Herkesin bakışı üzerimde gidip gelirken fazlasıyla gerilmiştim. Lanet olsun.
Hangi insan telaşlanınca telefonu duvara atar ha? Neden atar daha doğrusu?
"Kesinlikle şu an bu ortama dahil olamam." Dedi Rüzgar ve benim tek kelime etmeme müsade etmeden hızla koşarak kendi odasına gitti. Pislik.
Bakışlarımı Rüzgar'ın kapanan kapısından uzaklaştırıp bana tek kaşını kaldırarak bakan Batı'ya odakladım. Buradan sağ çıkacak mıydım acaba?"B-ben şey..." Dedim ayağa kalkıp. "Cidden özür dilerim." Dedim endişeyle Batı'ya bakarken. Aynı zamanda da hızla koşup yerdeki telefonu almıştım. Camının toz haline gelmesi, arka kısmının da çatlaması ve de kameranın düşmesi dışında bir sorun yoktu. Bir de telefonun çalışmaması dışında...
Gerçi bunlar büyük bir sorun ama...
Önümde biten gölgeyle hızla ayağa kalktım ve arkamı döndüm. Batı dibimdeydi.
"Sen az önce ne yaptın?" Dedi hafifçe eğilip yüzüme bakarken. Ben ise şu an aşırı suçluluk duyuyordum. Aynı zamanda yaralarım sızlıyordu ve Batı'nın beni her zamanki gibi duvara yapıştırmasından korkuyordum.
"Ya ba-bak valla b-bilerek olmadı." Dedi elimde kırık telefonu tutarken.
Batı elimdeki telefonu aldı ve sakince incelemeye başladı. Ardından irkileceğim bir hızda telefonu uzağa fırlattı. Telefon bir darbe daha yiyip dağılırken ben ise korkuyla yerimden sıçramıştım."Telefon umrumda değil, okuduğun mesaj neydi?" Dedi bana bakmaya devam ederek. Ben ise şimdiden korkuyu vücudumun her yerinde hissediyordum. Her hücrem Batı'ya güven diye bağırsa da sırrı vardı. Öğreneceğim bir sırrı vardı ve ben bunu öğrenmek istiyor muydum bilmiyorum...
Sessizlik ortama hakim olurken o sessizliği bozup bir küfür savurdu."Sır." Dedi sadece. Ardından gözlerini bir sinir alevi, çok geçmeden de bir telaş aldı.
"Çağla bana söz ver, bana hep güveneceksin tamam mı?" Bakışlarımı Batı'ya dikmiş öylece duruyordum. Cevap veremiyordum çünkü lanet olası sırrı düşünmeden edemiyordum. Batı'ya güvenim her zaman tamdı ama şu an sadece dilim tutulmuştu.
"Ben..." Çıktı ağzımdan sadece. Batı yüzümü iki avcunun arasına aldı ve gözlerimin içine bakmaya başladı.
"Lütfen Çağla..." Dedi gözlerimde güven ararken. Sonunda konuşma kabiliyetini kendimde bulduğumda Batı'nın ellerini yüzümden çekip belime indirdim ve dolamasını sağladım.
"Sana herkesten çok güveniyorum Batı, bir sırrın sana olan bakışımı değiştireceğini düşünmen saçma." Dedim ben de yaklaşıp kollarımı beline doladım ve de başımı göğsüne yasladım. Umuyorum ki bu son birkaç gün yavaş geçerdi. Umuyorum... Gideceği gün sonra doğum günümdü ve de bunu Batı'ya söylemeyecektim. Tüm gün ona odaklı olmalıydı. Gerekirse tüm gün boyunca sarılırdık ki bu harika bir fikir.
"Umuyorum ki her şeye rağmen güvenirsin Turuncu." Dedi ve saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu...
Çağladan (ertesi gün)
"Demek yemeği abim yaptı..." Dedim yemekle bakışırken. Asya da abimin yanına oturmuştu. Ayrılmışlardı ama ardından tekrar sevgili olmuşlar. İlginç bir ilişkileri var. İnkâr edemem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıyık
Humor#6 mizah / Bıyıktan başlayan bir hikaye nerelere gider, yok efendim böyle hikaye olur mu diyorsanız bence bir göz atın hikayeye. Ben Çağla. Hikayede birlikte olayların içine gireceğiz. Var mısınız? -Tüm Hakları Saklıdır-