1.BÖLÜM
Soğuk anlık vücudunu titretirken, geçmeyen mide bulantısı arttı. Karşısında duran kardeşinin neden bahsettiğine dair hiçbir fikri yoktu. Para kazanmadan, uzaklara gitme planı kurmamıştı. İki canlıydı ve karnındaki et parasından en kısa zamanda kurtulması gerekliydi. Önündeki zaman diliminde, günlerce seçenekleri göz önünden geçirmiş ve en doğru kararı kafasında tartmaya çalışmıştı. Şuanlık buradan uzaklaşamazdı. "Ben gidemem Demirkan. Paraya ihtiyacım var."
Kardeşi yaklaşarak, ellerini havaya kaldırdı ve kollarının iki yanından tuttu. "Abla, bak. Bizim paraya ihtiyacımız yok. Ben sana da bakabilirim. Okulunu dondurmana gerek yok. Benimde okulu dondurmama gerek kalmayacak."
"Sen neden bahsediyorsun?"
"Nerede kalıyorsun? Önce evine gidelim. Eşyalarını toparlarken, sana anlatacağım."
"Yine kötü işlere bulaştın değil mi?"
"Bizim başka şansımız yok neden anlamıyorsun bunu?"
Yavaşça koluna girerek onu yürüttüğünde, adımlarını zorlukla uydurabildi. Tek odalı minik harabede yaşadığı yere doğru ilerliyorlardı. Sağ, dar yola saptıklarında, sokağın sonunda duran bahçe girişine sahip evin önünde durdular. Ev üç katlıydı. Bahçeden geçerek, kapının önüne geldiğinde, çantasının en küçük gözünde olan anahtarı çıkartarak, kapıyı açtı. Merdivenleri çıkarak 3.kata ulaştıklarında alt ve üstten kilitlenmiş evin kilitlerini açtı. Midesindeki bulantı dayanılmaz hal almış, ıstırap veriyordu. Adımları kontrolsüz ve istemsizce banyoya yönlenirken, ağzındaki cümleler kerpetenle çekilir gibi çıktı.
"Sen otur, geliyorum."
Lavaboya ulaştığında, iki saat önce atıştırdığı bütün besinler midesinden boşaldı. Zorlukla nefes aldı ve çeşmeyi açtı. Elini karnının üzerine götürerek koydu. Kararmış gözleri aynadaki yansımasıyla tanıştı ve bakışları aynadan elinin tam üzerinde durduğu karnına kaydı. Yaşlar gözlerinden boşalarak ahenkle yanaklarını bularak, çenesinden boynuna yol çizdi. Boğazında geçmeyen, büyük yumru canını acıtıyor ve nefes almasını engelliyordu. "Neden beni seçtin? Neden şimdi? Belki ileri zamanda gelseydin, güzel bir hayat yaşayabilirdik seninle."
Elini yavaş hareketlerle karnının üzerinde gezindirdi. Onunla konuşmamalıydı. Her anne olacak bireyin karnındaki bebekle konuşması, ona bağlılığının arttırdığını biliyordu. Ellerini suyun içinde sıktı, hemen ardından gevşetti. Soğuğun teniyle buluşmasındaki, rahatlık mide bulantısını küçük bir nebze azalttı. Parmaklarını birbirine yapıştırdı. İki eli su dolmayı bekleyen kase misali şekil alırken, su avuçlarının içine dolmaya başladı. Kendisini ürpertecek soğuk su lavaboya akarken, anlık hareketle yüzüne çarptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAKLİYAT | Anka
ActionSen benim tüm zerrelerime işleyen, kayıp yanım. Zindanın arasından sızan umut ışığım. Kavurucu sıcakta ki, gölgem. Hayallerin yok oluşunun ortasındaki diriliş. Kötülükten çıkabilecek tek iyilik. Senin masumluğun, kirli bedenimi ayakta tutacak. Varlı...