Duyduğum kahkahalar beni kendime getirdi. Ne sacmaliyodu bu ? Ne ölmesi ? Yağmur'a baktım, korkuyla gözleri açılmıştı. Bogazimdaki gereksiz kuruluğu gidermeye çalıştım. Hayır, buna inanicak değildim. Korkmak, afallamak gereksizdi.
-Ne sacmaliyosun ?
Ne kadar kendimi korkmanin anlamsız olduğuna inandırmaya calissam da ağzımı acmam büyük başarıydı. Evet,ister istemez tüylerim diken diken olmuştu. Yine de bu ufak korkuyu gizliycektim.
-Ah tatlım, biliyorum bu sizin için çok kötü bi haber ama ne yaparsın, ölümde bi gerçek.
Cidden ne sacmaliyo bu salak !? Ben aşağılar gibi ona bakarken bianda yüzü ciddilesti, gulusu kayboldu.Yağmur :
-Ha-hayir.Yalan soyluyosun ! Olmediler !
Bunu söylerken bile sesi titremisti. Kendi karmasamdan çıkmak için yüzünü incelemistim. Gözleri dolmuştu, dudaklarını birbirine bastiriyodu.Gözyaşları nerdeyse serbest kalicakken hickiriklari da onları takip edebilirdi.Bu halinden inanıp inanmadığını anlayamiyodum.Bense ona bakarken iyice dolan gözlerimi çabucak eski haline getiriyodum.
-Üzgünüm tatlım, ama hala nefes almalarına izin vericegimi dusunmuyodunuz dimi ? A hadi ama,onlar bunu çoktan haketmisti biliyosunuz.
-Hayır, yalan,bilerek, biz uzulelim diye yapiyosun. Sırf canımız yansın diye yapiyosun.Sana niye inanalim ki ?
Sesim titrememisti,tam gözlerine bakmistim.Soylediklerim inkar doluydu, sanki hem kendimi iknaya cabaliyo hem de onu itiraf ettirmeye çalışır gibi.
-Hıh,bana kolayca inanmanizi beklemiyodum zaten.../yüzü gerildi/...telefonu ver.
Verdiği emirden sonra kendisi gibi korkunç bi adamın elinden telefonu aldı. Önceki gibi yine benim telefonumdu elindeki.Bi yandan biseyleri açıp bi yandan konusuyodu.
-Şimdi, sizin daha zor olucak biseyi daha soyliyim.../ekrandan kafasını kaldırıp gulumsedi,aradığını bulmuş gibiydi/...Doğrusu ben de bu kadar çabuk beklemezdim. Sizden 1 haftada vazgecmeleri beni bile hayal kırıklığına uğrattı.../keyif yüklü bi kahkaha bu kez/...Onları İstanbul'un çıkışında yakaladim.
İşte açık vermişti. Hıh,buna inanmamizi beklediyse çok yanılmıştı.Apaçık yalan soyluyodu işte.
-Onlara beni soktukları zarar için cezalarını verirken sizin de intikaminizi almış oldum yani.Onlarıı...
Sözünün Yağmur'un hickirigiyla kesildiğini farkedince kafamı çevirdim. O, şaşkın sınırlı karışımı bi bakış atarken ben,bu kadar kolay pes etmesine kızarak baktım. Gozlerimle susup direnmesini,hemen inanmamasini soyliycek gibi bakmama rağmen Yağmur, kafasını hicbirimize cevirmedigi için gorememisti. Siyah Adam devam etti :
-Kaçmaya çalışmamış olsalardı belki bi şansları olurdu. Sadece aylarca komada kalicak şekilde dovdurebilirdim,böylece daha kârda olurlardı. Gerçi onlara en büyük ceza şuan ikinizin karsimda,onların bilmediği bi yerde benimle birlikte olmanız. Ama bu bile içimi sogutmadi. Neyse. Onları sınıra yakın bi ormanda yakaladı adamlarım.Sizin o cesur,dik kafali sevgilileriniz fazla zorluk çıkarınca bana haber verdiler./duraksadi/Ben de 'sıkın' dedim...
Ve İşte Yağmur agliyodu. Ben her ne kadar inanmamakta diretsem de artık dolan gözlerimi durduramiyodum.
-Ve sizin için bu anı olumsuzlestirmelerini istedim.
Telefonu bana doğru cevirdiginde yavaşça basımı kaldırıp ekrana baktım. Verdiğim ilk tepki nasıl ifade edilir bilmiyorum. O fotoğraflar yetmişti...Herşeye...Agzim yavaşça aralanirken ilk gözyaşının zaferiyle arka arkaya damlalar suzuluyodu gozlerimden. Gordugum manzara kafamın içini bomboş bırakmıştı sanki, dehsetti...SONN...Bölümler rutin olarak her gün geliyo. Ama ben artık oy ve vote rica etmekten yoruldum. Siz de biraz emek verseniz çok zarar etmezsiniz bence...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL...
Genç KurguHayatta her zaman birilerinin kararı, başka birinin hayatını etkiler. Peki doğru insan olmak için verdiğin bir karar,bir başkasına zarar verirse...Üstelik o kişi bir mafya... Şimdi,o adam bir bedel isteğiyle yanıp tutuşur... peki BİR BEDEL KAÇ ÖMRE...