concéder.

9.4K 822 206
                                    

Peri kızı ve çoban birbirlerine kavuştular, kırk gün kırk gece düğün yaptılar.

Uyuyan güzel prens öpücüğüyle uykusundan uyandı ve prensle ömür boyu mutlu mesut yaşadılar.

Prens sonunda ayakkabının sahibi kül kedisini buldu ve sonsuza kadar birbirlerine aşkla bağlı kaldılar.

Yıllardır bu kitapları okuyup kendi hayatımın mutlu sonunu beklerken Jung Kook beni bir rüyadan uyandırmıştı.

Hiçbir zaman bir aşk mutlu olmuyordu. Bir taraf ne kadar uğraşsa da sevse de yetmiyordu. Şuan gözlerimin içine bakarak bir kızı öpen Jeon Jung Kook, beni tozpembe hayallerimden uyandırmıştı.

Bu hayat gerçekti,peri masalı değildi.

Jung Kook bütün acılarını hayalperestliğiyle örtmeye çalışan kızın en büyük destekçisini çalmıştı.

At gözlüklerini bir kenara atıp gerçek hayata saydam bir camdan bakmam gerektiğini öğretmişti.

Sadece üç dakikada.

Jung Kook beni sevmiyordu, kullanmıştı, duygularımı hiçe sayıp başka gecelerin tadına varmak istemişti.

Bütün gerçek bu iken neden koca bir yalana inanmak istiyordum? Kalbim neden bana bu kadar acı veriyordu?

Geri geri kapıya doğru giderken son kez Jung Kook'a baktığımda dikkatlice bana bakıyordu. Kaşlarını her zamanki gibi çatmıştı ve gözlerinde anlam veremediğim bir ifade vardı.

Insanları umursamadan koridorda koşarak sınıfa girdiğimde, kafamı sırama gömüp kendimi sorgulamaya başlamıştım.

Neden bu kadar üzülmüştüm ki? Beni değil de o kızı tercih ettiği için miydi? Ya da bütün pisliklerini bildiğim halde ondan hoşlanıyor olduğuma mıydı?Ağlamak istemiyordum fakat bu gelen ağlama isteği neydi?

Sorular bütün beynime üşüşürken arka sıranın çekilmesi dudaklarımı ısırmama neden olmuştu.

Adi herif.

Aramızda bir metre olması bile beni tiksindirmişti. Parfümü burnuma sinerken lavantaya dair her şeye fazlasıyla sövüyordum.

Öğretmenin sınıfa geldiğini anlamamla kafamı sıradan kaldırdım ve ayağa kalktım. Jung Kook'un yüzüne bile bakmadan çantamdan kitaplarımı çıkardım ve önüme döndüm.

"Çocuklar bugün sınıfımıza yeni bir nakil geldi.Bu arkadaşınız diğer sınıftan bu sınıfa nakil oldu, belki tanıyorsunuzdur."

Öğretmen öğrenciyi çağırdığında, öğrenciden önce parfümü sınıfa geldiği için kız olduğunu anlamıştım.

"Merhaba ben Mi Ra, diğer sınıftan geliyorum.İyi anlaşalım." Sınıfta fısıldaşmalar olduğunda gelen öğrenci omzunu silkip bizim sıraya doğru bakmaya başladı.

Beklediği şeyi bulunca sırıtarak Jung Kook'un yan sırasına geçti.Bu kızı daha önce gördüğüme kesinlikle emindim.

Mi Ra montunu asmaya giderken Jung Kook'a söylediği cümle karnıma yumruk yemişim gibi hissetmeme sebep olmuştu.

"Kütüphanede yaptıklarımızın devamını en kısa zamanda bekliyorum."

Kütüphanede öptüğü bu kız mıydı ve bu da yetmiyormuş gibi aynı sınıfta mı olacaktık yani? Sinir katsayım hızlıca yükselirken defterimi açıp karalamaya başladım.Biraz yırtar derecede karaladıktan sonra sınıftakilerin bakışlarını üzerimde hissetsem de umursamamıştım.

günahkâr » jung kook ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin