Papa Park

622 56 23
                                    

A.N// Medyada infinite ve exo dance collab var *-*-*


---

"Benimle ne konuşmak istiyorsun hyung?" 

Chanyeol salondaki koltukta otururken merakla bakıyordu karşıdaki oğlanın yüzüne.

"Chanyeol, geçen gün baban beni aradı ve-"

"Bu konuda konuşmak istemiyorum Minseok hyung." Kararlı ses karşısında Minseok iç çekti. Durumun ciddiyetini reddetme sebebi babasına duyduğu çocukça nefretken Chanyeol nasıl çeteyi daha iyi yerlere getirebilirdi. 

"Chanyeol, dinle beni, ben senin kötülüğünü ister miyim?"

Chanyeol öne doğru eğildi, dirseklerini dizine yerleştirdi başını da ellerinin arasına aldı. "Hyung, iyi niyetli olduğunu biliyorum. Bu yüzden sana hep güvendim ben ama babamla ilgili herhangi bir haber istemiyorum."

Minseok saçlarını karıştırdı, Chanyeol'un karşısındaki koltukta dik bir şekilde oturuyordu. "Bu çetenin geleceğini etkileyecek Yeol, yoksa buraya durup dururken gelmem biliyorsun."

Chanyeol biliyordu, Minseok'un emekli olduktan sonra buraya ilk kez geldiğini ve kız kardeşi anısına bu işleri bıraktıktan sonra buraya geliyorsa önemli bir mesele olduğunu hep biliyordu ama babasıyla ilgili konuşmak istemiyordu. Yine de sustu ve başını salladı. "Peki, dinliyorum hyung ama sırf sana duyduğum saygıdan."

Minseok rahatlayarak iç çekti. "Chanyeol, rakip çeteler Black Pearls artık eskisi gibi değil diye düşünüyormuş, bir ittifak yapıp burayı basacaklarını söyledi Bay Park. Onun bağlantılarını reddettiğin için eski desteği göremediğini biliyoruz. Burayı bassalar kimse yardıma gelmez Chanyeol, hepinizi delik deşik ederler."

Chanyeol sessizce dinliyordu karşısındaki endişeli oğlanı. Onun bu haberden gerçekten korktuğunu anlayabiliyordu. Belki kendisi de korkmalıydı ama kaygı duymuyordu. Chanyeol, babası çeteyi ona bıraktığında tavrını koymuştu ortaya, aldığı tepkiler umurunda değildi. Babasından yardım almayacaktı.

"Bay Park, iki gün sonra Seul'ün dışındaki en büyük deponuzu basacaklarını söyledi, dediğine göre önce elinizdeki silahları ortadan kaldırıp sonra üsse gelirlermiş."

Chanyeol dudağını ısırdı, içinde yükselen öfkeyi belli etmeden gülümsedi. "Teşekkür ederim hyung, bizim için endişelendiğini biliyorum ama çetemi koruyacağım. Beni yetiştirdiğin için teşekkür ederim."

Minseok ayağa kalktı, Jongdae'yi uzun zaman yalnız bırakmak istemiyordu. "Neyse ben gideyim artık."

"Neden ki? Bu akşam burada kal, eskiden yaptığımız gibi dördümüz film izleriz." Chanyeol birden bire dudak bükmüştü. Konu babası olmayınca Minseok ile konuşurken hep küçük çocuk gibi olurdu.

Minseok kıkırdadı. "Misafirim var, şey aslında artık ev arkadaşım."

Chanyeol gözlerini irice açtı. "Evine birini mi aldın?"

Minseok utangaç bir şekilde gülümsedi ve ona Jongdae'yi anlatırken Chanyeol merakla dinledi.

----------------------------------------------

"Şeytan olduğunu kabul ediyorsun demek." Kai yavaşça Kyungsoo'ya yaklaştı tekrar. Yüzleri arasında yaklaşık on santim vardı. Kyungsoo başını hafifçe salladı. "Bundan utanıyor değilim."

"Peki sana hangi şeytanın pençesi değdi?"

Bu soru Kyungsoo'yu rahatsız etmişti, hafifçe kıpırdandı ve köprüye göz attı. "Seni ilgilendirmez."

UnforgivenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin