(28) "Masume-i Suğra..."

811 116 40
                                    

Satır arası yorumlarınızı ve tepkilerinzi bekliyorum sevgili dostlarım.

Herkese iyi okumalar...

___&___

“Mehir olarak ne istersin kızım?” Hocanın sorusu ile olaya odaklandı Camelia. Sakin olması gerekiyordu, mehir soruluyordu, doğru cevabı vermeliydi ama Elijah ile bu konuyu konuşmamıştı. Gözlerimi Elijah’a çevirdi. Ne yapacağını şaşırmıştı. Kısa bir sessizlikten sonra dudaklarını araladı.

“Gram altın.” Hoca, verilen mehir miktarı ile şaşırdı. Görünüşü gereği adamın zengin olduğu belli oluyordu ama kadın çok az bir miktar istemişti. “Emin misin kızım?” Camelia, başını sallayarak kabul ettiğini söylediğinde hoca bu defa da sorma gereği duydu.

“Kızım bu kadar az miktar istemenin sebebi nedir?”
“Çünkü evliliğin külfetsiz olanı makbuldür. Peygamber efendimiz böyle buyuruyor.” Hocanın gülümsemesi ile yanlış yapmadığına kanaat getirdi.

“Bir gram altın senin için uygun mudur oğlum?” Elijah kaşlarını çatmış bir vaziyette baktı Camelia’ya.
“Kabul etmiyorum.” Karşı çıkması ile Camelia da ona baktı.
“Bana ait olan ne varsa onundur. İtalya’daki sahibi olduğum hastanenin yüzde elli hissesi ona aittir. Türkiye’de ortak olduğum hastanenin yüzde otuz ona aittir. Ancak bu şartlar altında evliliği kabul ediyorum.”

Camelia, duydukları ile gözlerini kocaman açtı. Buradaki hastanenin yüzde altmış hissesi olduğunu biliyordu ama İtalya’da bulunan hastanenin ondan alındığını duymuştu. Üstelik bu kadarı çok fazla.

“Antonio’dan olma, Valentina’dan doğma Erva, sen, Callisto’dan olma, Alda’dan doğma Üzeyir’i verdiği mehir ile birlikte eş olarak kabul ettin mi?”

Camelia, önce Elijah’a bakma istediği ile doldu. Sonra kendine hakim olarak hocanın dediğine odaklandı. Etraflarında dolanan insanlar ise onu ekstra tedirgin ediyordu.

“Ettim.”
“Ettin mi?” diye yeniledi sorusunu. Bir yandan da dini nikah cüzdanını dolduruyordu.
“Ettim.”  Dedi Camelia utanarak. Utanılacak bir şey yoktu ama ilk defa nikahı kıyıldığı ve ilk defa evleneceğini hissettiği içindi bu üstündeki garip duygu.
“Ettin mi?”
“Ettim.”

Hoca, Erva’ya soracağı soruları bitince bu defa da Üzeyir’e döndü.
“Callisto’dan olma, Alda’dan doğma Üzeyir, sen, Antonio’dan olma Valentina’dan doğma Erva’yı, vereceğin mehir ile birlikte eş olarak kabul ettin mi?”

Elijah, hiç düşünmeden Camelia’nın gözlerime bakarak cevapladı bu soruyu.
“Ettim.”
“Ettin mi?”
“Ettim.” Gözlerini bir an olsun ayırmıyordu sevdiğinden.
“Ettin mi?”
“Ettim.” Dedi son kez. Artık bitmişti, evlenmişlerdi. Elleri ile oynadığını fark edince hafifçe gülümseyip daha yoğun bakmaya başlamıştı istemsiz. Kendisi de heyecanlanıyordu, ilk defa evleniyor gibiydi hareketleri.
“Sizler de şahit misiniz?” Hoca en başından beri yanlarında duran iki şahide baktı Onların da ismini ve onayını yazdı nikah cüzdanına.

“Allah mutlu, mesut etsin inşaAllah.” Hoca hemen ardından evli çifte  birkaç nasihat verdikten sonra dini nikah cüzdanını kadına uzattı. Kısa bir süre içinde genç adamla vedalaşıp çıktı oradan. Yeni evli çifti yalnız bırakmak istemişti.
Camelia, nikah cüzdanını aldıktan sonra Elijah’a baktı. Elijah ise, içinden vermiş olduğu yemini uygulamak için kollarını iki yana açtı. Camelia’yı beklemeden kolları arasına aldığında derin bir nefes aldı. İnanamıyordu, bu günün gerçek olduğuna, evlendiğine, şu an Camelia’ya sarıldığına inanmıyordu.

“Elijah, iyi misin?” İçine kaçan sesi ile Camelia konuştuğunda Elijah gözleri kapalı sarılmaya devam ediyordu.
“Hiç olmadığım kadar hem de.” Kulağına fısıldayan sözler ile gülümsedi.
Kendisi de sarıldı eşine, ne çok hayal kurmuştu evlendikleri ile ilgili. Şimdi ise, hayallerinin de ötesinde bir güzellik yaşıyordu.

AŞK-I REALEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin