"Meraba sevgilim." Ahmet'e öylece bakakaldım. Sonra kafamı arkaya çevirip Batı'ya bir bakış attım, sonra Ahmet'e döndüm.
" Beni hatırlamadın değil mi sizin eve geldiğimde?" dedi elindeki anahtarı çevirirken. Ahmet'e halâ şaşkınlıkla bakıyordum. " Hatırlamadın değil mi?" dedi cevap ister bir tonda.
" E-evet." şaşkınlıktan dolayı ilk kelimem kekeleyerek çıkmıştı. Bu nasıl olabilirdi? Hiç düşünmediğim aklıma dahi gelmeyen bir isimdi Ahmet ama şaşkınlığımı bir kenara bırakmalıydım. Sonuçta o numaraydı ve ben işin aslını merak ediyordum.
" Beni tanımaman kötü olmuş, oysa ben seni o kadar yakından tanıyorum ki." dedi arkasına yaslanırken. Hadi ama ben şaşkınlığımı nasıl atayım? Ahmet'in dengesiz biri olduğunu bize geldiğinde de anlamıştım ama bu kadar dengesiz olması...
" Seni tanımam imkansız."
" Aaa olur mu Çağla? Çocukluk aşkını hatırlayamadın mı?" dedi Ahmet kahvesinden bir yudum alıp. Sonra elini uzatıp elimin üstüne koydu. Batı'ya gözümü çevirdim. Gözleriyle eli işaret edip çekmemi söylüyordu. Önüme döndüm ve yavaşça elimi çektim.
" Hiçbir şey hatırlamıyorum." dedim net bir tonda. Sinirlendiği ve gerildiği her halinden belli oluyordu. Konuyu değiştirdi.
" Okulunda bir sürü erkek var, o fotoğrafları yapıştırdım ki senden uzakta kalsınlar diye, zaten anlamışsındır." dedi Ahmet bana bakmaya devam ederken. Bakışları rahatsız ediciydi " Sadece bana aitsin." deyince de benim kayışlar koptu.
" Ben senin eşyan değilim." dedim sinirle.
" Haklı." diyen Batı'ya baktım. Gerizekalıya uzak kalmasını söylemiştim. Gözlerimle gitmesini işaret ettim ama yanıma oturdu ve belime elini sarıp beni kendine çekti. "O sadece benim." dedi Batı Ahmet'e sinirle bakarken. Rol yapmayacağımızı söylemiştim, ne yapıyor bu çocuk.
" Batı sevgili olmadığınızı anlamamak için salak olmak gerek." dedi Ahmet. Çenesi kasılmıştı. Madem bir oyuna başlamıştık, yalanlamak olmaz.
" Batı-benim-sevgilim." dedim sinirle.
" Batı'ya gıcık olduğunu biliyorum, onla sevgili olmanın imkânı yok."
" İnanamak istemiyorsun." dedi Batı "Sen aşkı için savaşmayıp bir numaranın arkasına saklanan zavallının tekisin." dedi Batı belimdeki elini biraz gevşetirken. Kavga çıkacaktı ama çıkmamalıydı.
" Kesin sesinizi." dedim sinirle. İkisi de bana döndü. Telefonumu çıkardım ve ekrana 155 yazıp Ahmet'e çevirdim.
" Seni nereden tanıyorum, anlat yoksa ararım." dedim gözlerimi kısarak. Yumruğunu sıkıyordu. Sonra derin bir nefes verip bana döndü.
" Polisi cidden arayacağını biliyorum." dedi. Evet arardım. " Altı yaşlarındaydık. Siz misafirliğe Ertuğrullara gelmiştiniz, ben de oradaydım." oha ama yani ben nerden hatırlıyım? " Sonra sen bizle oynamaya başladın, saklambaç falan ilk orada tanıştık ." kahvesinden bir yudum aldı " Sonra ilkokulda da aynı okuldaydık ama sen beni hiç görmedin." dedi dümdüz bakarken "Ama ben seni çok sevdim ve takip etmeye başladım, o gün evine geldiğim gün eğlenmek için değil senin içindi." inanamıyorum. Tamam ne kadar birinin beni sevmesi gururumu okşasa da bu tehlikeli bir sevgiydi. Batı'ya zarar vermek istemişti, adımı sürtüğe çıkarmıştı.
Ben de onun hislerini incitmek istiyordum ama Efe benim hislerimi incittiğinde neler hissettiğim aklıma geldikçe ağır olduğunu düşünüyorum." Batıyla cidden sevgili olmadığınıza da neredeyse eminim." dedi sırıtarak. Ya çocuğu öptüm daha ne yapayım. Batı bana döndü ve burnumu öpüp bana gülümsedi. Sonra Ahmet'e bana bakarak cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıyık
Humor#6 mizah / Bıyıktan başlayan bir hikaye nerelere gider, yok efendim böyle hikaye olur mu diyorsanız bence bir göz atın hikayeye. Ben Çağla. Hikayede birlikte olayların içine gireceğiz. Var mısınız? -Tüm Hakları Saklıdır-