Bugünkü ikinci zil çalana kadar ev halkı uyanmıştı. Ev halkı derken abimi kastetmiyorum. Ama zil tekrar çalınca ilk açmaya giden yine ben olmuştum. Kapıları genelde hep benim açtığım doğrudur. E meraklı olmak bunu gerektirmez mi ? Neyse bu sefer tahmin ettiğim gibi Hiralar'dı. Zaten yarım saattir uyanık olan ben, gidip hızlıca kapıyı açtım.
Karşılamayı yaptıktan sonra annem yanımıza geldi. Biz biraz annelerle oturduktan sonra odama geçtik. Hira
" Sürpriz haber!!"
" ???"
" Tahmin et"
" Buraya taşınacaksınız"
" Hayır"
" Odanı yeniledin?"
" Hayır"
" Sabah uyandığında odanın her tarafı hediyelerle doluydu"
" Hayır"
" Of. Cameron Boyce' u gördün"
" O ancak rüyada"
" Ay, ne söyle işte"
" Kaykaya başladımm!!"
Neye uğradığımı şaşırdım. Yani Hira ve kaykay kelimeleri sadece yanında şaka kelimesi olunca biraraya gelebilir.
" Şaka?"
" Hayır ya, hem ben başlayamaz mıyım?"
" Sen nefret etmiyor muydun?"
" Artık etmiyorum"
" Düşündürücü , neyse iyi, ne zaman başladın, getirdin mi kaykayını?"
" Aslında son bir aydır kayıyorum, sürpriz olsun dedim. Bahçede."
Bu iyi bir haberdi galiba, çünkü her ne kadar burada kalacaklarsa onu bizim gruba alabilirim bu süre içinde.
İyi iyi!
Ben de onu şu son zamanlardaki olayları uzunca anlattım.
"Aaaaa, çok eğlenceli!"
Dışı seni, içi beni yakar dedikleri bu olsa gerek.
" Yaa, öyle. Deli misin sen!"
" Ya düşünsene, gizem, dedektiflik!"
" Ama bu maşallah, sanki her an yanımızda"
" Ama şu da var, artık iki kişiyiz... "
Konuşmalarımız böylece devam ederken abim uyanmayı başardı. Yanımıza geldi.Bahçeye çıktık. Hira'nın kaykay hareketlerini izledikten sonra Ezgilerin zilini çaldık. Ezgi pijamalı haliyle kapıyı açtı.
" Sen hâla uyuyor musun!" dedikten hemen sonra davetsiz misafir olaraktan içeri girdik. Annesi ve babası işte olmalıydı.
Ona baskı uygulayıp hazırlanmasını hızlandırdıktan sonra diğerlerine haber verip KAYKAY' a gittik.
Şimdi tek sorunumuz Hira'yı nasıl içeri sokacağımızdı. Ama bunu bir şekilde halledecektik.
Adının Nejla olduğunu öğrendiğimiz somurtkan yüzlü kadını geçip buranın müdürüne ( artık ne deniyorsa) gidip izin alma işlemini ısrar ve çabalarla başardık. Hira'nın zaten kısa süre sonra gideceğini söyleyince zar zor kabul etti. Miray'ın etkisi büyük tabi. Resmen yarım saat boyunca yalvardı.
Sonra Cafe'ye gidip oturduk. Henüz Hira'yla tanışmamış olan Aslı'yı Hira'yla tanıştırdım. Ardından içeri Selin'le Baran girdi. Baran yanımıza geldiğinde, Hira'ya yabancı gibi bakınca ( doğal olarak) onu Hira'yla tanıştırma ihtiyacı hissettim. Hislerimden giderek tanıştırmaya çalıştım.
" O Hira. Yani annemin kardeşinin kardeşinin komşusunun köpeğinin arkadaşı" diyecektim ama tabisi öyle bir şey demedim.
Onun yerine " Hira, kuzenim" dedim.
Zaten Hira'ya şu son üç haftadır olanların çoğunu anlatmış bulunuyordum. Baran'ı biliyordu yani. Selin ise hiç bu tarafa bakmadan hemen yan masalardan birine oturdu.Mesaj sesi geldiğinde Gizli Numara 'dan gelen mesajı okudum hemen
" Beni öğrenmeyi istemiyor musun yoksa?"
Gizli NumaraEtrafıma bakındım aniden. Demir'le Hira konuşuyordu. Aslı'yla Miray milkshakelerini içmekle meşguldüler. Ezgi ise benim yanımdaydı. Zaten yan masada, turuncu sandalyelerde oturmakta olan Baran, Selin'e telefonundan bir şeyler gösteriyordu. Baran olamaz canım.
Yani buradan kimse değilse kim bu ?!
Ya da zeki birisi olduğu için sayın EKA'mız başka birilerine yaptırıyordu. Ayrıca Pınar ve Gökçe yoktu yani. Ben hâla Selin'den mi şüpheleniyorum!
Böyle düşünürken şu Cooliçe var ya onlar geldi içeri ve siyah koltuklu masaya oturdular. Diyorum size bunlar havalı türden.
...
Hira'nın da içinde bulunduğu kaykay antrenmanından sonra Miray
" Anneleri tanıştırsak mı, hem onlar tanışırsa daha sık görüşürüz."
Bu söz galiba Aslı'yaydı. Çünkü hepimizin anneleri tanışıyordu.
Sonra devam etti
" Aslı, Baran ve Hira'nın anneleriyle de tanışsınlar işte" dedi.
Ben hemen atladım.
" Baran ne alaka?"
" Artık o da bizden sayılır" Bizden sayılmak ne !!
Aslı
" Bilmiyorum ki annem pek müsait değil şu sıralar." dedi.
" Biz yarın ayarlayalım. Herkes zorlasın, kimde buluşacağımıza karar veririz." dedi Ezgi.
" Sen Baran' a söylersin Eylül." dedi Demir.
" Niye ben?"
" Ya siz kanka değil miydiniz?"
" Değiliz kanka falan. Ayrıca onun arkadaş grubu Selinler. Bırakın artık."
" O da istiyor zaten" dedi Miray.
Ben " Demir sen söyle o zaman, ben söylemem"
" Baksana " dedi ve diğerlerinden ayrı konuşmaya başladık. Başladı:
" Ne oldu?"
" Ne ne oldu?"
" Baran'dan kaçıyor musun sen?"
" Hayır tabi ki !"
" Ahmak mıyım ben"
" Böyle düşünüyorsan evet!"
" Eylül, anlayabiliyorum ve bana söyleyebilirsin"
" Selin"
" Selin mi?"
" Evet, onu bizden almaya çalışıyorsun falan diyor."
" Sadece bu mu, saçmalama."
Gerçekten ' sadece bu mu' ?? Of.
"Evet, galiba...yani.. olabilir"
" Ben senin bu 'evet, galiba...yani.. olabilir' lerini biliyorum ama neyse."
" Neyse sen söylersin" dedim ve hiçbir şey söylemesine izin vermeden oradan uzaklaştım.Eve gidince anneme ve teyzeme bu konudan bahsettik. Anne buluşmasından söz ediyorum. Annemler de
" Buraya gelsinler o zaman, hem biz teyzenle yaparız bir şeyler" dediğinde yeni oluşturulmuş Whatsapp grubuna ( Miray'ın işi ) haber verdim. Yarın öğlen geleceklerdi.
Hira'yla odamıza çekildiğimizde yarım saat önce gelmiş olan mesajı okudum:
" Tek geleceksin, Hira'yla değil. Yoksa beni göremezsin"
Gizli NumaraHira meraklı şekilde
" Ne oldu, gidiyoruz değil mi?"
" Tek gitmemi istiyor"
" Kesinlikle olmaz. Hayır ya!"
" Zaten gitmeyi düşünmüyorum."
" Beraber gidelim biz yine ne olacak bakalım."
" Annemler?"
" Abin?"
Bir şey demeden " Abin de oralarda bekler işte, o zaman izin verirler."Abimi büyük çabalar sonucu ikna ettik. Tabi bunun karşılığı bir gün boyunca abimin kölesi olmak. Hira'yla bu işi halledeceğiz. Annemlere de biriyle buluşacağız dedik. Abimin olduğunu söyleyince geç de olsa ikna etmeyi başardık.
Günışığı sokak sanki bilinmez bir boşluk ya da kara deliğe girer gibiydi. Hayır tabisi kara deliğe girmedim, ama anlarsınız işte, çok korkunçtu. Birkaç sokak lambası ve Hira olmasa geri dönerdim, hatta gelmezdim. Abim bizi sokağın orada bekliyordu.
Hira
" Selin??" diye bağırdı. Onun baktığı yöne bakınca Selin'i gördüm.
Selin ise bizim gibi şaşkın değildi.
" Evet ne oldu, niye beni çağırdınız, çok önemli olan konu ne?"
" Biz mi?" dedi Hira
" Ne siz mi ya , boşuna mı geldim ben bu korkunç sokağa!"
" Aslında bir yanlışlık olmuş, biz çağırmadık seni!" diye kurtarmaya çalıştım durumu.
" O zaman ne arıyorsunuz burada?"
" Bizi de biri çağırmış da" diye açıklama yaptı Hira.
" Of, zaten gelmemeliydim, sesiniz kötü diye geldim."
" Bir dakika seni kim aradı, hangi numara?"
" Gizli Numara. Esir falansınız diye düşündüm, geldim. Ama anladım ki büyük hata yapmışım"
" Biz olduğunu nereden çıkardın?"
" Tanıttığınız için olmayasın, siz değil miydiniz yoksa?"
" Ses benziyor muydu?"
" Pek değil. Ama biraz Aslı'nın sesine benzettim."
" Aslı mı??"
" Ne oluyor ya?"
" Bence sen git, biz de gidelim, yarın anlatırız sana"
Tabi ki anlatmak gibi bir niyet yok ortada.Sonra mesaj sesi
" Sana tek gelmeni söylemiştim."
Gizli NumaraTüm gece boyunca uyuyamadık. Fısıltıyla dedektifler gibi olayı çözmeye çalıştık. Aslı olabilir mi?! Olamaz, hem o olsa bile niye böyle bir şey yapsın?
Daha yeni uyuyabilmiş olan ben, uyandığımda burnuma gelen portakalı kek kokusuyla mutfağa fırladım. Annemler hemen başlamışlar kek pasta yapmaya.
Misafirler için böyle şeyler yapılıyor ya bize!
Misafirler mi ?! Bir dakika Aslı da var. Onunla şimdi konuşmamaya karar verdik. Emin olalım.Abimi gönderdikten sonra zil çalınca kapıyı açmaya giden bu sefer ben değil, annemdi. Salonda oturuyorduk Hira'yla. Ilk gelen Ezgi'nin annesiyle Miray'ın annesiydi. On dakika oturduktan sonra Demir'in annesiyle Baran'ın annesi geldi. Annem Baran'ın annesi sandığım kadına
" Hülya?"
" Seval?"
Neee ????ARKADAŞLAR ARTIK OYLAR ÇOK AZALDI :(
BUNUN NEDENI HIKAYENIN KÖTÜ GİTMESİ Mİ?
AYRICA LÜTFEN AMA LÜTFEN ELEŞTİRİ YAPIN, BEĞENIP BEĞENMEDİĞİNİZİ SÖYLEYİN YA DA EKSİKLİKLERİMİ BELIRTIN.
BUNA İHTİYACIM VAR.
YORUMLARINIZI BEKLİYORUM!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaykay
Teen FictionBugün yine Ezgi' yle kaykaylarımızı alıp sitenin çevresinde birkaç tur attıktan sonra dondurma almaya gittik. Ben her zamanki gibi kavunlu ve frambuazlı aldım. Dondurmayı yerken biraz daha dolaşmaya devam ettik. Yoldan geçerken yerde bir broşür görd...