Episode 29 | I promise, Dani.

744 44 4
                                    


Tiffany

Kapının açılma sesi ile birkaç tiz çığlık duyduğumda neler olduğunu anlamlandıramadım. Odada sadece çocuklar ve Danielle vardı. Loş ışık altında yere çömelmişlerdi ve hepsinin yüzü korku doluydu.

Birbirlerine korkutucu hikayeler anlattıklarını tahmin ettiğim sırada Danielle da kapının gıcırtı sesinin yarattığı korku anından kurtulmuştu.

"Vay canına, kaçaklar da sonunda geldiler. İçeriye geçsenize, korkmayın." diye alayla konuştuğunda kapı epişiğinde durduğumuzu fark ettim.

Zayn, içeriye doğru bir adım attığında minik adımlarla onu takip ettim.

Oda loş sarı ışıkla dolu olmasına rağmen kapının önü fazla karanlık olduğu için parlak gelen ışık gözlerimi karartmıştı. Geriye doğru hafifçe sendelediğimde Zayn'in elimi tutan eli sıkılaştı.

Başlarımız eğik bir şekilde yeri incelerken neyi, nasıl söyleyeceğimizi düşünüyorduk. Zayn'in arkasına saklanmak için elini istemesem de bırakıp geriye doğru birkaç adım attığımda onun beni her şeyden koruyacağını düşünüyordum.

Danielle hariç herkes bizi sessizce izlerken Danielle ara vermeden konuşmaya devam ediyordu.

"Neredeydiniz bu zamana kadar? Biz gerçi gayet eğlendik ama doğum günü çocuğu olmadan da eğlenilmiyor biliyorsun Zayn." diye konuşan Danielle karşısında Zayn'in dudağını bir şey dememek için ısırdığına emindim. Hızla sallamaya başladığı sol bacağına bakarken Danielle devam etti. "Ah, Zayn aslına bakarsan artık doğum günü çocuğu değil Tiffany. Neden biliyor musun? Çünkü saat on ikiyi geçeli çok-"

Zayn başını yerden kaldırdı ve titrek bir sesle mırıldandı. "Bitmedi mi daha Danielle?"

Danielle duraksadığında Zayn'in ses tonuna fena şekilde yansıyan üzgünlüğü fark eden Danielle duraksadığında Liam endişeyle oturduğu yerden kalktı ve "Bir sorun mu var?" diye sordu.

Zayn yavaşça başını kaldırdığında kızarmış ela gözlerindeki acıyı ve yanağında kurumuş gözyaşlarının izini gördüklerini biliyordum.

Liam fısıltıyla küfür edip beni görmek için bir adım ilerlediğinde başımı kaldırdım. Aynı şekildeydim.

Zayn usulca elimi kavradığında mırıldandım.

"Size söylemem gereken bir şey var."

Nasıl söyleyeceğimi bilmesem bile beni korkutan şey yaratacağım etkiydi. Danielle'ın ne yapacağından ölesiye korkuyordum.

Çocukluğumuzdan beri hep ben ağlamıştım, Danielle'sa beni teselli etmişti. Şimdi ona ne diyeceğimi, nasıl yatıştıracağımı bilmiyordum.

Louis, soğukkanlı olmaya çalışarak "Dinliyoruz." dediğinde derin bir nefes aldım.

Zayn, elimi sıkıp bıraktığında küçük bir teması bile iyi hissettirebiliyordu. Benim aksime daha sakindi. Öleceğimi düşünmek yerine hasta olduğum için üzülüyordu.

Danielle'la gözgöze geldiğimde dudaklarımı ısırıp konuşmaya başladım.

"Benim, kullandığım ilaçlardan dolayı vücudumun her yerine yayılmış ve yayılmaya devam ede-"

Niall'ın tiz bir "Ne?" sesini duyduğumda gülümsemeye çalıştım.

Gizli bir anlaşmamız var gibi yaptığımız şakalara bizden başka gülen olmazdı ve her zaman gülen bir çocuğun şu an benim için endişenmesi iğrenç hissettiriyordu.

Laughed to Life • Zayn Malik | (UNEDITED)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin