Bedenim yere çarpmıştı fakat bir ağrım yoktu. Kamyondan çıkan siren sesini duymuştum ama bana çarptığını hissetmemiştim. Kamyonun uzaklaştığını anlayabilmiştim. Nasıl yani bana çarpıp kaçmış mıydı? Küçük bir inilti duyup gözlerimi açtığımda bir şey fark ettim. Ben yerde değil bir çocuğun üzerindeydim. Çocuk sırtı üzerine yatıyordu. Şaşkınlıkla suratına bakıyorken gözleri beni buldu
''Kalkmayacak mısın?''
Üzerinden kalkıp oturur pozisyona geldim.
''Sen kimsin?''
''Hayatını kurtaran yakışıklı'' dedi alayla.
''Hı?''
''Kızım sen ölmek mi istiyorsun?'' dediğinde ''Evet'' dedim.
''O zaman git bir yerden atla, o kamyon şoförünün ne suçu var?''
Bunu düşündüğümde ona hak verdim. Benim yüzümden adamın başı derde girebilirdi.
Çocuk sarışındı ve sevimli bir suratı vardı. Gözleri kahverengi bir boncuk gibiydi ve karanlıkta olmasına rağmen parlıyordu. Çocuğun suratını incelerken beklenmedik şekilde bir ses duydum
''Kaçak!''
Bu kişi Buğra olamazdı herhalde. Emin olmak için sesin geldiği yöne baktım, evet bu oydu ama neden gelmişti? Ayağa kalkıp üstümü silkeledim. Yanıma geldiğinde
''Sen ne yapmaya çalışıyorsun? Ölmek mi istiyorsun?'' dedi diğer çocuk gibi ama bağırarak ve ben yine ''Evet'' dedim. Buğra ise şaşkın bir şekilde bana bakıyordu
''Neden? Benim yüzümden mi?''
''Kendim yüzünden'' dedim ciddi bir ses tonuyla.
''Sen aptal mısın? Ölünce ne olacak? Kendinden kurtulabilecek misin?'' dedi. Hâlâ bağırıyordu.
''Sen neden buradasın?''
''Seni arıyordum. Kamyonun önüne atladığında sana seslendim ama duymadın.''
''Neden beni arıyorsun?'' Soruma cevap vermek yerine
''Gel gidiyoruz'' dedi bileğimden tutarak.
''Nereye?'' diye sormama rağmen cevap vermeden beni peşinden sürüklüyordu. Kolumu ondan kurtarıp ''Nereye?'' dedim. Benden tarafa dönüp ''Eve gidiyoruz'' dedi.
''Neden?''
''Bunu benim sana sormam lazım, sen neden buradasın?''
''Bana defol dedin.''
''Sana her defol dediğimde evden ayrılıyor musun sanki? Odana defol demiştim'' dedi.
''Nasıl ya? Benim gitmemi istemiyor musun?''
''Çok soru sorma sadece yürü'' dedi. Yine odunluğunu göstermişti ama yine de beni şaşırtmıştı. Normal olarak beni boş vermiş olması gerekiyordu.
''Bir dakika'' deyip beni kurtaran yakışıklıya bakmak için arkama döndüm fakat orada değildi.
''Ne oldu?''
''Burada beni kurtaran yakışıklı olmalıydı. Ne zaman gittiğini gördün mü?''
''Seni kurtaran ne?''
''Yakışıklı.'' Buğra tip tip suratıma baktığında açıklama yapmam gerektiğini düşünerek ''Yani kendini öyle tanıttı'' dedim. Anladığını belli eden bir bakış attı.
''Gidelim'' dedi başıyla gideceğimiz yönü işaret ederek.
***
Eve geldiğimizde Buğra salona geçip koltuğa oturdu. Cebinden çıkardığı deniz kabuğunun parçalarına bakarak ''Çok sevdiğim biri vermişti bunu bana.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK
Teen FictionBu hikayeyi okumadan önce sizden bir istediğm var. Bir karanlık hayal edin. Başını da, sonunu da göremediğini zifiri bir karanlık. İşte tam da o korkunç karanlığın içinde tek korkusu 'karanlık' olan 19 yaşında genç bir kız hayal edin. Ailesinden, be...