Episode 9| Coincidence
Vincent
Birkaç saat önce
Kapıyı kapattığım anda pişmanlık duygusunu her bir hücremde hissetmeye başlamıştım. Tiffany'yi yüzüstü bırakmış gibi hissediyordum. Şu an eski sevgilimle her şeyi çözecek olmamıza rağmen Her şeyi çözecektik, neden öptüğünü söyleyecekti. Aslında Tiffany'yi öptükten sonra sevgilimin başka bir erkekle öpüşmesi kulağa eskisi kadar dehşet verici gelmiyordu.
'Sen, onu öptüğünde sevgili değildiniz. O ise seni aldattı.' Diyen iç sesimi duymamış gibi neler olacağını hayal etmeye devam ettim.
Eskisi gibi olacaktık her şeyden önce. Yine onu şarkı söyleyerek uyandıracaktım, beraber kahvaltı hazırlayacaktık. Belki kahvaltı sonrası film izleyecektik evde veya sevişecektik. Bilmiyorum, sadece eskisi gibi olacaktık.
Bunun heyecanı ile arabaya hızla bindim ve direksiyonu kavradım. Kendime, ona nasıl davranmam gerektiği hakkında tavsiyeler veriyordum ve bu bir bakıma acınasıydı. Bilirsiniz, 'Sizi aldatan sevgilinizle buluşunca ne yapmalısınız/yapmamalısınız?' listesi hazırlıyordum birnevi.
-Sarılmak yok.
-Söylediği neden mantıklı gelmezse onunla oturmaya devam etmek yok.
-Onu özlediğini, onsuz yapamadığını söylemek yok.
Bunları listenin birkaç maddesi olarak örnek verebilirdik.
İlk randevu yerimizde tekrar buluşmak istemesi çok sevimli gibi görünse dahi çoğu zaman hep burada yemek yemiş veya kahve içmiştik. Şimdi aynı yeri seçmesi sadece nostaljinin getirdiği bir hüzündü.
Arabayı durdurup hızlı adımlarla ilerken ilk tanıştığımız zamanki heyecanımızı hatırladım. Neden öptüğünü, bize ne olduğunu merak ediyordum. Bunları merak ederken bir tarafımın hala Tiffany'yi düşünmesi ne kadar doğruydu, ona emin değildim.
Camlı kapıyı ittirdiğimde duymaya alışkın olduğum zil sesini duyduğumda hafifçe gülümsedim.
Gözlerimi masalarda gezdirdim, nerede olduğuna bakınıyordum. En arkalarda oturan Perrie'nin ayağa kalkışı ile derin bir nefes aldım.
Gülümseyişini gördüğümde bir şeyi fark etmiştim: Onu özlemiştim.
İçimden ona 'Neden yaptın?' diye ardı ardına bağırmak istesem dahi bunun yerine sertçe yutkundum.
Bana doğru ilerlerken "Gelmene çok sevindim." Diye gülümseyerek konuştu ve kollarını boynuma doladı. Titrek bir nefes verirken arabada hazırladığım listeyi kendime hatırlatarak bir tepkide bulunmamaya çalıştım. Sıcaklığını özlemiştim.
Benden ayrıldığında aynı güzel gülümsemesiyle "Geldiğine göre bana değer veriyorsun değil mi Zaynie?" diye konuştu.
Mor ekoseli gömleği ve siyah eteğinin açıkta bıraktığı bacaklarına kaçamak bir bakış atıp ona bakmadan yerime geçerken "Senin anlatmanı bekliyorum, meraktan geldim." dedim.
Yüzü asılırken karşıma oturdu ve üzgün bir ifadeyle anlatmaya başladı.
"Ben hatamı anladım Zayn. Özür dilerim."
Sert bir nefes verirken "Bunu sormuyorum. Neden öptüğünü anlatmanı istiyorum." diye konuştum.
Beni umursamadan devam etti.
"Tekrar eskisi gibi olmak istiyorum. Sevgilim demeni veya söylediğin şarkıları özledim."
Devam edeceği sırada alayla "2005 civarlarında YouTube denen bir site geliştirildi, kullandığını düşünüyorum."diye konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laughed to Life • Zayn Malik | (UNEDITED)
Fanfiction❝Senin aşkına sahip olmam, onu kaybetmem anlamına da geliyor. Ve ben, ne seni ne de senin aşkını kaybetme düşüncesine katlanamıyorum.❞ * İşte olmuştu, onu kaybetmiştim ancak aşkı hala benimleydi. Sonsuza dek ve daima. * HİKAYE ŞU AN UNEDITED HA...