Dark Nights

673 66 20
                                    

Jongdae karakola giderken Minseok'u düşünüyordu. O gece, oğlanın kardeşinden bir daha bahsedilmemişti ama Jongdae gece boyu çıkarımlar yapmaya çalışmıştı. Minseok'un kendisini suçladığı çok açıktı. Ne olmuştu bilmiyordu ama çok uzun zaman geçmemişti üzerinden. Minseok'un başka aile üyesi olmadığı ya da en azından onlarla konuşmadığı da açıktı.

İç çekti ve gözlerini otobüsün geçtiği sokaklara çevirdi. Bundan sonraki üç ayı böyle geçecekti. 'En az üç ay...' diye düzeltti kendisini. Üç ay boyunca Minseok ile aynı evde kalacağı için heyecanlı ve mutluydu ama ona hala gay olduğunu söylememişti.


-------------------------------------------------------------------------------------


Yifan, bilgisayar ekranında dünkü polis haberlerini inceliyordu. Okuduğuna göre dün büyük bir uyuşturucu sevkıyatı olmuştu. Böyle haberler hiçbir zaman polisten kaçmazdı. Sıkıntı haberini almak değildi, olaylar olduktan sonra herkes konuşurdu. Gerekli olan sevkıyat olmadan öten birini bulmak, plan yapmak ve baskın düzenleyerek suçluları içeri atmaktı. Dünkü avlarının bu yüzden kaçtığını düşündü ama o iki çetenin beraber iş yapacağını düşünmek saflık olurdu. Bu sevkıyat hangisine aitti, merak etti.

"Erkencisin bugün."

Başını sallayarak yeni gelen ortağına döndü. "Dün bir sevkıyat varmış ondan erken ayrılmışlar."

Jongin önce durakladı, sonra bilgiyi irdelemiş olarak başını salladı. "Muhtemelen Dark Nights'ındı. İlk onlar gitti."

Yifan dudak büktü. Olabilirdi, buna karşı çıkması için bir sebep yoktu.

"Eee, stajyer hala gelmedi mi?"

"Stajı her sabah saat onda başlıyor."

"Saat kaç?"

Yifan kolundaki saate baktı. "Dokuz buçuk."

"Günaydın!"

Yeni sese ikisi de merakla baktı. Köşeli çenesi, gülen gözleri ve gülümsediği için yukarı kıvrılmış dudaklarıyla bu kişinin kim olduğunu tahmin etmek zor değildi.

"Stajyer?"dedi Yifan kaşlarını kaldırarak.

"Tam üstüne bastınız dedektif!"

"Çok mutlusun, ilk günün olduğunu bu kadar belli etmemelisin."Jongin ilgisiz bir sesle konuşup kahvesine dönmüştü.

Somurtan oğlanı görünce Yifan kendisini kötü hissetti. "Ben Wu Yifan ama bana Kris de, bu da Kim Jongin. En az üç ay boyunca bizimle olacaksın, psikoloji stajı, değil mi?"

Oğlan tekrar gülümsüyordu. "Evet! Ben Kim Jongdae. Psikolojide son yılım. Suçluların psikolojik profilini çıkarmak için buradayım, umarım beraber çalışabiliriz."

Yifan hafifçe gülümsedi. Kendisi de ilk yılında böyle hevesli miydi? Muhtemelen evet. Bu işlere giren herkesin hayalinde kötüleri dünya yüzünden silmek vardı sonuçta. Herkes idealist başlar ve sonra emekliliğe gün sayar hale gelirdi. Doğanın kanununu buydu. Hala kahvesiyle ilgilenen Jongin'e gözü takılınca istisnalar aklına geldi.

Jongin, dünyayı umursamıyordu. İyi ve kötü gibi kavramları kesin bir çizgiyle ayırıyordu ve kesinlikle hata yapanı, çizgiyi aşanı affetmiyordu. Yifan'ın tek bildiği bunun koyu tenli çocuğun babasıyla ilgili olduğuydu. Ama eğer insanlarla iyi anlaşmak ve sorunsuzca çalışmak istiyorsan, her şeye burnunu sokamazdın.

"Üzerinde çalıştığımız davayı öğrenmek ister misin?" dedi Yifan, hevesli oğlana. Jongdae başını salladı ve odada hareket eden uzun boylu polisi takip etti.

UnforgivenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin