MULTİDE SELIN
Neye uğradığımı şaşırdım. Adeta mutluluğumun üzerinden tır geçmişti.
Sanki üstümde yılanlar dolaşıyor gibi hissetmeme engel olamıyordum. Nasıl bir benzetme oldu bilmiyorum ama durum böyle. Üstümden kaynar sular dökülmüştü adeta. Kafamı insanlara çevirdiğimde hepsinin gözünün bizim üzerimizde olduğunu ve sonradan kapıya kaydığını gördüm. Çünkü bu seferki gelen de Baran'dı.
Bizimkiler pankartı kaldırmaya çalışıyorlardı aceleyle. Donmuş bir halde bakınırken bunları görebildim sadece.
Yanımdaki Ezgi'yle beraber lavaboya koştuk. Evet tamam soğukkanlı olmam gerekiyordu ama ben böyle biri değilim. Olamam da. Baran onu gördü mü?
Ardından birkaç ayak sesi ve gelen Selin ve Pınar..
Saçma Selin konuşmaya başladı bile:
" Biliyordum Eylül hanım. Bak kızım bunu sen mi yazdın bilmiyorum ama ondan uzak duracaksın. "
Ezgi beni sakinleştirmekle uğraşırken bir yandan gitmelerini söylüyordu.
" Ya saçmasapan konuşma Selin. Öyle bir şey yok. Git buradan!..Git dedim."
Selin sadece "Üf aman." dedi tiksinç bir tavırla ve yavaş yavaş gittiler.
Hemen ardından Miray ve Hira geldi.
" Yazıyı attık."
"Gördüler ama." dedim ağlıyormuş gibi bir sesle.
" Ya zaten onu tanımıyor muyuz. Hem Demir onunla konuşuyor şimdi. "
" Gördü mü?"
" Baran'ı görmesin diye hemen uzaklaştırdı zaten Demir."
" Gördü mü diyorum Miray!"
" Görmedi galiba.. Yanı görmedi diye biliyorum."
Hira devam etti.
" Yok ya görmemiştir."
" Ama Selinler gördü."
" Onlar zaten Baran'dan önce geldiler ya o yüzdendir. Sen otururken geldi onlar."
" Rahatlamama yetmiyor ama"
Ezgi de beni teselli etmekle uğraşıyordu:
"Bak zaten kimse böyle bir şey olabileceğini bilmiyor."
Miray:
" Bu, herkes böyle bir şey olamayacağını biliyor demek mi acaba"
" Her neyse işte."
Hira atladı:
" O EKA'yı bir bulayım. Kuzenime böyle bir şey yapmaz kimse." dedi
şakayla karışık.
Sonra Demir'in kapıya geldiğini duyduk:
" Eylül bi dışarı çıkar mısın lütfen?"
Ona ağlamaklı bir sesle ama biraz da neşeli görünmeye çalışarak cevap verdim:
" Evet, tabi."
" Sen ağlıyor musun? Bak Baran görmedi tamam mı sorun yok."
" Herkes duyacak zaten Demir."
Demir
"O zaman biz de söyleyelim her şeyi ona, ben baştan beri diyorum anlatalım diye." deyince bizimkiler hemen atladı.
Miray
" Bence de."
Hira
" Söyleyin bitsin işte ne önemi var." dedi.
" Şu an nerede?" dedim hemen ardından.
Demir
" Pankartı kaldırdık zaten, Baran nerede bilmiyorum ama." dedi sakinleştirircesine.
" Biz eve dönelim bence artık, değil mi Hira."
" Sen bilirsin Ey."
" Burası da sıkıcı olmaya başlamadı mı zaten?" diye destek verdi Ezgi.
" Ben de gideceğim."
" Yarın yarışma var siz kalın isterseniz ya. " dedim. Benim yüzümden gitmelerini istemem yani.
Miraylar
"Kalalım mı bilmiyorum ki." deyince
" Kalın , kalın. " diye üstelemeye devam etti Hira.
Biz de böylece kaykayları elimize alıp evin yolunu tuttuk.
E- Mail'i açıp küfretmeye hazırlanacaktım. Ama gerek kalmadan o mail sesi kulağımda çınladı.
— Süprizimi beğendin mi?
— Ne yapmaya çalışıyorsun sen?
— Sorularıma cevap vermeyi hâla öğrenemediğin için üzgünüm.
— Üzülmeni umursamıyorum. Sen de cevap ver.
— Cevabımı alamadım.
Bu kadar gıcıklık yeter ama.
— Çok beğendim.
— Güzel. Sana daha bitmediğini söylemiştim değil mi?
— Sen Baran'a niye taktın?
— Bence takan sadece ben değilim.
— İmalı imalı bir şeyler söylemeye çalışma. Soruma cevap ver. Kimsin sen ? Yeter artık.Gitti. Evet, sadece gitti.
"Tek takan ben değilim." diye onu taklit ettim. Hira abimin yanındaydı ve galiba akşama kadar orada kalacaktı. Eğlendiklerini yan odadan anlayabildiğime göre...
Telefonum çaldı ve arayanın Aslı olmamasını umarak telefonun yanına gittim. Aslı ve EKA hakkında bir şeyler daha duymak istemiyordum.
Arayan Baran'dı. Tabisi de açmadım. Gerçi ne yapmam gerektiğini bilmiyordum bunun üzerine ama kesinlikle açmak benim için hayırlı olmayacaktı. Ardından tekrar o ses...
Telefon sesinden bahsediyorum.
Bu seferki ise annemdi.
" Anne"
" Kızım neredesiniz?"
" Evde, siz?"
" Ben çalışıyorum Eylül."
" Teyzem?"
O dışarlarda bir yerlerde. Biz birazdan geliriz."
" Tamam anne. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaykay
Teen FictionBugün yine Ezgi' yle kaykaylarımızı alıp sitenin çevresinde birkaç tur attıktan sonra dondurma almaya gittik. Ben her zamanki gibi kavunlu ve frambuazlı aldım. Dondurmayı yerken biraz daha dolaşmaya devam ettik. Yoldan geçerken yerde bir broşür görd...