49. Bölüm: Söz

29.2K 1.6K 425
                                    

Not: eğer Bıyık için yaptığınız kapak tarzı şeyler varsa bana INSTAGRAM üzerinden atabilirsiniz, medyaya attığınız resimleri koymak çok hoş olur ^^

Hesabım: myystoryyy

"Biliyor musun..." dedi ve ardından beni göğsüne çekip sarıldı "Hayatımda beni bırakmayan tek kişi sensin." dedi güven dolu bir şekilde sarılırken sonra yüzüme dolmuş gözleriyle baktı ve öyle masum bir soru sordu ki buna tamam dememek elde değildi. Sadece içim acıdı.

"Beni bir daha bırakma olur mu?"

...

Batı'nın kolunu omzuma atıp odasına doğru yürümeye başlamıştım. İçki ve manolya kokusu karışıktı ama itici değildi. Çünkü Batı'ya dair itici olan bir şey yoktu. Biraz sendeleyerek de olsa sonunda odasına vardık. Yavaşça kolunu indirdim ve o da direk yatağa uzandı. Gözleri yarı açıktı, ve de içkiden dolayı kırmızıydı. Etrafa boş bakışlar atıyordu. Kim bilir ne kadar içmişti...

O bir şey söylemeden onun yanına uzandım ve elimi karnının üzerine koyup kafamı da göğsüne koydum ve kalbini dinlemeye başladım. Bunu seviyordum. Kalp atışlarını hızlandıran kız olmayı seviyordum. Çünkü Batı benimdi, kalbi de dahil benim. Bencil olacağım tek kişi Batıydı.

"Yanıma yatmana şaşırdım..." dedi ve sonra birkaç şey mırıldanarak kafasını biraz eğdi ve saçlarımı kokladı "Çok güzel kokuyorsun." dedi ağzından belli belirsiz. Ben de bir şey söylemeden kalbini dinlemeye devam ettim. Bu da çok güzeldi. Benimle konuşuyordu, bana değil. Karşısında öylesine bir insan değilmişim gibi konuşuyordu ki bu da kendimi değerli hissetmeme sebep oluyordu.

"Uyandığımda da yanımda ol." dedi rica eder bir sesle. Artık her zaman onun yanında olacaktım. Ne annem ne de babam umrumdaydı. Ben hayatımda ilk defa bir adamı tüm benliğimle sevdiğimi hissetmiştim. Eğer annemler buna engel olacaklarsa ben dinlemeyecektim.

"Ben hep yanındayım." dedim ve oda birkaç şey mırıldandıktan sonra içkinin verdiği ağırlıkla uykuya daldı. Ben de ninni gibi gelen kalp atışlarının sesiyle uykuya daldım...

-.- -.- -.-

Gözlerimi aşağıdan gelen tabak çanak sesleriyle araladım ve salak salak etrafı incelemeye başladım. Sonra aklıma Batı'nın evinde olduğum gelince huzurlu bir şekilde gerindim ve bugünü Batıyla geçireceğim aklıma gelince daha da mutlu oldum. Üstümdeki pikeyi bir kenara iterek ayağa kalktım.

Ah... Tüm gece Batıyla uyuduğumdan üstüm içki kokuyordu. Batı'nın dolabına ilerleyip kapağını açtım ve göz gezdirdim. T-shirtlerden en uzun olanını çıkardım ve de yatağın üzerine attım. Ardından hızla üstümü giyinip aynada kendime baktım. Sonra Batı'nın benden ne kadar uzun olduğunu fark edince depresyona giresim geldi. T-shirtü dizlerimin hemen üstünde bitiyordu. Daralmayacağımı bilsem eşofmanda giyerdim çünkü Batı sapığın teki ve bana laf atıp günümün içine etmesini istemem. Daralmakla Batı'ya katlanmak seçenekleri arasında gidip geldim ama ardından 'neyse' modunda odadan çıktım.

Burnuma dolan güzel kokuları takip etmeye başladım...

Pekala...

Batı yemek hazırlıyor... Hem de sabahın köründe kalkıp...

Masanın üstüne göz attığımda eksiksiz olduğunu gördüm. Pankek masanın üstünde adeta ye beni diye bağırıyordu. Ve de tabiki en dikkatimi dağıtan kısımsa Batı'nın saçları dağınık ve belindeki bol gri eşofmanla gözlerinin altı hafif şişmiş tatlı görünümüyle kahvaltı hazırlayışıydı. O kadar şirindi ki... Birkaç adım atarak Batı'ya yaklaştım ve sonra da büyük bir adım atıp-

Bıyık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin