12. Bölüm - Cennet Gibi

36.1K 1.2K 221
                                    

Herkese merhabalar! Yine uzun bir aradan sonra karşınızdayım. Okul zamanları yazmaya fırsat bulamıyorum ve bazen de tıkanmış oluyorum. Bu süre zarfında beni yalnız bırakmadığınız için sizlere çok teşekkür ederim. Bu sefer uzun bir konuşma yapmayacağım. Sadece şunu belirtmek istiyorum. Hikayemizin karakterlerini tam olarak bir liste yapıp yayımlayacağım. Şuan multimedia da gördüğünüz karakterler kesinleşmiştir. Bu arada belirtmek istiyorum ki ben bu karakterleri her ne kadar görselle sunsam da siz hayal gücünüzle bambaşka karakterler düşünebilirsiniz. :) Hepinize kokulu öpücükler xxx

Multimedia: Boğaç, Aysen, Murat, Miray

 "İyi misin?"

Elimdeki buz torbasını Murat'ın şakağına bastırmıştım. Dudağından akan kanı peçeteyle temizlerken gözlerimiz buluştu. Huzursuzca kıpırdanarak elimdeki buz paketini aldı ve şakağında tutmaya devam etti. Uygunsuz bulduğu duruşumuzdan hızla uzaklaştım ve hemen yanındaki sandalyeye oturdum. Endişeyle gözlerine bakarken o hiçbir şey olmamış gibi tebessüm etti.

"Ben iyiyim Miray? Asıl sen iyi misin?"

Dudaklarımı ısırıp başımı önüme eğdim. Hakan'ın çekiştirdiği kolum acıyordu ve onların kavgası esnasında araya girme çabalarım yüzünden yere düşmüştüm. Kalçam da hafif zonklama vardı ama bunu düşünmek istemiyordum. Murat'ın halini gördükçe içim kötü oluyordu.

"Neden ona vurmadın Murat?"

Murat kaşlarını çattı ve doğrulmaya çalıştı. Gözleri gözlerime kenetlendiğinde hafifçe elimi tuttu.

"Ben hiçbir zaman sorunlarımı şiddetle çözmedim Miray. Hem o senin eski eşin, bu da ona saygı duymam için bir sebepti. Seni incitmek istemedim."

Kaşlarım şaşkınlıkla yukarı kalkmıştı. Elimin üzerindeki eli sıkıca kavradım ve parmak boğumlarına minik bir öpücük bıraktım. Tek yaptığı huysuzlanarak elini geri çekmek olmuştu. Onun bu tavrı kendimi sapık hissetmeme neden oluyordu.

"Artık kalkabiliriz Miray yeni taksin gelmiş olmalı. Seni bırakmamı istemediğinden emin misin?"

"Eminim Murat. Bu akşam herşey çok güzeldi. Hakan adına da senden özür dilerim. İçip içip saldırıyor, asabı bozuk bir deli o."

"Kendine çok dikkat et Miray. En kısa zamanda görüşmek üzere."

"Görüşürüz."

Kendimi taksiye attığımda derin bir nefes aldım. Gözlerimi sıkıca kapatıp açarken başıma giren ağrıdan kurtulmaya çalışıyordum. Şoföre evin adresini verdikten sonra kulaklığımdan müzik dinlemeye başladım. Murat bana güzel bir akşam yaşatmıştı. İlgi alanlarımızdan ve sevdiğimiz şeylerden bahsetmiştik. Beni değerli hissettirmişti. Hakan'la hiç böyle keyifli bir akşam yemeği yediğimi hatırlamıyordum. Genelde yemekleri ben yapardım o da yerdi. Farkındalıkla kaşlarımı çattım. Biz hiç Hakan'la şık bir restoranta gitmemiştik. Evde sadece ben çalışırdım ve benim paramla geçinirdik. Hakan'la olan evliliğimi biraz daha düşündükçe iyi ki Miran'ı kabul etmemişti. Ben hem oğluma hem de ona bakamazdım. Sadece Miran'ın masrafları bile bizim harcamalarımızın üstündeydi. Telefonum titreşince ekrana baktım. Damla arıyordu.

"Efendim canım."

"Miray şey... Ben merak ettim de nerdesin?"

"Taksideyim canım geliyorum. Gelirken sana Bir şey almamı ister misin?"

"Hayır, sadece gel. Sana ... ihtiyacım var."

"Damla. Herşey iyi olacak."

Telefonu kapattıktan sonra başımı koltuğa yasladım. Gözlerim kapanırken aklım Murat'ın -öptüğüm- parmaklarına kaydı. Ne kadar da uzun ve biçimliydi. Tırnakları da kısa ve temizdi. Mesleği gereği tırnaklarını uzatamazdı zaten. Elleri sıcaktı ve avuçları büyüktü. O ellerin yanağımı okşadığını hayal ettim. Pürüzsüz ve sıcacık avuç içini yanağıma bastırıyordu. Oradan eli omuzlarıma inip sertçe beni dürttü.

BEBEĞİM [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin