Selam millet. İnanç karakterini canlandıran kişiyle instagram hesabım üzerinden konuştum. Kitabımdan haberi var ve benden içeriğini anlatmamı istedi. Sizin için bir şeyler söylemesini istedim. İnançın mesajını görmek esterseniz instagram hesabıma bakabilirsiniz. @mrsarmyy Bu güzel haberi sizinle paylaşmak istedim, heyecanlandım ve gerçekten çok mutlu oldum. Bu tür şeyler ve sizin güzel yorumlarınız bana çok yardımcı oluyor. Hepinize teşekkür ederim ;D
Sizden bir ricam olacak. Kitap için yeni bir kapak hazırlamak istiyorum, fakat bu konularda pek yeteneğim yok. Bana yardımcı olursanız sevinirim. Şimdiden teşekkürler.
***
Dört yanı sarılmış suçlu gibi hissediyordum. Kaçmak için uğraştığımda daha da tehlikeli ve daha da karmaşık oluyordu. Kendimi kurtarmak için bahane üretmeliydim. Çağla anlarsa her şey biterdi. Evden atılmak umrumda bile değildi. Ben, benim yüzümden ilişkilerinin bozulmasından korkuyordum. Çünkü Buğra bir aptal gibi onu seviyordu, kendisini üzdüğünü bildiği halde.
Buğra şaşkın bir şekilde bir bana bir İnanç'a bakıyordu. Çağla ise durumu anlamaya çalışıyordu. İnanç bana doğru adım atarak ''Azra?'' dedi sorarcasına. Adımı söylediğinde refleks olarak ona dönmüştüm. Bakışlarımı tekrar Buğra'ya çevirdim.
''Özür dilerim. Biz anket için gelmiştik. Sanırım yanlış zamanlama'' dedim endişe ve heyecanın birbirine girdiği bir ses tonuyla. Cevap vermelerini beklemeden İnanç'ın kolundan tutarak, onu da peşime takıp bahçeden çıktım. Gözden kaybolduğumuzu düşündüğümde İnanç'ın kolunu bıraktım. Direğe yaslanarak, donuk bakışlarla yeri seyrediyordum. Olayın etkisinden çıkamamıştım. Neden bu kadar kötü hissettiğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Sadece yalnız kalmak istiyordum.
''Neden yalan söyledin?'' Donuk bakışlarımı İnanç'a çevirdim.
''Zorundaydım.''
''Ama neden? O senin sevgilin değil mi?''
''Hayır.''
''O zaman neden ağladın? Onları o şekilde görmek seni neden rahatsız etti?!''
''Bilmiyorum İnanç!'' Bakışlarım ciddileşmişti. İnanç'ın cevap bekleyen bakışları altında daha da eziliyor, yanaklarımı tost makinesinde biraz fazla kalmış ekmekler gibi kızarık hissediyordum. Ne yapmalıydım? Düğümler nasıl çözülüyor en ufak bir fikrim yok. Bilmiyorum, kendimi çözemiyorum.
Bir sıcaklık hissettiğimde düşüncelerimden sıyrılıp ne olduğunu anlamaya çalıştım. İçten ve samimi bir histi bu. İnanç'ın kollarının arasındaydım ve sanki bir daha bırakmayacak gibi sarılıyordu. Benden uzak dur diyen İnanç bu muydu? Bu cümlesi aklıma geldiğinde fevrice kollarının arasından kurtulmaya çalıştım. Bu hareketime karşılık beni bırakmıştı
''Çocukça triplerden vazgeç artık!'' dediğinde yeni bir düğüm atılmıştı sorunlar ipime. Yoksa bu bir çözüm müydü?
''Yaptığım tek şey sözünü dinlemek. Sence bu bir trip mi? Yine mi suçlu benim?'' İnanç donup kalmıştı. Bu kadar dolu olduğumun farkında değildi sanırım. Öyle ki kapkara bir sessizliğe büründü. Dalgın bakışları karşısında daha fazla kalamazdım.
''Yalnız kalmak istiyorum, insanlardan uzak kalmak. Her zamanki ben olmak istiyorum.'' İnanç'ın soluna doğru adım attığımda önümü kesti. ''Yalnız kalmana izin vermeyeceğim.'' Bu İnanç'tan duyduklarım arasında en saçma cümleydi. Bakışlarım az öncekinden daha ciddi ve alaycı bir hal aldı.
''İzin vermemek mi? Senin yanımda olman yalnızlığıma yalnızlık katmaktan başka ne işe yarayabilir ki? Sinek ayının yalnızlığını giderebilir mi? Sineğin vızırtısı ayıyı rahatsız etmekten başka bir işe yaramaz. Sen ve ben farklı dillerde konuşan iki insan gibiyiz. Birbirimizi anlayamayız.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK
Teen FictionBu hikayeyi okumadan önce sizden bir istediğm var. Bir karanlık hayal edin. Başını da, sonunu da göremediğini zifiri bir karanlık. İşte tam da o korkunç karanlığın içinde tek korkusu 'karanlık' olan 19 yaşında genç bir kız hayal edin. Ailesinden, be...