Uzun bi ara oldu farkındayım. Ama hikâyeye ilgi arttıkça benim de yazasim geliyo,unutmayalım.
Bölüm şarkısı : yalın - herşey sensin
///Kapı ardına kadar açılınca hepimiz içeri geçtik. Yağmur ve benim ayakta durucak halimiz yoktu.Olay yerinden ayrilicagimiz ilk etapta polisler izin vermedi.Karakola gitmemiz gerekiyomus, ifade işleri falan.Kuzey ve Poyraz sıkı bi dil dokmeyle, sonra gelmemiz için ikna etmişlerdi.
Tabi ordan direk eve gelemedik. Hicbir yerimiz tutmuyodu.Çağrılan ambulanslarla hastaneye gittik önce. Yaklaşık iki saat hastanenin içinde ordan oraya dolandik. Zaten dermani olmayan dizlerim iyice çökmüştü. Sonuç olarak sol bacağını komple sarmislardi. Diğer bacagimi ve kollarımı mümkün olduğunca az kullanıcam, bi hafta falan.Kalan yaralar için ağrı kesici,kas gevşetici vs. verdiler. Yuzumdeki yaralara ne kadar pansuman yapılsa da bir ay kadar izini koruyacak gibiydi. Muşta darbelerinden sonra burun kemigimin catladigini unutuyodum. İşte, ben bu haldeyim.
Yağmur için de birkaç krem ve ağrı kesiciyle birlikte pansumanin yanısıra derin olan kesiklere dikiş attılar. Kollarındaki birkaç cizigin enfeksiyon kapma riskinden dolayı özel olarak ilgilendiler. Yüzünde de yer yer yara bandı vardı. Biz unutmuş olsak da,saç derisi de epey zarar gormustu. Onun icinse ilaç ve solusyon verilmisti.
Saat 21:30 civarında ikiye katlanmış yorgunlukla eve döndük. Ev Yağmur ve benim kaldığımız evdi. En son goreli on gün olmuştu, ne on gün ama.
- Böyle olmaz,odalariniza geçin. En iyisi yatakta dinlenmeniz. diye oturmak üzere harekete geçen Yağmur'u durdu Poyraz. Bense kendimi daha rahat hissedeceğim bi pozisyon arayisindaydim. Kırık olmasa bile,kaburgalarim gogsume batıp cikiyo gibiydi.
- Boşver,böyle iyi. dedi Yağmur, koltuğa kurulmaya çalışırken.
- O zaman... biz de buraya yatak yaparız. Kızlar, ıı...kaşı gözü kararsizca oynayan bi Poyraz, komikti doğrusu... yastık yorgan bakmak için musade var mi ? Yani dolaplara.Tabi eğer siz yonlendirirseniz işimiz daha kolay olur.
Rahat konuşmasına tezat düşerek mahcup bi hali vardı Poyraz'ın.- Biz bilmiyoruz ki seni yonlendirelim. dedim.
- Evet,yani sonuçta bizimki de öğrenci evi.Bunu dağınık olduğu için söylemiyorum hee,yorgan yastık falan pek yok yani.
Yağmur'un söylediğinin ardından, evde misafir için biseyler dusunulmedigini hepimiz farketmiş olduk. Bu sorunu da en kısa zamanda cozmeliydik.
- Tamam,problem yok.diyip salondan çıktı, başından beri varlığını hissettirmeyen Kuzey. Biraz sonra geri döndü. Kucağında benim yastığın ve yorganim vardı.
- Aağ...aramızdan birinin pratik zekalı olması güzel.diyip Poyraz da salondan çıktı.
Cancagizlarim, az çok birer yatak yapmışlardı. En azindan yapmaya çalışmışlardı. Yağmur'la ben, hala yorganla cebellesen Poyraz'a bakarken buzdolanin sesi geldi. Biraz sonra Kuzey yeniden salonun kapısında göründü. Elleri kapı pervazında, sanki ocakta yemeği varmış gibi çok yarım yamalak uzandı. Böyle çok tatlı durduğunu biara soyliycem :D
- Kızlar, acsinizdir diye düşündüm ?
Yağmur ve ben 'biraz' der gibi kafamizi salladik.Devam etti :
- Çok güzel,peki ne yemek istersiniz ?
Yağmur atıldı :
- Şöyle güzel bi karnıyarık olsa varyaa...off.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL...
Fiksi RemajaHayatta her zaman birilerinin kararı, başka birinin hayatını etkiler. Peki doğru insan olmak için verdiğin bir karar,bir başkasına zarar verirse...Üstelik o kişi bir mafya... Şimdi,o adam bir bedel isteğiyle yanıp tutuşur... peki BİR BEDEL KAÇ ÖMRE...