İş Birliği

452 44 5
                                    

Chanyeol ne bekliyordu bilmiyordu.

Yine de bunu beklemediği kesindi.

Üslerine bir aracın giriş yaptığı haberini alınca girişteki kameraları açtırmıştı. Araba siyah bir BMW idi ve daha ilginci içindeki kişiydi. "Baekhyun?" Chanyeol dudaklarını terk eden narin isimle titredi. Ufak oğlanın orada işi neydi?

"Efendim, Byun Baekhyun sizinle görüşmeyi talep e-"

"Onu hemen içeri alın." Chanyeol oturduğu koltuktan kalktı ve heyecanla volta atmaya başladı. Baekhyun'un ona söylemek istediği daha ne olabilirdi ki?

Kapı tekrar açıldı ve bahsi geçen oğlan yanında uzun iki korumayla Chanyeol'un odasına girdi. Bu üsleri daha çok iş üzerinde olduklarında kullanırlardı.

Chanyeol, korumalarına başıyla çıkmalarını işaret etti, ardından da birkaç adımda Baekhyun'un yanına geldi. Sonra da beklemediği bir şey oldu. Byun Baekhyun, Park Chanyeol'e yumruk attı...

"Sen ne cins bir geri zekalısın ya?" Baekhyun burnundan soluyordu. Chanyeol, sızlayan yanağına götürdü elini refleks olarak. Kendisini tepki verecek kadar yetkin hissetmiyordu. "Ha?"

"Gitmeye karar vermiştim. Seni rahat bırakacaktım, intikamdan vazgeçecektim... Sen ne yaptın? Ölüm fermanını imzalattın..." 

Kısa oğlan daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi. Diğeri gülümsedi ve ellerini kısa olanın omuzlarına koydu. "Sakinleş Baekhyun, sakinleş ve bana sorunun ne olduğunu anlat."

İç çekti Baekhyun ve başını iki yana salladı. "Kalemini kırmışlar?" 

Gözlerindeki neşe hafifçe yıpransa da sönmedi Chanyeol'un. "Evet, evet ama ekibime bir şey olmasına izin vermeyeceğim. Halledeceğim Baekhyun, kazanacağım. Gerçekten."

Duyduğu cevapla tatmin olmamıştı Baekhyun. "Umursadığımı sanma ama hepiniz öleceksiniz." Sesi kırgın gibiydi. "Hepinizi indirecekler. Buraya gelme sebebim az önce katıldığım toplantı."

"Toplantı mı?"

Baekhyun başıyla onayladı ve anlatmaya başladı. 

---flashback çnk canım istedi ama bu hala ciddili bi fic---

Masanın etrafında yaklaşık on insan vardı, hepsi ciddi ifadelerle birbirlerine bakıyordu. Baekhyun, yakın yahut kesişen bölgelerde iş yaptığı diğer çete liderlerine bakarak dudağını kemirmeye devam etti. Chanyeol hariç herkes buradaydı.

"Beni buraya neden çağırdığınızı söyleyecek misiniz?" Genç lider sorusunu sorduğunda aralarında en yaşlı olan konuşmaya başlamıştı. Yaklaşık yetmiş yaşındaydı ve Baekhyun o yaşta bu işi yapmak isteyeceğini hiç sanmıyordu. Kenara çekilip ölümü beklemek yanlış bir hareket değildi, bu yürüyen fosilin derdi neydi?

"Black Pearls son günlerini yaşıyor, yeni bir bölge paylaşımı yapmamız lazım."

"Daha yıkılmamış bir çetenin topraklarını paylaşmam." Sert sesiyle reddettiği teklifi düşünmedi bile. Eksik olan tek kişiyle ilgili bir toplantı yapılacağını anlaması güç olmamıştı zaten.

"Baekhyun-shi, seni severim, azimli ve zeki bir çocuksun. Bizimle iş birliği yapmamayı mı düşünüyorsun? Barış dolu günlerimizden sıkıldın mı?" Bu sefer konuşan Baekhyun'dan yaklaşık on yaş büyüktü. Kirli sakalını sıvazladı ve gülümseyerek Baekhyun'un kat sayısını daha da arttırdı. 

"Kuralları yıkan sizlerdiniz. Anlaşma gereği birbirimizin depolarına saldırmayız, adamlarını satmayız. Kuralları siz yıktınız ve şimdi de buna müsamaha göstermemi mi istiyorsunuz?" Sinirlenen Baekhyun ayağa kalkmıştı bile.

UnforgivenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin