4. Bölüm

767 76 26
                                    

"Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü
Kör oldum.
Yıkadılar, aldılar, götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu,
Kör oldum..."

*Cemal Süreya*

Haziran 2001 - Şırnak

"Yiiaa baba ama öyle olmaz ki." diyerek gözlerini kırpıştırdı küçük Melek. Babasıyla birlikte bugün işe gelmişti. Annesi ne kadar karşı çıksa da Eymen kızına kıyamamış ve tutmuş elinden getirmişti.

Küçük Melek'e babası gülümseyerek "Nasıl olurmuş benim Meleğim?" diye sordu.

"Böyle..." diyerek yemek tabağını önüne çekti Melek. Kaşığı babasının elinden aldı. Evet şuan yemek yiyorlardı. Daha doğrusu yiyemiyorlardı. Çünkü Melek inatla kendi yemeği kendisinin yiyebileceğini söylüyor ve Eymen'in ona yemek yedirmesine izin vermiyordu. Makarna en sevdiği yemekti ve şuan yemekte makarna vardı. Kaşığındaki makarnayı tam ağzına götürecekken üzerine dökülünce minik bir çığlık attı. Bugün beyaz giymişti. Salça olmamalıydı. Nasıl bu kadar dikkatsiz davranabilmişti. Hızla kaşığı masaya savurdu. "Yimicem."

Eymen derin bir nefes vererek başını iki yana salladı. "Ben dedim ama değil mi kızım sana? Niye inat ediyorsun? Bak üzerine döküldü."

Melek dolu gözlerini Eymen'e dikti. Babası ise ona bakmıyor elbisesine dökülen yemeği ıslak mendille silmeye çalışıyordu. "Ama ben büümüştüm baba, kendim yeydim. Niye böle oldu kii?"

Eymen başını hafifçe kaldırıp kızının annesinden aldığı yeşillerine dikti gözlerini. Şefkatle gülümsedi. "Babacığım..." dedi usulca. "Hayır büyümedin, kim dedi sana bunu?"

"Bekil amcam dedi. Ben büümüşüm koca kız omuuşum. Kendim yapabililmişim altık bazı şeyleli."

Ah o Bekir, kızın aklına neler sokuyordu. Eymen bir elini kızının saçlarına uzattı şefkatle okşamaya başladı. "Kızlar ne kadar büyümüş olurlarsa olsun, babaları için hep aynıdır kızım. Asla büyümüzler. Sen yirmi yaşına da gelsen kırk yaşına da gelsen benim küçük Meleğim olarak kalacaksın. Tamam mı babacığım? O yüzden büyümüş olsan bile ısrar etme. Ben yaparım her şeyi senin için. Bir tane Meleğim var benim, bırakta yapayım ha kızım?"

Melek dikkatle dinledi babasını, sonra gözlerini kırpıştırarak "Tamam." dedi. Eymen bu hareketine gülümseyip saçlarının arasına öpücük kondurdu. Daha sonra Melek aydınlanmış gibi hızla geri çekildi. "Baba elbisem pis oldu..." dedi nazlanarak. "Ne yapcaz?"

"Tek derdimiz bu olsun Turan Gülü. Atarız makinaya hallolur."

"Hallolul değil miii?"

Eymen gülümsedi. "Hallolur, hallolur..."

Uzanıp Melek'in biraz önce masaya savurduğu kaşığı aldı. Masanın üzerindeki ıslak mendil paketinden bir mendil çıkardı ve kaşığı sildi. Daha sonra makarna dolu tabağa daldırıp özenle Melek'e yedirmeye başladı. Dünya bir yana kızı bir yanaydı onun için. Bir VATAN iki Melek ve annesiydi Eymen için. Başka sevgi bilmezdi.

Melek uslu uslu yemeğini yerken bir ses duydu. Çok sık görmediği ama gördüğünde çok mutlu olduğu Bekir amcasının sesiydi bu. Hızla masadan kalktı. Yemekhanenin kapısında dikilmiş, onları izleyen Bekir amcasına hızla koşmaya başladı. Koşarken ise dilinde "Bekill amcaaa..." sözleri vardı.

VATANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin