fantoche.

7.1K 716 63
                                    

Telefonumdan gelen bildirim sesleri ölüm sessizliğine bürünmüş masayı doldururken gözümü kıpırdatmadan önümdeki iki seçeneğe bakıyordum.

Bu iki seçenekten birinin benim lehime olması gerekiyordu ama hangisini seçersem seçeyim idam kalemimi kendi ellerimle kırmış olacaktım.

Nate Kim'in öldürücü ve kendinden emin bakışları üzerimde dolaşırken kendimi avcı ağına yakalanmış çaresiz bir kuş gibi hissediyordum.

"Neden başka birinden değil de benden bunu istiyorsun?"

Sönük bakışlarla sorumu yönelttiğimde koyu gözlerini üzerime dikti.

"Çünkü kuklam olman hoşuma gidecek gibi hissediyorum."

Dedikleriyle yüz ifadem değişirken alayla ona baktım.

"O zaman kendine başka bir kukla ararsan iyi olur."

Bu cümlemden sonra hayatımın eskisinden daha berbat olacağını biliyordum ama yine de doğru kararı verdiğimi düşünüyordum.

Daha fazla konuşmak istemediğimden telefonumu alıp ayağa kalktım.Ama Nate Kim'in kaslı kolu gitmeme engel oldu ve sert bir şekilde kolumdan tutup tırnaklarını derime geçirdi.

Canımın acısıyla irkilirken, ürktüğümü anlamaması için kendimi zorladım.

"Şu adamı bulayım, seninle de görüşeceğim."

Hızlıca kolumu çekip sert bir şekilde Nate Kim'e baktım.

"Görüşmemizi sabırsızlıkla bekliyorum, en azından seni cehennemin dibine yollamak için bir katkıda bulunmuş olurum."

Nate Kim'in dudakları yavaşça kıvrılırken masadaki silahı tekrar beline yerleştirdi.

"Bu sert hallerin çok hoşuma gidiyor, sana yazık olacak."

Omuz silkip göz ucuyla baktım ve cevap vermeden kafeden çıktım.Kar usulca yağarken tek yapmak istediğim delice çığlık atmaktı.

Yarım saat bile sürmeyen şu konuşmanın ardından kendimi yıllardır yatalakmışım gibi hissediyordum. Bacaklarım uyuşmuştu ve göğsüm üzerine taş konulmuşçasına nefes almak için çırpınıyordu.

Soğuktan kızarmış elimi göğsümün üzerine yerleştirip sakinleşmeye çalıştım. O sırada hala elimde tuttuğum telefonum tekrar titrediğinde, göğsümde hissettiğim karıncalanmayla irkildim ve elimdeki telefonu karın üzerine düşürdüm.

Zarar görmesin diye telefonu hızlıca alıp ekranını çevirdim. Karın etkisiyle ıslanmıştı ve dokunmatik sistemi zor çalışıyordu. Montumun fermuarını açıp telefonumu içimdeki hırkaya sildim ve ekranını açtım.

16 tane mesaj vardı.

"O adamla neden buluştun?"

"Eun Gel tam bir aptalsın."

"Lanet olsun sadece 12 saat yoktum yanında."

"Ne konuştunuz?"

"Eun Gel cevap ver."

"Nerdesin?"

"Telefonuna bak."

"O telefonunu kafana monte edeceğim, çünkü en azından senden akıllı."

"Siktir."

günahkâr » jung kook ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin