diable.

10.5K 884 278
                                    

Jungkook gittikten sonra yaşadıklarımın etkisinden çıkmak için elimden geleni yapmıştım.

Her zamanki gibi depresyon setim masanın üzerindeydi, televizyondan korku filmi açıp kendimi korkutmaya çalışsam bile hala aklıma Jungkook'un kaslı vücudu geliyordu.

Bugüne dair her şeyi beynimden silmek istiyordum.Bir spatula alıp beni ele geçirmiş kasları beynimden kazımak istiyordum.

Söylene söylene yerdeki çikolata çöplerini kaldırırken gözüm aşk kitaplarıma takıldı. O psikopat hergele yüzünden aşka dair bütün hayallerim yelkenleri indirmişti.

Sinirle tepinip evde salak Jungkook diye bağırmaya başlasam da kurbağa gibi çıkan sesimle yüzümü buruşturdum.Fakat asıl salaklık bendeydi.

Neden o yanımdayken irademe sahip çıkamıyordum?Neden onun yanında bir salak gibi davranıyordum?

Kendime artık hislerime yenik düşmeyeceğimin sözünü verip yatağa zıpladım.

Fakat hâlâ aklım ,mutfakta yaşadıklarımızdaydı.

*

Sabah kalktığımda aynaya bakmamla tek gördüğüm korku filmlerinden fırlamış bir hortlaktı.

Her zamanki halimdi işte.

Dün bütün çikolataları yediğim için yüzüm şişmişti.Normalde hiç umursamaz yüzümü bile yıkamadan okula giderdim ama Seo Joon görevini tamamlamak için ona güzel gözükmeliydim.

Makyaj setini çıkarıp kendime makyaj yaptım ve her zaman dağınık olan saçlarımı düzleştirdim.Ayaklarıma siyah,yüksek taban,bağcıklı botlarımı giyip evden çıktığımda bacaklarımın donmasıyla titremiştim.

Normalde her zaman güzelliğimden ödün verirdim ama bu görevi başarmak için bunu yapmalıydım.

Sınıfa girdiğimde gerzek erkek sürüsünün bakışlarını üzerimde hissetsem de umursamadım ve çantamı bırakıp Seo Joon'un yanına gittim.

"Günaydın Seo Joon." dedim sevecen bir sesle.

Seo Joon gülümseyerek "Günaydın." diye mırıldandı ve beni biraz süzdü.

"Bugün çok değişik görünüyorsun."

"Nasıl yani?" dedim merakla.

"Fazla güzel."

Bakışlarımı kaçırıp ince bir ses tonuyla teşekkür ettim.Övünmek gibi olmasın fakat,gerçekten iyi bir iş çıkarıyordum.

Akşam kaçta buluşacağımız hakkında konuşurken matematik öğretmeni geldi ve yerime oturdum. Yerime geçerken Jungkook'un sırasına göz ucuyla baktığımda kızların koyduğu hediye paketlerinden başka bir şey görememiştim.

Henüz teşrif edememişti beyefendi.

Matematiği sevdiğim için derse odaklandım ve not almaya başladım.Tam moda girmişken sınıf kapısının açılmasıyla kafamı kapıya doğru çevirdim.Siyah dar montu, siyah saçları, siyah botları ve olmazsa olmaz eyelinerıyla Jungkook karşımdaydı.

Dün yaşadıklarımız aklıma gelince hemen defterime bakmaya başladım.Bu olanları unutmak için bir süre ondan kaçmam gerekiyordu, çünkü öyle davranışları vardı ki nerede olduğumu unutuyordum.
Sınıftaki kızlar yine kıkırdayıp gülüşürken Jung Kook o lavanta kokan parfümüyle yanımdan geçmişti.

Kokunun güzelliği başımı döndürürken bunu kendime saklamayı tercih ettim.

Matematik dersi bitip zil çaldığında kitaplarımı kapattım ve arkama dönmemeye çalıştım.Hâlâ onunla yüz yüze gelmeye cesaretim yok iken,kaçmaktan başka hiçbir şey yapamayacağımın farkındaydım.

günahkâr » jung kook ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin