eheheuhehe bakın erkenden bölüm yazdım bu sefer ne kadar mütüşlü bi yazarım ^-^ (egom ve ben aynı koltuğa sığmıyoruz eed) iyi okumalar şirinleeeerrr :3
" Abim sana nasıl güvendi de bıraktı? Bana bir şey yapmayacağın ne malum?"
" Evet, Ne malum?"
Şimdi sıçtım.
" Yani şey yani ben öylesine söyledim yoksa sen zararsızsındır." sırıtması yüzüne iyice yayılırken yatakta bana doğru kaydı.
" Ama kendimi çok tehlikeli hissediyorum." dedi ve Nuri Alço bakışı attı.
Çorbama ilaç katmadı değil mi lan bu? Yok ona cesaret edemez." Cık cık cık tehlikeli kötüdür kalp krizi falan şey yapar." diyip ayağa kalktım ama o da aynı anda kalkıp bana yaklaştı.
" Bazen riskler almak ve tehlikeli olmak gerekir. Tehlikeli birinin ne yapacağı belli olmaz." dedi ve sırtım soğuk duvarla buluştu. Ellerini kafamın iki yanına koydu. Korkudan hızlı atan kalbim ve solgun olan yüzümü daha da solgun düşünün.
Sonra Batı dudağıma yaklaştı." Ya çekil! İmdat! Defol!" diye çırpınsam da bileğimden tuttu. Tam dudağı dudağıma değecekken kafasını sağ tarafa yönlendirip alnını duvara yasladı ve kahkaha atmaya başladı.
"Sen.." dedim sinirle. Ellerini bileklerimden çekip anırmaya devam etti.
" Ahahahaha inandığına inanamıyorum ahahahahaha..." oyun yapmıştı. İnanamıyorum. Oysa afedersiniz ama benim götüm tutuşmuştu.
" Ya sen nasıl bir insansın!" diye hayretle bağırdım.
" Tehlikeli bir insan." diyip gülmeye devam etti. Stresimi atmış bir şekilde yatağa oturdum ve alnımda stresten biriken hafif nemi sildim.
" İnşallah o tehlike sana bela olur da tehlikeni eşek arıları sokar." diye saçma bir şey söyleyip ayaklarımı sallandıracak biçimde yatağa uzandım.
O da aynısını yapıp yanıma uzandı." Cidden o kadar korktun mu?" dedi sırıtırken.
" Yok canım korkmadım sonuçta her gün bir sapıkla öpüşüyorum!" diye çıkıştım. Bu da soru muydu? Korkmuştum işte besbelli.
" Her iddiasına varım ki ilk öpücüğün halâ duruyordur." dedi.
" Dursa ne olacak bay çok bilmiş?"
" Bilmem."
" Durmuyor zaten." diyip başımı yana çevirdim. Aklıma Efe gelince sinirlendim ve yataktan kalktım. Mutfağa gidip bir bardak su doldurdum ve kafama diktim. Sağıma dönünce Batı'yı görmemle bardağı düşürdüm.
" Ayy!" diye çığırıp geriye çekildim ama Batı geriye çekilmemişti ve yerde kan vardı.
" Ay pislik iyi misin?" diyip dolanıp arkasına geldim.
" Çelişkili birisin." diyip yüzünü buruşturarak yürümeye başladı. Hemen havlu peçete koparıp ayağına sardım ve salona kadar yardım etip koltuğa oturttum. Ayağını da sehpaya koymasına yardım ettim.
" Ben ilk yardım şeysilerini getiriyorum." diyip banyoya gittim ve gerekli olan şeyleri alıp geri döndüm.
Eğilip havlu peçeteyi ayağından çıkarıp sehpanın üstüne koydum.
Cam ayağının içersindeydi. Ne kadar almaya iğrensem de tırnaklarımla ucundan tutup çektim ve derin bir nefes alıp havlu peçetenin üstüne koydum.
Sonra kahverengili sıvıyı pamuğun üstüne döküp ayağına sürdüm. Bu sırada ayağını biraz kasmıştı. Büyükçe bir yara bandını yapıştıracakken Batı'nın nasıl durumda olduğuna bakmak için kafamı kaldırdım. Sonra kaşlarımı çattım.
Pislik, sapık, iğrenç varlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıyık
Mizah#6 mizah / Bıyıktan başlayan bir hikaye nerelere gider, yok efendim böyle hikaye olur mu diyorsanız bence bir göz atın hikayeye. Ben Çağla. Hikayede birlikte olayların içine gireceğiz. Var mısınız? -Tüm Hakları Saklıdır-