Episode 7| Harmful Effects of Smoking

2.7K 119 16
                                    

Episode 7| Harmful Effects of Smoking

Vincent

Elimi yanağından indirirken yüzünde minnet dolu bir ifade vardı. Yanakları pembeleşmişti ve dudakları hafifçe aralanmıştı. Gerçekten de çok güzeldi.

"Teşekkür ederim." diye ince bir sesle mırıldandığında "Benim için bir zevkti, Juliet." diyerek göz kırptım.  

O, samimi şekilde bana gülümserken ilk kez birbirimize bu kadar yakındık. Yavaşça geriye doğru bir adım attığımda Romeo - Juliet taklidini onu daha iyi hissettirmek için yaptığımı biliyorduk ancak az önceki anın büyüsünü kimse inkar edemezdi. 

 "İçeriye gitmek istemiyorum." diye mırıldandı. "Telefonum masanın üzerindeydi ve arayanı gören Phoebe şaşkınlık içinde attığı çığlıkla herkese eski sevgilimin aradığını belli etti. Girince tüm dikkatler üzerimde olacak ve," iç çektikten sonra devam etti. "Dikkatlerin üzerimde olmasını sevmiyorum."  

Yanımızdaki bankı, oturması için işaret ettiğimde dirseklerini dizlerine dayayarak başını eğdi. Yüzünü görmek için dizlerinin önüne çöktüğümde "İçerideki herkesi susturabilirim," dedim. Dudakları hafifçe kıvrılmıştı. "Konuşmak ister misin?"

Ortasına oturduğu bankta kenara kayarak bana yer açarken bunu yapmasına gerek olmadığını düşündüm. Üç kişilik bankta yarım kişilik yer kaplıyordu. 

"Açmamam gerektiğini biliyordum ama ne diyeceğini  o kadar çok merak ediyordum ki, sırf bunun için açtım. Konuşmaya başladı, özürler diledi, buluşmak istediğini her şeyi düzgünce anlatacağını söyledi. Kabul etmedim." Tepkimi ölçmek için yüzüme baktığında tepkisizce onu dinlediğimi görüp devam etti. "Ama soğuk davransam bile konuşma daha fazla uzasın diye çaba gösterdim. Bunun son konuşmamız olabileceği hissiyle çok fazla konuşmak istedim ve bu acınası hissettiriyor."

Kelimeler ağzından yavaş yavaş dökülürken ellerimi saçlarımın arasından geçirdim. Her zamankinden daha da durgundu. Gözlerimi uzaktaki gri bir buluta dikerken onu rahatlatmak için konuştuğum sırada yağmur çiselemeye başladı.

"Önce başkasıyla olup sonra, iki hafta sonra, arayarak duygularını karman çorman ettiği için aptalın teki. Senin yaptığını ben de yapardım. Kaç yılını, ayını, gününü onunla geçirdikten sonra soğuk davranabilmen hiç acınası değil Tiffany. Çok güçlüsün aksine, gerçekten.Ben konuşuyor olsaydım soğuk olmayı başaramazdım gibi hissediyorum." 

Sadece eski sevgilisiyle konuştuğu, en yakın olarak nitelendirdiği Phoebe'nin bile bilmediği konuları merak ediyordum. En başından beri anlatmadığı bir şeyler olduğunu biliyordum ve şimdi emin olmuştu. 

"Konuşmak istediğin her konuyu konuşabiliriz." dediğimde derin bir nefes verdikten sonra kısık sesle "İyi ki varsın." Diye konuştu. Ona döndüm, gözlerini karşıya kilitlemişti.

Başımla onaylarken "İyi ki varsın." diye mırıldandım ve baktığı noktaya, ileriye döndüm. Anlatması için biraz daha geçmesi gerektiğini biliyordum.

Çiseleyen yağmuru izlerken başını omzuma yasladı. Daha rahat etmesi için ona yaklaştığımda gülümsüyordum, onun yüzü üzgün duruyordu. 

Bir süre öylece yağmuru izledikten sonra "Hasta olacaksın. İçeriye gidelim mi?" diye sordum.

Hafifçe omuz silktiğinde üstümüzdeki ıslanmış kazaklarımıza kaşlarımı çatarak ayağa kalktım. Aceleyle çıktığımız için ikimizde de mont yoktu ve İngiltere'nin mükemmel sonbaharı kendini yavaş yavaş göstermeye başlamıştı.

Restoranın bahçesine girip kapalı kısma geçeceğimiz sırada Tiffany tam içeri girecekken onu bileğinden tutup geriye doğru çektim ve "Bekle." diye fısıldadım.

Laughed to Life • Zayn Malik | (UNEDITED)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin