Bölüm 19 -

85 9 1
                                    

Maçın ilk yarısı 1-1 berabere bitmişti. Herkes bir öfke ve gerginlikle soyunma odalarına dağılmışlardı çünkü her derbi maçında olduğu gibi bu derbide de olaylar asla eksik olmamıştı. Üstelik kritik bir maç olduğu için çok daha fazla hırçın ve hırslı oynuyorlardı.

Tabii bizimkilerde boş durmayıp onların hırsına hırsla karşılık veriyorlardı ve bu sefer de olaylar kızışıp duruyordu. 

Zaten her iki takımın futbolcuları ufak bir kıvılcım bekleyerek oynadıkları için en ufak bir hakem müdahalesinde ya da futbolcular arası münakaşada ortalığı birbirine katıyorlardı.

Bu maçın sorunsuz bitmesini dilemiştim ama göründüğü üzere asla düşündüğüm gibi bitmeyecekti.

Neyse ki PÖH'ler ordusu vardı da bir olay olursa çabucak müdahale edebilirlerdi.

Gözlerimi sahanın etrafını dolduran PÖH'lerin üzerinde gezdirirken ellerinde içecekler, kahveler ve sandviçlerle gelen Tuğberk ve Buğra'ya neredeyse gözlerimden kalpler çıkartarak bakıyordum.

Buraya gelmeden önce kafeden çıkmadan tatlı yemiştim ama yine de stresten mi yoksa heyecandan mı bilinmez acıkmıştım.

Tuğberk; "Bu bakışlarını tazen sevgiline sakla canım"

Söylediğini hiç dinlemeden elindeki sandviçlerden birini kaptığım gibi hemen açıp yemeğe başlamıştım. 

Buğra; "Elif bir sakin ol kızım, boğazında kalıcak sonra yavaş ye."

Burcu; "Elif harbiden yavaş ye beybisi, sonra miden ağrıyor."

"Tamam ya tamam, bir susun." ağzım dolu konuştuğum için kelimelerimi tam söyleyemesem de onlar beni anlamışlardı.

Tuğberk; "Maçtan sonra bir şey yapıyor muyuz?"

Tuğberk'in sorusu üzerine biraz düşünmüştüm. Şimdilik bir planım yoktu. Sadece maç biter bitmez Barış'ın yanına gitmek ve onu sağ salim bir şekilde görmek istiyordum.

Burcu; "Valla ben Keremle olucam, üzgünüm."

Buğra; "Satışş"

Burcu; "Sende sevgili yap sende sat kardeşim banane."

Tuğberk; "Elif sen?"

"Yani şu anlık bir planım yok ama maçtan sonra mutlaka Barış'ın yanına bir uğramam gerekiyor. O bir plan yaparsa bilemem."

Buğra; "Ohh Eliften de satışş"

Yapabileceğim bir şey yok der gibi omuzlarımı yukarıya doğru çekip, kollarımı da iki yana açmıştım.

Tuğberk; "O zaman Buğra sen boşsan bizim mekana gidelim, takılırız."

Buğra; "Olur gidelim."

Sonrası sessiz geçmişti çünkü diğerleri de benim gibi sandviçlerine gömülmüştü. 

Ben sandviçimi bitirdikten sonra benim olan kahveyi almıştım ve yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara içmeye başlamıştım.

Sonra bir anda Buğra bir şey hatırlamış gibi yerinde doğruldu ve yanında benim gibi kahvesini içen Tuğberk'in ensesine bir tane vurdu.

Buğra; "Olum ne salaksın lan!"

Hepimiz şaşkınlıkla Buğra'ya bakıyorduk. Hatta yanımızda ve arkamızda oturanlar bile.

Tuğberk; "Napıyorsun lan?!"

Buğra; "Lan bu maç ne maçı?"

Tuğberk; "Derbi"

EfulimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin