3.Bölüm - Bu Çocuk Benim

57.1K 2.2K 220
                                    

Herkese merhaba! Biliyorum geçen hafta perşembe günü bölüm gelmedi. Ailevi meselelerden dolayı. (Yanlış anlaşılmasın ailevi mesele derken kötü bir şeyden bahsetmiyorum.) Bölümü hemen yazıp yayınlamak istedim ama haliyle biraz kısa oldu. Buna rağmen benim içime sinen ve tebessüm ederek yazdığım bir bölümdü. Bu arada bu seferki ithafım xzilaydaxz . :) Sizi bölümle başbaşa bırakmadan önce kokulu öpücüklerimden yolluyorum. İyi okumalar! xox

Multimedia: Miray ve Miran


Uzun süre sesimi çıkarmamıştım. Dudaklarım lal olmuştu sanki. Gözlerim Miran'a dalmıştı. Kulağımda ise Hakan'ın 'aloları' vardı. Gözümden istemsizce süzülen yaşı elimle hızla sildim ve burnumu çektim.

        "Alo, Hakan."

        "Miray? Bu senin numaran mıydı?"

        "Evet, hattımı değiştirmiştim. Yoksa hiç açmayacaktın değil mi?"

        "Mi-miray ben müsait değilim. Sonra ara olur mu?"

        "Beni dinleyeceksin!"

        Bağırmamın ardından Miran'ın ağlamasını duyunca telefonu hoparlöre aldım ve yatağa bıraktım. Miran'ı kucaklarken gözlerimden yaşlar akıyordu.

        "Miray bebek sesi mi o?"

        "Allahın cezası o sadece bir bebek sesi değil, oğlumuzun sesi."

        Hıçkırıklarım artarken Miran'a sıkıca sarılıp pışpışlamaya başladım. Minik ağzı açılmış katıla katıla ağlıyordu. Ayağa kalktım ve onu sallamaya başladım.

        "Miray sen doğurdun mu?"

        "Evet, doğurdum. Seni aramamın nedeni ise boşanacak olmamız. Ben senden boşanmak istiyorum Hakan. Bu en kısa sürede olacak. Adresini mesaj olarak at, dilekçenin kopyasını sana göndereyim."

        "Miray ben senden boşanmayacağım."

        "Ne halt edeceksin o halde? Beni bırakıp gittin! Seni istemiyorum."

        "En kısa zamanda yanına geleceğim ve konuşacağız. Bana bebeğin fotoğrafını atarsın. Nerde olduğunu da yaz. En kısa zamanda geleceğim."

        "İstemiyorum gelmeni. Bebeğin fotoğrafını da atmayacağım. Bu çocuk benim! Senin değil. Hiçbir hak idda edemezsin. Adresini mesaj olarak atarsın. İyi geceler!"

        "Mi-Miray du-"

        Telefonu suratına kapattıktan sonra Miran'ı sallamaya başladım. Oğlumun ağlayan sesi benim de gözlerimin dolmasına neden olmuştu. Onu pışpışlarken bir yandan da ağlıyordum. Bir kaç dakika sonra Miran uykuya dalmıştı. Onu yatağına bıraktıktan sonra fotoğrafını şekmeye başladım. Bir kaç poz çektikten sonra onları Damla'ya whatsapp'den gönderdim. Miran'ın etrafına yastıkları dizdikten sonra banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Son kez Miran'ı kontrol ettim ve annemin yanına gitmek için merdivenlerden inmeye başladım. Aklıma sürekli Hakan ve onun beni acımasızca terk edişi geliyordu. Bu unutulacak birşey değildi ve ben unutamıyordum.

        Dalgınca annemin yanına gittim ve mutfak masasının etrafındaki sandalyelerden birine oturdum. Annem tencerede bir şey karıştırırken bir yandan da telefonla konuşuyordu.

        "Bu akşam istersen sen de gel Boğaç. Ablanı görürsün. Evet özlediğini biliyorum oğlum. Aysen'i de al gel. Hadi selametle."

        "Anneciğim? Akşama Boğaç mı geliyor?"

BEBEĞİM [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin