Herkese uzun bir aradan sonra merhaba! Biliyorum sizi baya ihmal ettim. Açıkçası bir mazeretim de yok. Son bölümü yayınladıktan sonra tatile gittim, döndüğümde okullar başladı derken yazmak aklıma bile gelmedi. Fakat son günlerde vicdan azabı içerisinde kıvranıyordum. Fırsat bu fırsat diyerek size bir bölüm yazayım dedim. Umarım bölümü beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum. Kokulu öpücükler xox
Multimedia: Miray
"Miray Hanım, bu çok ciddi bir karar. Bir cana zarar vermek, onu yok etmek istiyorsunuz."
"Ben kararımı verdim doktor bey. Onu istemiyorum."
Doktor derin bir of çekerek gözlüğünü çıkardı ve masanın üzerine bıraktı. Gözleri gözlerimi bulduğunda utanarak gözlerimi kaçırdım. Bunu istemek çok zordu. Bir cana kıymak, onu istememek zordu. Hakan'ın olmadığı bir hayatta bebek ne işime yarayacaktı ki? Ben onunla gerçek bir aile olmanın hayallerini kurarken 1 ay önce terk etmemiş miydi beni? Yoksa ben mi yanlış hatırlıyordum? Doktor sandalyesinde doğruldu. Dirseklerini masaya yasladıktan sonra ellerini birbirine kenetleyip dudaklarına yasladı.
"O halde size kürtaj hakkında biraz bilgi vereyim."
Yerimde doğruldum ve gözlerimi doktorun ellerine diktim. Derin bir nefes aldıktan sonra duyacağım şeylere karşı direnç kalkanımı kurmuştum. Hızlı bir soluk vermenin ardından 'Dinliyorum.' anlamında başımı salladım.
"Sizde vakum aspirasyon tekniğini kullanacağız. Genel olarak bu tekniği uygularız zaten. Genel anestezi ile sizi uyutacağız. Operasyona gelmeden 6 saat önce yemek ve su ihtiyacınızı karşılamanız gerekiyor. Sizi ulturason odasına alıp gebelik sürecini inceleyeceğiz, eğer uygun olursa sizi operasyona alacağım. 5-10 dakikalık bir operasyon sonucunda kürtaj işlemi bitmiş olacak."
"Peki bu. Bu işlem... Nasıl yapılıyor?"
"En basit olarak vajinanızdan, rahminize bir vakum aletiyle gireceğiz, gebelik kesenizi bu aletle vakumlayacağız. Korkmayın, bu işlem esnasında rahim duvarınızda veya vajinanızda bir hasar olmayacak."
Sertçe yutkundum. Gözlerim doktorun gözlerini bulunca utanarak sordum.
"İşlemi siz mi yapacaksınız, doktor bey."
"Elbette. Merak etmeyin bu güne kadar bir sıkıntı yaşamadık."
"Yarın saat kaçta gelmeliyim?"
"Sekreterimiz size bu konuda bilgi verecektir. Başka sorunuz yoksa diğer hastalarımla ilgilenmeliyim."
"Elbette, iyi günler."
"İyi günler Miray Hanım."
Merkezi terk ederken beynim uyuşmuş gibiydi. Elim istemsizce karnıma gidiyordu. Burnumu sertçe çektim ve erken başlayan hormonlarıma bir kez daha lanet ettim. Bir taksi çevirip evimn yolunu tarif ettim. Ne hikmetse taksiye bindikten sonra yağmur başlamış, damlalar sertçe cama vuruyordu. Bu aldığım kararla belki Hakan'ı geri getirebilirdim. Çocuğumuz olacağı için gitmişti. Belki yine geri dönerdi?
Eve geldiğimde sırılsıklam olmuştum. Paltomu bir kenara attıktan sonra çantamı vestiyere fırlattım. O kadar çok üşüyordum ki hızla banyonun yolunu tuttum. Sıcak bir duşun ardından pijamalarımı giymiş koltuğuma kurulmuştum. Mor battaniyemi üzerime çektikten sonra televizyonda kanalları gezmeye başladım.
Bir bebek kahkahası ile televizyona daha dikkatli bakmaya başladım. Sarı saçları ışıkta parlıyordu. Bebek birden ağlamaya başladı. Daha sonra tekrar gülmeye. Önünde bir ayıcık vardı ve ayıcığın üzerinde telefon. Telefonda bir video vardı. Video durunca bebek ağlıyor, devam edince gülüyordu. En son bir el telefonu aldı ve "Vodafone" yazan bir telefonu önüne koydu. Video hiç durmuyor ve bebek sürekli gülüyordu. Bu bir şaka mıydı acaba? Kanalı değiştirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEĞİM [TAMAMLANDI]
General FictionMiray mutlu bir evliliğini öğrendiği hamilelikle bir nevi bitirmişti. Kocası o hamile olduktan sonra onu terk etmiş ve Miray'ı bebeği ile yalnız bırakmıştı. Miray her ne kadar vazgeçmek istese de bebeğini doğurmuş ve hayatında belki de en doğru şeyi...