Yine ben yine ben yine ben 🥰
Keyifli okumalar 💃
🎻🎻🎻
Abimler aldıkları karneleri dürüp arka ceplerine koymuşlar, dümenden hazırladıkları karnelerle ilk halamın evine yol almışlardı. Ben ise yarıyolda dayımı gördüm diye ayrılmıştım onlardan. Annem dayıma babamın kabul ettiğini söylemişti. Eşyalarımı hazırlamaya bile başlamıştı. Yarın akşam yola çıkarsak rahat gideceğimizi söyledi dayım. O kadar heyecanlanmıştım ki Orhan'a sarılıp veda ederken ne dediğimi bilememiştim.
Konağa giderken yol boyu Hozan Bedo'nun rahmetli dayımı ilk gördüğünde ne dediğini, ona nasıl davrandığını dinledim dayımdan. Bana ne der, beni nasıl karşılar diye düşünmeden edemedim.
Konağa vardığımız gibi doğruca üst kata koştum. Babamdan yarın gidebilirsin iznini duysam uçarak gidecektim. Annemin odasına dayandım direkt.
İçeride babam anneme yemin verdiriyordu. Başıma bir şey gelme ihtimalinde dayıma ne yaparsa yapsın annem araya girmeyecekti. Benim gidiş gelişimden hoşlanmazsa dayıma hesap soracak, annem tek laf etmeyecekti. Dayım beni zamanında geri getirmezse suçlusu annem olacaktı, babam ona da kızacaktı. Ola ki döndüğümde şarkı şarkı diye tutturur da adam olmazsam sorumlusu yine annem olacak, babam herkesin içinde bana kızacaktı.
Vazgeçelim diye ne demişse de annem kabul etmişti hepsini. Bana da dayıma da güveniyordu. Ben annemin dediği gibi biri olunca babam utanacakmış düşündüklerinden.
"Oğlun ne olacakmış göreceğim Halime," dedi babam en sonunda.
Bu izin verdiğinin kesin haliydi. Odanın kapısını araladım. "Ne zaman gideceğim?"
"Gel buraya," diye eliyle içeri çağırdı babam. Girip karşısında durdum. "Bize yakışır şekilde gidecek, adam gibi kalacaksın orada. Sen orada çocuk değilsin artık. Kendinden sen mesul olacaksın. Dayına uyup kötü bir yola saparsan..."
"Yekta," diye uyardı annem.
"Tamamdır baba," dedim ben ise.
Babam anneme aldırış etmeden devam etti. "Herkes Merxas'ların oğlu gelmiş diyecek Hozan. Sen orada hem kendi adını hem bizim adımızı taşıyacaksın. Sen sadece kendinden değil, kardeşlerinin adından da mesulsün."
"Tamamdır baba," dedim ne dese tamam diyeceğim için otomatik bir kabulle. Yeter ki defol de dese git demekten vazgeçmesindi.
"Gitmekte emin misin?" Başımı salladım hızla. "O zaman ne diyeyim? Yolun açık olsun."
Sevinçten zıplayacak oldum. Dayıma söylemek için kapıyı açtım. Dayım katta geziniyordu. "İzin verdi," diye kesin onayı duyurdum.
"Heyt be!" dedi dayım. Babam odadan çıktı. Onu görmeden konuşmuştu dayım. "Senin kızı gördüm aşağıda. Gitmeden az takıl kızla aklın kalmasın burada."
Ben hangi kızdan bahsettiğini soramadan babam bağırdı. "Hozan! Geç odana, eşyalarını topla."
Ne diye bana kızdığını anlamayamadım. Sorsam gitmemden vazgeçer diye koşarak odama indim. Yatağımın üstüne çıkartılan eşyalara bakarken annem peşimden gelmişti. Yakasını silkelerek kapadı kapıyı. "Beş yüz defa da uyarsam aynıdır. Baban neyi sevmiyorsa odur."
"Dayım mı?"
"Boşver sen dayını. Uyma ona." Yanıma gelip başımı iki eliyle tutup tepemden öptü. "Ka ezê bêyî te li vir çi bikim?*(Ben senin ardından burada ne yapacağım?)"
![](https://img.wattpad.com/cover/345640276-288-k414869.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bülbül ve Dans
Любовные романыNALİN ERDEM "Sen avuçlarımda yıpranmış defterime karalamaya cüret edemediğim sözüm, karanlık odalarda yalnızlığım duyar da üzülür diye mırıldanmaya korktuğum ezgimdin Ozan. Hiç haberin olmadı. Oysa ben henüz besteleyemediğim şarkımın en isyankâr not...