Uzun bir süre ikisini izledim. Gidip gitmeme konusunda kararsızdım. Yanlarına gitsem ne diyecektim? Fakat gitmezsem içim rahat olacak mıydı? Tam bir çelişki içindeyken Evrim oturduğu yerden kalkıp limonata satılan yere doğru ilerledi. Kemal ise sahayı izliyormuş gibi yaparak sağ tarafındaki kızları izliyordu. Ve o esmer çocuk... Gene küçük sevgilimin yanındaydı. Arkası bana dönüktü. Bu yüzden yüzünü göremiyordum. Evrim ise bana hiç bakmadığı gibi bakıyordu ona. Canımı acıtmayı iyi biliyordu...
Birden omzumda hissettiğim bir el ile arkama döndüm. Parlayan yeşil gözleri ile bana bakan Evrim boylarında bir kızdı. Açık kahve rengindeki saçlarını dağınık bir şekilde toplamıştı ve yan taktığı şapkası ile küçük bir çocuğa benzemişti. Üzerindeki kot tulumun içine kırmızı tişört giymişti ve bu haliyle çok şirin görünüyordu.
''Yolu kapatıyorsunuz! Çekilir misiniz lütfen?''
''Ah şey... Buyurun lütfen!''
Kız elindeki ağır kutuyu taşımaya çalışırken devirecekti. Hızla yakalayıp tuttum. Kız uzun süre bana baktı. Yüzü o kadar pembeleşmişti ki hasta olup olmadığından şüphelendim.
'' Hasta mısınız?''
''Ne? Şey... Ben iyiyim sadece... Teşekkür ederim. Şimdi yolumdan çekil!''
Bu kız çok tuhaftı. Hem bir anda çıkışıyor hem de tuhaf davranıyordu. Kutuyu yüklenmeye çalıştı fakat izin vermedim. Çünkü tekrar düşürecek gibi duruyordu.
''Ben taşıyabilirim! ''
''Senin için taşıyorum işte!''
'' Senden bunu yapmanı isteyen oldu mu kas yığını?''
''Kas yığını? Taşıyamadığın için sana yardım ediyorum ve karşılığında- Dur! Aslında bu bir iltifat !''
''İltifat? Aklını mı kaçırdın sen?! Doğru ya! Sende beyin ne arasın?''
Hızlıca koliyi ona verdim.
''Buyur hanımefendi! İstersen kendin taşırsın. Ben senin hamalın değilim!''
Ağır kutuyu yere bıraktı. Cevap vermek için ağzını açtı fakat söyleyecek hiçbir şeyi olmadığı için sustu. Kutuyu sürüklemeye çalıştı fakat birkaç adımdan öteye götüremedi. Bende kollarımı birleştirip onu izledim. Sonunda sinirle alnındaki terleri elinin tersiyle silerken bana söylendi.
''Taşıyabilirsin ama şuradaki çöp kutusuna kadar!''
Alaylıca güldüm ve koliyi sırtlanıp ilerledim. O da yanımda kaşlarını çatarak geliyordu. Neden bilmiyordum ama bir anda içimdeki sıkıntıdan kurtulmuş gibi hissediyordum. Çöp kutusunu geçtiğimizde sinirle bağırdı.
''Burada durman gerekiyordu! Kime söylüyorum?! Dinlemiyor musun beni?!''
'' Bunları ilerde duran diğer kolilerin yanına götürmüyor musun?''
'' Evet ama-''
'' Merak etme! Yaptığım iyilikleri karşılıksız yapmıyorum. Zaten iki üç tane iyilik yapmışım hayatımda. Onları da karşılıksız bırakamam değil mi? ''
''Tahmin ettiğim gibi bilek gücün var sadece. Beyin gücün gelişmemiş!''
''Tahmin ettiğim gibi seninde çene ve görgüsüzlük gücün gereksizce gelişmiş!''
Bacağıma ani bir tekme atarak kutuyu düşürmeme neden oldu. Sonra sinirle bana baktı.
"Ben öyle kolayca eğlenebileceğin kızlardan değilim. Uzak dur benden. Yoksa gerisine karışmam!"
![](https://img.wattpad.com/cover/41168502-288-k98469.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Tutsak
Romansa+Ve sen bayım! Karanlıktan korkan bir kıza sığınabileceği tek şeyin karanlık olduğunu öğrettin ... -Birisini gerçekten seviyorsan yaşı, boyu, kilosu ve ne kadar uzakta olduğu lanet sayılardan ibarettir ... EVRİM & BORA Bazen yaptığınız hatalar, Size...