15.bölüm - kötü haber

37 5 0
                                    

(3 sene önce / kasım 20)
Çoktan uyanmistim. Boynun fena agriyodu. Aslında her yerim agriyodu. Yağmur da uyanmıştı. Gözlerinin altı sismisti. Tabi benim de sismistir. Birkaç kez o halime denk geldim de,gormek istemedim.Elinde tepsiyle içeri giren adamın,yüzümüze bi kez baktıktan sonra bi daha kafasını bize yakın herhangi bi tarafa cevirmemesi bile bunu kanitliyodu.Ne bekliyolardi ki ? Rutin olarak ağlayan, doğru düzgün bisey yemeyen ve mutsuzluğun sınırına varmış insanlar olarak ne kadar düzgün gorunebilirdik ki ? İnsan gibi gorunmuyosak bile sasirmazdim.Yani resmen cokmustuk. Hesap yapmadım ama son konusmamizin üstünden epey bi zaman geçmişti. Bi hafta olabilir. Bi haftadır elimiz kolumuz bağlı, bi sandalyede yasiyoduk.Mümkün olsa tuvalet için bile olsa yerimizden kaldirmiycaklar.Bizimle uğraşırken suratlarinin aldığı ifade bunu belli ediyodu. Kuş... tukurmus gibi.Siyah Adamın rutin haline gelmiş tehdit dolu konuşmasının ardından çıkmasını beklemistik. Büyük bi gizem ve havayla odayı terkedip bizi de bu sıkıcı dakikalardan kurtarmıştı sonunda.Kapanan kapıdan sonra gözüm tepsiye takıldı. Survivordakiler ne haldeler bilemem,ama bizim burdaki en büyük savaşımızdan biri de midemizleydi.Bi gün de bizi sasirt be adam.Her öğünde olduğu gibi ekmek ve suyla bakisiyoduk. Sanki onlar da hallerinden memnun değil gibiydi. Acaba bi anlaşma mi yapsak,sizi yemezsek bizi burdan cikaricaksiniz falan.Off, sanırım tiner koklatiyolar,bu ne abi ? Korkarsin anlarim, uzulursun anlarim,hadi sinirlenir saçma bi şekilde bidirdanirsin onu da anlarim.Ama ekmek ve suyla anlaşma düşünecek kadar nasi bi duruma dusulur ki !? Yemek saatini geciktirerek aklınca bize daha fazla ceza çektireceğini düşünen Siyah Adamın bi sure sonra yeniden gelip elimizi cozmesiyle yine bi bedduayi haketti. İçimden,her fırsatta olduğu gibi bildiğim bilmediğim,büyük küçük tüm beddulari yine siraladiktan sonra tepsiyi alıp geri oturdum. Ekmeği yarı yarıya bolustuk.Suyu zaten mecbur kalmadıkça icmiyoduk.Baya hayatta kalicak kadar yiyip iciyoduk yani.Su bi haftadır ekmeğe doymustuk. Sabah akşam istisnasız aynı menü vardı. E buna da şükür. Ekmeğin son lokmalarini agzimda çevirirken gordugum rüya aklıma geldi. Aynı kabus,bi haftadır her gece.
-Ben iyice kasinmaya başladım.
-Ben de kendimden igrenir oldum.dedim suratimi buruşturup.
Öğlene kadar böyle oturduk. Öğlen olunca içeriye iki adam girdi. Ellerinde posatler vardı. Onları yere bırakırken uzun olan :
-Bunları giyin.dedi.
Onlar çıkınca posetlere baktık. Neyse ki,o filmlerde olan korktuğum gibi elbiseler çıkmamıştı. Pantolon, t-shirt, gömlek, çorap falan.Tabi bazı tshirtler fazlasıyla açık olurken bazıları da küçük olmuştu. Sonunda birer kot ve t-shirt giyip bi nefes almıştık. Akşam yemeğinden (ekmek ve su) Siyah Adam gelmişti. Burda kaldığımız zaman boyunca hergun geliyodu yanımıza. Geliyodu, sorularimiza tek bu cevap vermeden gidiyodu sonra. Tabi o bi hafta içinde bizi öylece bırakmamıştı. Kolumda ve yüzümün bazı yerlerinde sondurdugu sigaralarin acısı hala yerli yerindeydi.Yağmur'un da sıcak masa değdirerek yaktıkları boynunun acısını hala çektiğine eminim. Acı cekmemiz hoşuna gidiyodu tabi.Hergun gelip yaktığı yerlere bastırarak acı dolu cigliklarimizi duymaktan zevk almasının başka bi açıklaması olamaz heralde.Bugün tuhaf bi mutluluk vardı yüzünde. Burda geçirdiğimiz günler boyunca heo keyifliydi ama bugün mutlu gibiydi. Bu mutluluk beni korkuttu.
-Bisey söyle artık Allah'ın cezası ! Daha ne kadar eziyet ediceksin ?
Evet şu bi haftada değişen bi diğer şeyse Yağmur'du.Baya açılmıştı. Geçen gün de suratına tukurmustu. Aniden gelen bu hareketle bozulan surat ifadesi beni ne kadar neselendirmisti ama.Tabi sonrasında o hareketin bedelini saclariyla ödemişti, kopup giden bi elli saç teliyle. Ama bugün tuhaf bi hali vardı Siyah Adamın.Hadi hayırlısı.
-Aa,son zamanlarda senin cenen baya acılmis tatlım.
Ve arkasından pis bi siritis. Evet artık siritmasinin tuhaf gelmediği gibi sanırım 'tatlim' kelimesinden sogumustum artık.Devam etti :
-Ben de bugün size açıklama yapmaya gelmistim.Sanırım artık olanları bilmelisiniz.
-N..ne demek bu ? T-tamam açıkla hadi.
Sinirlerim suratının ortasına yumruk atmam gerektigi sinyallerini verirken kekelemis olmam bu duruma zıt dusuyodu. Yağmur da bi o kadar sinirli ve sabirsizdi. Tek bi sinir bozucu söz veya harekette artık tokadı basmaktan cekinmiycek hale gelmistik.O da bunu anlamış olucak ki ciddi anlamda sabrımızı zorluyodu. Sonunda açmıştı lanet ağzını :
-Sevgilileriniz... O çok sevdiğiniz iki ise yaramaz herif...Oh bunu söylemek benim için o kadar zor ki.../sahte bi üzüntü takındı, sonrasında sinirlerimi hat safhada bozan bi gülümseme, insanın damarindaki kanı dondurucak bi gülümseme/...ama o ikisi sonunda layık oldukları yerdeler.
Kısa bi süre dediklerini algılamaya çalıştıktan sonra asıl şaşırma ifadem olan agzimin aralanmasi olmuştu.Ne demekti bu ? Anlamayan gözlerle ona bakınca bize yaklaşıp gözlerini kisti.
-O ikisii...artık yok,öldü... SONN...

Lütfen ama lütfen okuyup beğenen arkadaşlarımız bi saniye ayırıp oy versin.Ya da okuyup begenmeyenler yorumda belirtsin,ona gore düzenlemeler yapiyim. Lütfen biraz kulak verin...

BEDEL...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin