Episode 27 | I will die, Z.

875 41 9
                                    


"Resim yazma yeteneğin de not yazma yeteneğin kadar gelişmiş, Styles." diyen soğuk sesine cevap veremediğimde bana dönüp üzüntü ve öfke dolu sesiyle yarı bağırır şekilde notu okudu.

"Dünyalar tatlısı Tiffany'me, sevgilerle H."


Episode 27 | "I will die, Z"

Harry

Ağzım açık bir şekilde Evelyn'in elindeki kağıda bakarken toparlanma fırsatımı, gerçekten de mutlu olabilme fırsatımı kendi elimle kaybettiğimi hissediyordum.

Küçük şeylerin hayatımızı büyük şekilde değiştirmesi ne kadar da ironik.

Tıpkı hayatımı iyi yönde değiştireceğine emin olduğum Evelyn'in elinde tuttuğu uzay boşluğunda yer bile kaplamayan küçük kağıdın hayal kırıklıklarına bir yenisini eklemesi gibi.

Tiffany'yi unutup, beni seven Evelyn ile takılacak ve hak ettiğim sonsuz sevgiyi bulacaktım.

"Sağ kaşını biraz daha keskinleştirirsen daha iyi olur," diye resmi yorumlarken şaka yapıp yapmadığını anlayamıyordum.

Sanki umrunda değilmişim, benimle flört etmeye çabalayan o değilmiş gibi Tiffany'yi çizdiğim resmi eleştiriyordu.

"Ben açıklayabilirim," diye söze başladığım sırada histerik gülüşü ile cümlem yarım kalmıştı.

"Niye açıklayasın ki Styles, ben senin neyinim?"

Ne cevap vereceğimi bilemeyerek aptalca durduğum birkaç saniye sonrasında başını iki yana sallayarak ekledi.

"Sorun değil, en başından beri Tiffany'den hoşlandığını biliyordum ancak seni etkileyebilirim sandım."

Şu an ona Tiffany'den hoşlanmadığımı söylemem hatta çizim hakkında bir iki yalan söylemem gerektiğinin farkındaydım ancak yapamıyordum.

Dudağımı sertçe ısırdıktan sonra yorum yapmak için ağzımı açtığımda gözlerinde gördüğüm bir şey, hayal kırıklığı, daha fazla konuşacağını hissettirdi ve içindekileri dökmesini bekledim.

"İnternette hakkında yazılan, çoğunun yalan olduğunu bildiğim, haberleri okuyup seni tanımaya çalıştım. En sevdiğin rengin mavi olduğunu öğrenip mavi bir şeyler giydim ve büyük ihtimalle konuşmaya devam ederek gözünde gittikçe acınası bir hale bürünüyorum ancak ben sadece," derken arkasını dönüp gözünü sildi.

Üzerindekinin mavi olduğunu, o söyledikten sonra fark etmiştim ancak Tiffany'yi gördüğüm her an zihnimde bir fotoğraf kadar netti.

Mesela onu ilk gördüğümde üzerinde kahverengi çiçek desenli bir elbise vardı. Veya da beni sarhoşken öptüğünde beyaz bir tişört ve mint rengi bir şort giyiyordu.

İç çektikten hemen sonra ayağa kalkıp yanına gittiğimde yumuşak bir ses tonuyla "Evelyn," deyip omzuna dokundum.

Tavana bakarken kırpıştırdığı gözleri, ağlamamak için kendisiyle savaştığını belli ediyordu.

"Ben sadece, ona verdiğin değerin çok küçük bir kısmını bana da vermeni istedim."

"Özür dilerim." diye mırıldandığımda bana dönüp "Bana dürüst bir yanıt verir misin, aranızda ne oldu?"

"Yemin ederim ki hiçbir şey. Ondan hoşlanıyordum ancak en yakın arkadaşımın sevgilisi olduğunu kendime hatırlatarak vazgeçmeye çalıştım, o kadar."

Laughed to Life • Zayn Malik | (UNEDITED)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin