gözlerine çevirdi.
"Efendim?"
"Ne tamam abi?! Anladın değil mi?! Duydun yani söylediklerimi, idrak edebildin?!"
Derin bir of çekti Reyhan. Abisi gitmeyeceğine emin olunca bu defa da madem gitmiyorsun benim evime taşınacaksın diye tutturmuştu. Tamam diyerek geçiştirmek istemişti ama Oğuzhan yememişti. "Ya Allah aşkına abi!" dedi. "Yirmi beş yaşında kadınım. Yakında yirmi altı olacağım. Çocuk gibi bakıcılık mı yapacaksın ya?"
"Evet!" dedi Oğuzhan. Bu öyle bir evetti ki zaten çocuksun mesajı içeriyordu. Çok geçmeden bu mesajı dile de dökmüştü. "Zaten çocuksun Reyhan!"
La havle çeken Reyhan, öfkeyle karışık gülümsediğinde Oğuzhan ifadesiz bir şekilde kardeşini izliyordu.
"Üzgünüm Yüzbaşım ama senin kardeşin bir doktor. Hayat kurtarıyor ve bunlar bir çocuğun yapacağından çok daha fazlası! Bilmem anlatabildim mi?!"
Anlatamadı. Çünkü abisi bu sözlerden zerre etkilenmiyor ve ifadesizlik dolu duruşunu koruyordu. "Nolmuş? Doktor oldun diye görünmez bir zırh mı verdiler sana Reyhan?! Soyadın bile seni burada tehlikeye atacak farkında mısın?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VATAN
General FictionBabam beni yıllar önce kardeşim dediği görev arkadaşına emanet etmişti. Şimdi ise o arkadaşı beni Türk Silahlı Kuvvetleri'nın değerli parçası olan Yüzbaşı Boduroğlu'na emanet ediyordu. Şehit Binbaşı Eymen Başer'in kızı, öğretmen Melek Başer'dim ben...