kidnapper.

9.5K 788 274
                                    

Jung Kook ile en son görüşmemizin ardından yaklaşık bir hafta geçmişti.İlk günler hem okula hem de eve gelmemesi beni endişelendirmişti fakat sonradan sınıftaki kızlardan grubunun geri dönüş  yaptığını duymuştum.

Resmen koşarak eve gidip yeni şarkılarını dinlediğimde çok şaşırmış ve beğenmiştim.Jung Kook'un şarkı söyleyip dans etmesi ve bundan zevk alması bir uzaylı görmüşüm gibi hissettirmişti çünkü ara sokaklarda karnıyarık yapmaktan tamamen farklı bir şey yaptığını görmüştüm.

Onun gibi bir odunun nasıl pürüzsüz ve yumuşak bir sesi olabilirdi?

Jung Kook yokken gerek internet olsun gerek fan siteleri olsun neredeyse burcundan girip siyah iç çamaşırını kimin giydiğinden çıkmış, hakkında her şeyi öğrenmiştim.

Onun dışında Seo Joon dün okula gelmeye başlamıştı fakat Jung Kook gelene kadar onun yüzüne bile bakmayı düşünmüyordum.

Donmadığıma yüzlerce kez şükrederek okula geldim ve sırama yürürken Jung Kook'un sırasının hediyelerden taşmış olduğunu farkettim.

Yoksa gelecek mi diye içten içe heyecanlanırken kendimi dizginleyip yerime oturdum ve göz ucuyla etrafa bakmaya başladım.Sınıftaki kızlar süslenip makyaj yapmaya başlayınca geleceğinden tamamen emin olmuştum.

Matematik hocası içeri girerken onunla beraber giren bir adet Jung Kook gördüğümde saçma sapan sırıtmamak için dudaklarımı dişledim.

Özlemiştim.
Azıcık,belki de daha fazla.

Jung Kook yerine geçmek için bana doğru yürürken hiç beklemediğim bir şeyi yaptı.

Gülümsedi.

Bana gülümsedi.

Kalbim hızlıca çarpmaya başlarken hiçbir şey yapmayıp kafamı çevirdim ve önümde açık kitaba baktım.Evet, yavaş yavaş ben de Jung Kook gibi odun olmaya başlıyordum.

Sonunda bütün devrelerim düzene girince Jung Kook'a günaydın demek için hazırlandım.Fakat Mi Ra'nın Jung Kook'a günaydın demesiyle demekten vazgeçtim ve gözlerimi devirdim.

Jung Kook bir şey diyecek mi diye beklerken kapının açılmasıyla gözlerimi istemsizce kapıya çevirmiştim.

Seo Joon özür dileyip içeri girdi ve bakışlarını üzerimden ayırmadan sırasına oturdu. Kadro tamamlandı diye mırıldandım ve kalemimi çıkarıp not almaya başladım.Matematik öğretmeninin verdiği soruları çözerken saçımın arkadan çekilmesiyle irkildim. Acıyla arkamı döndüğümde Jung Kook dudakları kıvrılmış bana bakıyordu.

"Ne yapıyorsun?" dedim fısıldayarak.

Elini bana doğru uzattığında eline baktım. Hiçbir şey anlamamıştım. Daha sonra elime bakıp ona doğru uzattığımda kendi elini kenara çekti.

"Elini değil cevap kağıtlarını istedim.Sorulardan hiçbir şey anlamadım da."

Utançla hızlıca önüme dönüp dudaklarımı ısırdım.Lanet olsun,bu utançla nasıl yaşardım ben?Yüzümü buruşturup elime vururken,Jung Kook'un öksürmesiyle yaptığım kağıtlardan bir tanesini ona uzattım.
Hızlıca kendi kağıdına geçirirken sol kaşını kaldırıp bana baktı.

"Senin gibi salak biri nasıl bu soruların hepsini çözebilir?"

Gözlerimi devirdim ve "Benim gibi salak biri bile bu soruları yapabiliyor ve sen yapamıyorsan gerizekalılığının son aşamalarındasın demek ki." deyip önüme döndüm.

günahkâr » jung kook ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin