Zihninde oluşarak büyüyen korku taneleri, aklının örtülmesine sebep olacak kadar derindi. O iğrendiği bedenin sahibiyle, aynı trende saatlerce yolculuk yapacağı düşüncesi kanını donduruyordu.
Fazla geçti. Trenden atlayarak geri dönme şansı yoktu. Güçsüz adımları istemi dışında geriye giderken, trenin duvarına tosladı. Siyaha andıran kahverengi gözleri bir an ayrılmaksızın, Doruk'u en ufak aksi hareketine karşı göz hapsine almıştı.
Soğuk dokunuşların sahibi bulunduğu noktadan bir adım atmasıyla, elini havaya kaldırarak uyardı.
"Sakın. Tek adım daha yaklaşayım deme."
Doruk, ifadesiz bakışlarını kendisine dikti. Derin ve bir o kadarda ürkütücüydü. Hiç duygu barındırmayan ama insanın içini ürpertecek kadar soğuk.
Korkusuzca bir adım daha attığında, hıçkırmamak için kendini zorladı ve dudaklarını birbirine bastırdı. Vücudu korkudan gerginleşmiş ve titremek adına her an tetikteydi.
Çakısını almak için elini arka cebine götürdü. Sert nesneye eli değmediğinde, hayal kırıklığıyla gözlerini yumdu. Arabada iki çantanın bağlı olduğu ipi kesmek amaçlı çakıyı cebinden çıkartmış ve Demirkan elinden kaparak ipi kesmişti. O anın oluşturduğu heyecan ve gerilim çakıyı düşüncelerinden çok uzak tutarak unutturmuştu.
Çakısı Demirkan'daydı ve karşısında duran insan görünümlü hayvana karşı kendisini savunabileceği tek bir nesnesi bile yoktu. Yapayalnız ve korunmasızdı.
"Çakın Demirkan'da kaldı."
Samimiyetten ve sıcaklıktan eseri olmayan ses kulaklarını doldurduğunda, yaşlar göz pınarlarına birikti.
Biraz olsun şanslı olsaydı, şuanda yanında Demirkan olurdu ama şans ve mutluluk kelimeleri hayatından çıkalı fazla uzun zaman olmuştu.
Kendisinden uzak durmasını istediği adımlar, biraz daha yaklaştığında aşağı sarkan ellerini duvara dayayarak tırnaklarını canını yakmak isteyerek bastırdı. Mantıklı hareket edip, panik yapmamak için acıya ihtiyacı vardı. Acı onu kriz geçirmesini engelliyor, ayakta kalmasını sağlıyordu.
"Yaklaşma, sakın."
Adımlar kendisine doğru usulca ilerlerken, dimdik durmayı denedi. Korku bedenine dolarak hapis oluyor, birbirine bastırdığı dudakları çenesindeki gamzenin belirginleşmesini sağlıyordu. Gücü tükeniyor, yok olarak kaybolduğunu hissediyordu.
Aralarında 1 metre varken, sessiz adımlar durdu. Doruk'un derin kahverengilikleri yüzünü anlaşılamaz dikkatle tararken, kendini üzerinde sadece iç çamaşırıyla kalmış hissine kapıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAKLİYAT | Anka
ActionSen benim tüm zerrelerime işleyen, kayıp yanım. Zindanın arasından sızan umut ışığım. Kavurucu sıcakta ki, gölgem. Hayallerin yok oluşunun ortasındaki diriliş. Kötülükten çıkabilecek tek iyilik. Senin masumluğun, kirli bedenimi ayakta tutacak. Varlı...