Baba katilinin babasının katili

615 57 20
                                    

Tao, kendisini saran kolların sahibine baktı. Uzun boylu adamın çene hattı sertti ama bakışları çok yumuşaktı. "B-ben..." diyebildi sadece. İntihar etmiyordum, demek çok anlamsız geldi. 

"Bir kahveye ne dersin?" Adam hafif neşeli bir sesle sordu ama gergin olduğu anlaşılıyordu. Nedense bu Tao'yu mutlu etti, muhtemelen gergin olması onun bu soruyu herkese sormadığını gösterdiği içindi. 

"Sırf hava çok güzel diye..." Tao hafifçe mırıldandı ve saçlarını düzeltti.

Karşısındaki sarışın adam da güldü ve elini uzattı. "Ben Kris."

Tao kendisine uzatılan eli daha çok bekletmedi ve yakalayıp hafifçe sıktı. "Tao."


------------------------------------------

Yixing yatağında uzanırken Baekhyun'un neler yaptığını merak ediyordu. Onu oraya yalnız göndermeleri büyük bir aptallıktı, bunu nasıl yapabilmişlerdi? Sonunda hızla yataktan kalktı ve Junmyeon'un odasına ilerledi. Kapıyı hafifçe tıklatıp içeri girdi.

Junmyeon, Yixing'in ona aldığı bilgisayarın başındaydı, ekrana ciddiyetle bakarken parmakları klavyenin üzerinde dans ediyordu. Kapının açıldığını görünce başını kaldırdı ve Yixing'i gören yüzünde hafif bir gülümseme belirdi.

"Endişeli görünüyorsun?"

Yixing, kendisine bakar bakmaz duygularını anlayan bu oğlana dehşetle baktı. Bunu anladıysa daha neleri anlamış olabilirdi? "E-evet...Baekhyun için endişeliyim..."

Junmyeon başını salladı hafifçe. "Şu an içeride, korumaları atlatması için ondan önce bir ekip yolladım oraya."

Yixing hayranlıkla baktı Junmyeon'a. "Suho sen harikasın." kelimeleri döküldü dudaklarından.

Junmyeon çok açık bir kırmızıya büründü. "Saçmalama Lay, yapılması gerekeni yaptım."

Yixing birkaç adım attı Junmyeon'un masasına doğru. Gerçekten sormak istediği bir şeyler vardı. "Suho...Acaba..." Avuçlarının terlediğini hissediyordu, onları kot pantolonuna sürdü. "Gerçekten benim için mi buradasın?" dedi tek seferde. Cümlesini bitirdiğinde gözlerine odada tur attırdı ama sonunda Junmyeon'un üzerinde sabitledi.

Junmyeon bu soruyu beklemiyor gibiydi. Yüzünden okunan şaşkınlık her ne kadar kısa sürse de Yixing'in gözünden kaçmamıştı. Junmyeon'un yaptığı hangi hareket Yixing'in gözünden kaçıyordu ki zaten?

Junmyeon derin bir nefes aldı. "Aslında, çeteye katılmadan önce...internette dolaşırken gördüm Dark Nights'ı."

Yixing kaşlarını kaldırınca Junmyeon nefes vererek pes etti. "Tamam, polis raporlarını hacklemiş, onları inceliyordum. Sıkıcı bir hayatım vardı tamam mı?"

Yixing sırıttı. Junmyeon'un zenginliklerle dolu hayatının onun uyuşturucu bağımlısı bir anne ve onları terk edip gitmiş bir babadan çok daha farklı olduğuna emindi.

"Sizin hakkınızdaki raporları okudum. Yeni kurulmuştunuz ve böyle giderse çok uzun ömürlü bir çete olmayacaktınız. Ben de..."

Junmyeon parmaklarını çıtlatarak geriye doğru yaslandı. "Kanıtları sildim ve size katılmaya karar verdim."

Yixing başını hafifçe öne eğdi. Dudak bükmüş küçük bir çocuk gibi görünüyordu. Anlaşılan istediği cevap bu değildi, ama bilmediği şey Junmyeon'un konuşmasını henüz bitirmediğiydi.

"Çünkü seni gördüm ve o an, hayatımda yapmak istediğim tek şeyin seni korumak olduğuna karar verdim."

-----------------------------------------------------------------------------

UnforgivenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin