18.bölüm - Yara izi

38 5 0
                                    

(Yagmur'dan)

   Zarzor kendime geldiğimde Poyraz tam karşımda endişeli gözlerle bana bakiyodu. İstem dışı bi damla yas döktüm. Poyraz'ın yakın arkadaşlarından birkaçı yanımıza gelmiş,su kolonya falan uzatiyodu. Poyraz'ın sesiyle bilincim biraz daha açıldı.

-Hayatım iyi misin, bi cevap ver .

-Ben...iy-iyiyim.

-Noldu canım, bi yerine bisey mi oldu ?

-Yo..hayır. Noldu ki ?

-Sabahtan beri bi garipsin.Daldin gittin.Ama bu yarım saat sürünce endişelenmeye başladım tabi.

-İyiyim ben.../gözlerimi kapatıp alnimi ovusturdum./...Iı,yüzümü yikasam ?

-Tamam,gel,tuvalet su tarafta.

   Şaşkınlığı tam olarak ustumden atamamisken gozum Masal'a takıldı. Çok tuhaf gorunuyodu. Gözlerini bi yere sabitlemiş,Kuzey'e hiç cevap vermiyodu. Ben de mi az önce boyleydim yani ? İyi de ben sadece daldigimi dusunuyodum. Burdan tamamen uzaklaşmış, kafamdaki düşüncelerde bulmuştum kendimi ama bu kadar olduğunu tahmin etmemistim. Sanki bedeni burda,ama kendisi bambaşka bi yerde gibi.

  Lavaboda yüzüme soğuk su çarpmak şok etkisi yapmıştı. Çıktığımızda Masal'ın bakışları da normallesmisti. Etrafa bakiyodu ve baktığını gorur gibiydi. Bu normal bisey olsa bile az önceki bakislarindan sonra değişik gelmişti. Poyraz'ın ozur dileyen birkaç cümlesinden sonra ordan ayrıldık. Arabaya bindigimizden beri Poyraz'ı susturamiyodum.

-Yağmur,bi kez daha bisey yok deme.Bak artık sinirlenmeye başlıyorum, noldu ?

-Ya Poyraz yeter nolur,sadece eve gitmek istiyorum.

   Sesimi biraz sert çıkarmak istesem de halim yoktu. Sesim de bedenime uyum sağlayıp olabildiğince halsiz çıkmıştı. Poyraz kafasını çevirip baktıktan sonra tekrar yola döndü. Çenesine giden elleriyle keskin bakan gözleri sessizliğinin aksine diretmek istediğini gösteriyodu.Ama yapmadı, bunun için daha sonra tesekkur etmeliyim.
...
   Eve geldigimizden beri yatiyodum ama gram uyku uyuyamamistim. Zaten düğünden yaklaşık bi saat erken ayrildigimiz için eve geldiğimizde saatin gece yarısına daha çok olduğunu dusunuyodum. Kafamı çevirip komodinin üstündeki kırmızı kalp şeklinde çalar saate baktığımda bu tezim dogrulaniyodu. Poyraz da yatinca dönüp ona sarildim.Ona sarılınca o huzurla uyurum muhtemelen diye,ama yok...Her zaman yerli yersiz üstüme çöken uyku,bugün sanki herşey planlı gibi gelmiyodu. Ama kara bulutlar her zamanki yerindeydi, kafamın içinde. Evet,beni uyku yerine boşluğa çeken o dusunceler geçmişin izleriydi.

***
(Kasım 20)
   Masal'ın canının ne kadar yandığını çok iyi biliyodum. O hayvan herif saçlara yapıştığı zaman kendini kaybetmiş gibi oluyodu. Elinden gelse deriden sokucekti, öyle bi hırs. Masal sesini cikarmiyodu. Sadece dakikalardir gözünden bırakmadığı öfkeyle ona bakiyodu. O sesini cikarmadikca daha da ofkelenip daha bi sıkı asiliyodu saçlarına. Masal'ın bu inadı bi strateji olabilirdi, ama yüzü iyiden iyiye kizariyodu. Ani gelen bisey yapma durtusuyle :

-Yeter, bırak. Kes şu lanet takintini !

  Bu sefer gözleri bana kaydı.

-Demek ilk deneyiminden sonra sevdin bu acıyı.?

   Gözlerinden tehlikeli bi parıltı geçerken bu kez Masal girdi araya :

-Ona aldırma, sen kızını düşün.

   Aah hayır Masal,kapat su ceneni. Amerikan tarzı bi macera yaşamak sadece yıllar öncesinin saçma hayaliydi, şuan istiycegim son şey bu adamla inatlasip oyun oynamak.Masal amacına ulaşmıştı, adam aynı öfkeyle yine ona döndü. Az önceki öfkesi katkat artarak buyuyodu. Saçını büyük bi soğukkanlılıkla yiprattigi yetmezmiş gibi arka arkaya tokatlar savurmaya başlamıştı. Çığlık çığlığa durdurmaya calisiyodum ama nafile. Masal'a baktığımda ilk birkaç tokattan sonra başını oynatmadi.Biseyler yapmazsam öldüresiye dovucek kadar gözü kararmıştı. Hayır,dikkati kendime cekmeliydim.Belki de Masal'ın yaptığını yapmalıyım. Bi cesaret ve olabildiğince net bi sesle :

BEDEL...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin